Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/11576
Karar No: 2019/5068
Karar Tarihi: 15.05.2019

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2018/11576 Esas 2019/5068 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2018/11576 E.  ,  2019/5068 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi


    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne kısmen reddine birleşen davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı-birleşen davada davalı vekili ile davalı-birleşen davada davacı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine duruşma istemi değerden reddedilmiş olmakla, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

    K A R A R

    Davacı-birleşen davada davalı ... vekili, dava dilekçesinde belirtilen mallar nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğinde bulunmuş, birleşen davanın reddini savunmuştur.
    Davalı-birleşen davada davacı ... Cezairlioğlu vekili, davanın reddini savunmuş, birleşen dava ile mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğinde bulunmuştur.
    Mahkemenin, davanın kısmen kabul ve kısmen reddi ile dava konusu kooperatif hissesi nedeniyle 28.175 TL katılma alacağının keşif tarihi olan 04/01/2012 tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazla talebin reddine, dava konusu araç nedeniyle 6.083,05 TL alacağın değerlendirilme tarihi olan 28/11/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazla talebin reddine, birleşen davanın kısmen kabul ve kısmen reddi ile davacının ortak hesaptaki birikimi kendi hesabına aktarması yaptığı katkısı nedeniyle 5.053,05 TL alacağın 04/01/2012 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davacıdan tahsiline, kooperatif hissesinin maliki davalı olduğundan davalının gelirleri sebebiyle katılma alacağı talebinde bulunması mümkün olmadığından, bu konudaki talebin reddine, davalı tarafın iş göremezlik tazminatı talebinin reddine, davalı tarafın ziynet eşyasından doğan 4.750,74 TL katılma alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacıdan tahsiline dair ilk kararı, taraf vekillerinin temyizi üzerine Daire’nin 06.04.2016 tarihli ve 2016/810 Esas, 2016/6154 Karar sayılı ilamı ile davacı-birleşen davada davalı vekilinin tüm, davalı-birleşen davada davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile “ ...a) ...Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda kooperatife yapılan bütün ödemeler dikkate alınmak suretiyle hesaplama yapıldığı belirlenmiştir. Mal rejiminin sona erdiği andaki malların mevcut durumuna göre tasfiye tarihindeki rayiç (sürüm) değeri göz önünde bulundurularak tasfiye gerçekleştirileceğinden mahkemece mal rejiminin sona erdiği 28.06.2007 tarihinden sonra yapılan ödemeleri de göz önünde bulundurularak düzenlenen bilirkişi raporunun hükme esas alınması doğru olmamıştır. Az yukarıda açıklanan yasal düzenlemeye göre mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar yapılan ödemeler, kooperatif üyeliğinin o andaki durumu göz önünde bulundurularak inşaat ve mülk bilirkişilerinden denetime açık rapor alınmak suretiyle talep miktarı ve usuli müktesep haklar göz önünde bulundurularak karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. b) Davalı-birleşen davacı vekilinin, davacı-birleşen davalıya Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından çalışma gücünün kaybı nedeniyle ödendiği bildirilen tazminata ilişkin temyiz itirazlarına gelince; ... ödeme yapan kurumdan söz konusu ödemeye ilişkin tüm belge ve banka dekontları istenmeli, mal rejiminin sona erdiği anda mevcut olup olmadığı, mevcut değilse ödeme tarihi ile mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar geçen süre, bu süre içerisinde ödeme konusu tazminatın harcanmasının hayatın olağan akışına uygun olup olmadığı, değerlendirilmek suretiyle bu yöne ilişkin TMK"nin 219. ve 228. maddeleri göz önünde bulundurularak bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.” gereğine işaret edilerek bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucu, asıl davada davalının kooperatif üyeliği nedeniyle 19.750 TL artık değer alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, birleşen davada davacının davalıya Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından çalışma gücünün kaybı nedeniyle ödendiği bildirilen tazminata ilişkin talebinin reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı-birleşen davada davalı vekili ile davalı-birleşen davada davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1. Davacı-birleşen davada davalı vekili ile davalı-birleşen davada davacı vekilinin asıl davaya yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    a. Dava konusu kooperatif üyeliği yönünden mal rejiminin sona erdiği boşanma dava tarihine kadar yapılan ödemenin bir miktarının davalı kadın tarafından karşılandığı, bakiye ödemenin üyelik için yapılan toplam ödemeye oranı ile karar tarihine en yakın güncel değerin boşanma dava tarihi itibariyle inşaatın %50 oranında bittiği de gözetilerek bulunacak miktar ile çarpılıp artık değerin bulunması ve yarı oranda katılma alacağına hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde Daire ilke ve uygulamalarına aykırı olarak hesaplama yapılmış olması doğru değilse de, açıklandığı şekilde hesaplama yapılması halinde çıkacak miktar TMK’nin 4.maddesi ile TBK’nin 50-51.maddeleri karşısında hükmedilen miktarın yerinde olduğu sonucuna varıldığından davacı-birleşen davada davalı vekilinin tüm, davalı-birleşen davada davacı vekilinin faiz başlangıcı dışındaki temyiz itirazları yerinde değildir.
    b. Davalı-birleşen davada davacı vekilinin faiz başlangıcına yönelik temyiz itirazlarına gelince;
    Davacı lehine hükmedilen alacak artık değere katılma alacağı niteliğindedir. TMK"nin 239/son maddesinde; “…aksine anlaşma yoksa tasfiyenin sona ermesinden başlayarak katılma alacağına ve değer artış payına faiz yürütülür…” hükmü yer almaktadır. Yargıtay"ın ve Dairemiz"in kökleşmiş uygulamalarına göre tasfiye tarihi karar tarihidir. Dosya kapsamına göre Mahkemece, karar tarihi olan 25.01.2018 tarihinden itibaren alacağa faiz yürütülmesi gerekirken, dava tarihinden itibaren faiz yürütülmüş olması doğru olmamıştır. Ne var ki, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
    2. Davalı-birleşen davada davacı vekilinin birleşen davaya yönelik temyiz itirazlarına gelince;
    Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve uyulan bozma ilâmında açıklandığı üzere işlem yapılıp sonucu dairesinde hüküm tesis edildiğine göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile Usul, Kanun ve bozma gereklerine uygun bulunan hükmün onanması gerekmiştir.
    SONUÇ: Asıl dava yönünden, davalı-birleşen davada davacı vekilinin faiz başlangıcına yönelen temyiz itirazları yukarıda (1.b.) nolu bentte açıklanan sebeple yerinde görüldüğünden kabulü ile hüküm fıkrasının 2.bendinin 2. ve 14.satırındaki “dava” kelimesinin hüküm fıkrasından çıkarılmasına, yerine “karar tarihi olan 25.01.2018” ibaresinin yazılmasına, HUMK"un 438/7 maddesi uyarınca hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, davacı-birleşen davada davalı vekilinin tüm, davalı-birleşen davada davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının yukarıda (1.a) nolu bentte açıklanan nedenlerle reddine, birleşen dava yönünden yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı-birleşen davada davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile birleşen davaya ilişkin hükmün ONANMASINA, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 15.05.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi