11. Hukuk Dairesi 2017/1220 E. , 2019/703 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada ... 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen .../.../2016 tarih ve 2014/1296-2016/734 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olduğu anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 22/01/2019 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, inşaat sanayinde kullanılmak üzere yalıtım malzemeleri üreten müvekkili şirketin 2008 yılında cam yünü üretimine başladığını, cam yünü üretimi konusunda deneyimli bir mühendis olan davalı ile müvekkilinin ...’da kurduğu tesiste üretim sorumlusu olması için 02.06.2008 tarihli belirsiz süreli iş sözleşmesi imzalandığını, ayrıca 02.06.2008 tarihli rekabet yasağı ve gizlilik taahhütnamesi imzalandığını, bu taahhütname uyarınca iş akdinin haklı bir nedene dayanmadan feshi halinde fesih tarihinden itibaren ... yıl boyunca müvekkili şirketin faaliyet alanına giren aynı veya benzer bir işle iştigal eden müvekkil ile rekabet edebilecek bir şirkette-kurumda çalışmayacağının taahhüt edildiğini, davalının ........2008 tarihinde iş akdini tek taraflı olarak feshettiğini ve müvekkili ile aynı alanda faaliyette bulunan ve rakibi konumdaki ... Isı Yalıtım San. Tic. A.Ş’de çalışmaya başladığını, taahhütname uyarınca son aldığı brüt ücretin ... katı toplam 120.000 TL’nin ödenmesi ihtarı üzerine ödeme yapılmayınca icra takibi yapıldığını, davalının takibe haksız yere itiraz ettiğini ileri sürerek, takibin iptalini ve icra inkar tazminatı ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, rekabet yasağı sözleşmesinin BK’nın 348. vd. maddeleri uyarınca geçerli bir sözleşme olmadığını, zaman bakımından sınırlamaya gidilmiş olmasına rağmen yer ve konu bakımından sınırlamaya yer verilmediğini, rekabet yasağının uygulanacağı coğrafi bölgeyi içeren 1..... maddenin bölgeyi tanımlayan kısmının boş bırakıldığını, sözleşmenin bu hali ile akdolunduğunu, 1.b maddesinde faaliyet alanı sınırlamasının da “sözleşme konusu yasaklanan faaliyet alanının hizmet ilişkisinin son bulduğu tarih itibariyle tespit edileceği” ifadesi nedeniyle belirsiz olduğunu, davacı şirkette 4 ay 8 gün gibi kısa bir süre çalıştığını, üretim direktörü olarak ikametgahının yakınında bulunan ... Isı Yalıtım A.Ş’de çalışmaya başladığını, rekabet yasağı sözleşmesinin ekonomik açıdan zarar verici nitelikte ve cezai şartın fahiş olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasındaki rekabet yasağı ve gizlilik taahhütnamesi incelendiğinde davalının “sözleşmesinin sona ermesinden itibaren ... yıl sure ile ... İç ... bölgesinde faaliyet gösteren yalıtım malzemesi üreticisi satıcısı...vs. firmalarda çalışmayacağı” denilmek suretiyle zaman, yer ve konu açısından sınırlamanın öngörüldüğü anlaşıldığından rekabet yasağına ilişkin taahhüdün geçerli olduğunun kabulü gerektiği, davacı ile davalının yeni işveren firmasının iştigal alanının tamamıyla örtüştüğü, her iki firmanın da Eylül-Ekim 2008 döneminde cam yünü üretimine başladığı, davalının davacı işyerinde görev yaptığı yaklaşık 4 aylık sürede üretim müdürü olarak üretimine yeni başlanacak cam yünü konusunda hazırlıklar yaptığı, davalının davacı firmadaki görevi kapsamında öğrendiği ticari ya da teknik iş sırlarını ve müşteri çevresine ait bilgileri, yeni işyerinde kullanabileceği bir pozisyonda görev yaptığı, hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlıyorsa " yönündeki şartın somut olayda gerçekleştiği, mübrez bordrolar uyarınca davalının son aylık brüt ücreti ....000 TL olduğundan davalının ödemesi gereken cezai şartın 120.000,00 TL olarak hesaplandığı gerekçesiyle davanın davanın kabulüne, itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın varlığının tespiti yargılamayı gerektirdiğinden davacının tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir
...-Dava, rekabet yasağı ihlalinden kaynaklanan cezai şartın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece taraflar arasındaki sözleşme ve bu sözleşmede yer alan cezai şarta ilişkin hükmün 818 sayılı BK’nın 348 ve 349. maddeleri uyarınca geçerli olduğu, cezai şart alacağının doğduğu sabit görülerek yazılı şekilde karar verilmiştir. Ancak, 818 sayılı BK’nın 161/son fıkrasına göre (6098 sayılı TBK 182/son), "...Hâkim, aşırı gördüğü ceza koşulunu kendiliğinden indirir". Bu düzenleme uyarınca hakim, sözleşmeyle belirlenen ceza koşulunun aşırı olup olmadığını, sözleşmenin mahiyetine uygun düşüp düşmediğini resen denetlemek zorundadır. Mahkemece kararda hüküm altına alınan cezai şart alacağının yerinde görüldüğünden bahsedilmiş ise de, karar gerekçesinde bunun sebeplerine ilişkin bir değerlendirme veya tartışmaya yer verilmemiştir. Bu durumda mahkemece, sözleşmede öngörülen cezai şart tutarının aşırı olup olmadığının da denetime elverişli bir şekilde karar yerinde değerlendirilip tartışılmak ve sonucu göre bir karar verilmesi gerekirken bu husus gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, hükmün davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ :Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine; (...) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, takdir olunan ....037,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, .../01/2019 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Dava, işçinin rekabet etme yasağına aykırılığa dayalı cezai şart istemine ilişkindir.
Ceza koşulunun kendisi başlı başına bir borcun konusu değildir. Ceza koşulu, daima ifası gereken bir asıl borcun varlığını arar. Zira ceza koşulu, borçlunun borca uygun davranmasını temin eden bir tür güvencedir. Yine ceza koşulu asıl borca bağlı (fer"i) nitelikte bir borç doğurur.
Ceza koşulu TBK. m. 179"da (Eski BK. m. 158) düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre, ceza koşulunun türleri, seçimlik ceza koşulu, ifaya eklenen ceza koşulu ve ifa yerine ceza koşulundan (Dönme cezası) ibarettir. Bu genel düzenlemenin yanında BK. m 351/..."de (yTBK. m. 444/...) dönme cezası özel olarak düzenlenmiştir. Bu BK. m. 351/..., (YTBK 444/...) aynı Yasa"nın 158 (YTBK m. 179) maddesine bir aykırılık oluşturur. Sözleşme cezası burada da madde 158"de (YTBK m. 179) olduğu gibi, kural olarak, ödenmesi ile akitten cayma hakkını verir. Ne var ki madde 158"in(YTBK m. 179) aksine, madde 351/... (YTBK m. 444/...) gereğince ifayı yada sözleşme cezasını talep etmek isteyip istemediğini alacaklı seçemez. Aksine işçi sözleşme cezasını ödeme ile rekabet yasağından kendisini kurtarabilir (Becker, Herman, İsviçre Borçlar Kanunu Şerhi, Yargıtay Yayınları, sayfa 577).
İşveren ancak, işçinin kusurunu ve uğradığı zararı kanıtlayarak BK m. 351/1 (YTBK m. 444)uyarınca zararının tazminini isteyebilir.
Bu nedenlerle, kararın yukarıdaki gerekçeyle bozulması görüşünde olduğum için sayın çoğunluğun görüşüne katılamıyorum.