Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/16041
Karar No: 2020/7256
Karar Tarihi: 12.11.2020

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/16041 Esas 2020/7256 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, ortak muris ....'ın terekesinin tespiti talebinde bulunarak dava açmıştır. Davalılar, müvekkilleri tarafından açılan aynı davada derdestlik itirazında bulunmuşlar ve terekeye dahil olduğu bilinen malların tespitini talep eden davayı reddetmişlerdir. Mahkeme, davanın kabulüne karar vererek, murisin terekesinin tespitine hükmetmiştir. Ancak hükmün sonucuna yönelik olarak yeterince açık ve net olmadığı gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Tereke tespit davaları, terekenin olası ihtilaflarda başvuru kaynağı oluşturmak için terekede bulunan mal ve hakların tespiti amacıyla açılır. Terekeye ait malların tespit edilip, deftere geçirilerek gerekli önlemlerin alınması ve menkuller için paranın tereke malvarlığı olarak bankaya yatırılması, altın gibi ziynet eşyalarının tereke mahkemesi kasasına konulması ve diğer eşyaların ilgilisine veya üçüncü bir kişiye yediemin sıfatıyla teslim edilmesi gerekmektedir.
Tereke tespit davaları, delil tespiti niteliğinde olup, istihkak davası niteliğinde değildir. Türk Medeni Kanunu'nun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 33. maddesi gereğince, ölüm anı itibarıyla terekedeki (taşınır veya taşınmaz) mal
14. Hukuk Dairesi         2016/16041 E.  ,  2020/7256 K.

    "İçtihat Metni"

    14. Hukuk Dairesi

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 26.09.2014 gününde verilen dilekçe ile terekenin tespiti talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 14.06.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı vekili, 13.10.2004 tarihinde ölen tarafların ortak murisi ..."ın, mirasçıları arasında yapılacak paylaşıma esas olmak üzere terekesinin tespitini istemiştir.
    Davalılar vekili, müvekkilleri tarafından davacı aleyhinde aynı taleplerle açılmış bir dava bulunduğunu belirterek derdestlik itirazında bulunmuş; anılan davada murise ait menkul malların tespitinin istendiğini, bunun üzerine mahkemece murisin sağlığında davacı eşi ile birlikte ikamet ettikleri evde keşif yapıldığını, tespit kararı verilmiş ise de henüz kesinleşmediğini, derdestlik itirazı kabul edilmez ise davaların birleştirilerek görülmesi gerektiğini, terekeye dahil olduğu bilinen malların tespitinin talep edilmesinde hukuki yarar bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuş; öte yandan, terekeye dahil olması gerekirken davacı ya da üçüncü kişiler adına kayıtlı malvarlığının olabileceğini ileri sürerek TMK"nun 593. maddesi kapsamında gerekli önlemlerin alınmasını talep etmiştir.
    Mahkemece, davanın kabulü ile muris ..."ın terekesinin tespitine ve esasın bu şekilde kapatılmasına karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, Türk Medeni Kanununun 589. ve devamı maddelerinde yer olan "koruma önlemi" olarak ölüm tarihi itibariyle terekeyi oluşturan unsurları belirlemek, böylece olası ihtilaflarda başvuru kaynağı oluşturmak, bu sayede terekenin içeriği ile ilgili ölüm anındaki durumu öğrenme imkanını elde etmeye yönelik olarak terekede bulunan mal ve hakların tespitine ilişkindir. Koruma önlemi olarak terekenin tespiti işlemi, kural olarak bir süreye bağlı olmayıp, bu önlemin alınması olanaksız veya yararsız hale gelmedikçe, tereke paylaşılmadığı sürece istenebilir. Çünkü, koruma önlemi olarak terekenin tespiti işleminin maddi hukuk bakımından haklara ve borçlara bir etkisi bulunmamaktadır.
    Tereke tespiti davaları delil tespiti niteliğinde olup, istihkak davası niteliğinde değildir. Bu nedenle mahkemece yapılması gereken iş, terekeye ait olduğu bildirilen mal varlığı unsurlarını tespit edip deftere geçirmek, bunlardan muhafazası mümkün olmayanlar varsa satıp paraya çevrilmesini sağlamak ve menkuller için de para, döviz vb. varsa bunları tereke malvarlığı olarak bankaya yatırmak; altın vb. ziynet eşyaları varsa bunları tereke mahkemesi kasasına alıp kaydetmek; diğer eşyaları ise ilgilisine veya üçüncü bir kişiye yediemin sıfatıyla teslim etmek ve böylece tespit edilen eşyaları kararda göstermekten ibarettir.
    Bu itibarla mahkemece, resmi kurumlardan murisin taşınır ve taşınmaz tüm malvarlığına ilişkin bilgi istenerek, tereke mallarını zilyetliğinde bulunduran veya murise borcu olan mirasçıların murisin mali durumu ile ilgili bilgi vermekle yükümlü oldukları hatırlatılarak, bu hususta mirasçılardan bilgi alınmak suretiyle "Türk Medeni Kanununun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün" 33"üncü maddesi gereğince; ölüm anı itibarıyla terekedeki (taşınır veya taşınmaz) mal ve hakların tespit edilip hükümde gösterilmesi gerekir.
    Öte yandan, 6100 sayılı HMK’nun 297/2. maddesi gereğince;
    Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
    Bunların yanında hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. (HMK m.26/1)
    Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince; mahkemece, muris ..."ın terekeye dahil mallarının hüküm sonucunda ayrı ayrı gösterilmek suretiyle infaza elverişli şekilde hüküm kurulması gerekirken, sadece davanın kabulüne ve terekenin tespitine karar vermekle yetinilerek infazda tereddüt yaratacak şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş; bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 12.11.2020 gününde oy birliği ile karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi