15. Ceza Dairesi 2013/22393 E. , 2016/1780 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, nitelikli dolandırıcılık
HÜKÜM : 1-Sanık ... hakkında beraat
2- Sanık .... hakkında;
a- Dolandırıcılık suçundan TCK.nrun 158/1-f, son, 62, 52, 53 maddeleri gereği mahkumiyet
b-Resmi belgede sahtecilik suçundan TCK.nun 204/1, 62, 53. maddeleri gereği mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanık ... hakkında verilen beraat hükümleri ile sanık ...hakkında mahkumiyete ilişkin hükümler, katılan vekili, sanık ... müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
1-Sanık ... hakkında her iki suçtan verilen beraat hükümlerinin temyiz incelemesinde;
Dosya kapsamına göre, suça konu çek nedeniyle sanık ... tarafından herhangi bir menfaat elde edilmediği,söz konusu çekin bir bölümü sanık ..."ın önceden doğmuş bir borcunun tasfiyesi amacıyla kullanılmış olduğu bu borcun önceden doğmuş olması nedeniyle sanık ..."ın dolandırıcılık kastı ile hareket etmediği, sanık ..."ın sanık ..."den alacaklı olduğu ve ..."nin de bu borcu suça konu çekin bir bölümü ile ödemeyi teklif ettiği, suça konu çekin tedavüle sokulmasından katılan tarafından ibraz anına kadar sanık ..."ın herhangi bir katkısı bulunmadığı, sanığın eyleme iştirak ettiği yolunda cezalandırılmasını gerektirecek ölçüde yeterli ve inandırıcı delil elde edilemediği gerekçesine dayanan kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1136 sayılı Kanun"un 168. ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"nin 13.maddesinin 5.fıkrası uyarınca, beraat eden ve kendisini vekille temsil ettiren sanık lehine maktu avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu nedenle 5320 sayılı Kanun"un 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükümlerin ilgili kısmına "Sanık kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre belirlenen 2.400 TL maktu vekalet ücretinin hazineden alınarak sanığa verilmesine" ibaresi eklenmesi suretiyle hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2-Sanık ....hakkında nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerinin temyiz incelemesinde ise;
Dosya kapsamında, sanık, suça konu sahte çeki sahteliğini bilmeden, hayvan sattığı ... isimli kişiden imzasıyla aldığını, sanık ..."a bu sırada çekin sağlam olup olmadığını sordurduğunu, çekin sağlam olduğunu öğrendikten sonra,ciro ederek sanık ..."a olan borcunun katılanın alacağından düşülerek yem aldığını beyan ettiği,mahkeme aşamasında ise,çeki verdiği iddia ettiği ..."un bulunamadığının anlaşılması üzerine,bu çekin başka isim altında imzalanmış olabileceğini, bu kişinin Ilgın"da bulunan ....."de kaldıklarını ve isimlerinin .... ve .... olduğunu beyan etmesi ve çekte yapılan incelemede, ... imzası ile yazıların aynı kişini el ürünü olduklarının bildirilmesi karşısında, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi bakımından, sanık ..."nin bildirdiği kişilerin araştırılarak, bulundukları takdirde tanık olarak ifadelerinin alınıp, usulünce alınacak imza ve yazı örneklerinin, sanık ..."nin usulünce alınan imza ve yazı örnekleri ile birlikte denetime elverişli olacak şekilde bilirkişi incelemesi yaptırılması, sahte çekteki yazılar, keşideci imzası ve birinci cirantanın yazı ve imzaların, kimin el ürünü olduğu belirlendikten sonra, tüm deliller tartışılarak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
Sanık hakkında belirlenen hapis cezası, adli para cezasına çevrilirken sevk maddesi olarak TCK"nın 52/2 maddesi yerine, TCK"nın 52/3 maddesi olarak gösterilmesi,
TCK’nın 53. maddesinin (3.) fıkrası uyarınca 53/1-c madde ve bendindeki “velayet hakkından; vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksunluğun” sadece sanığın kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise yoksunluğun hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden, yoksunluğun tümü için koşullu salıverilmeye kadar sürmesine karar verilmesi ve 5237 sayılı TCK.nın 53.maddesinin (1), (2), ve (4) numaralı fıkralarıyla ilgili olarak Anayasa Mahkemesi"nin verdiği 08.10.2015 tarihli ve E.2014/140, K.2015/85 sayılı kısmi iptal kararının, 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe girdiğinden bu yönde de değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmümlerin bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 17.02.2016 tarihinde oy birliği ile karar verildi.