13. Hukuk Dairesi 2020/727 E. , 2020/3153 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalıya 21.9.2012 tarihli vekaletname ile kendisine ait ... plakalı kamyoneti satarak satış bedelini ödemesi husunda yetki verdiğini, davalı ile yapılan görüşmede kamyonetin satıldığını öğrendiğini, ancak satış bedelinin ödenmediğini, bunun üzerine icra takibi başlattığını, davalının icra takibine haksız yere itiraz ettiğini ileri sürerek; itirazın iptaline ve %40 tazminata karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davaya konu kamyoneti harici oto satış sözleşmesi ile dava dışı kişiden satın alarak satış bedelini o kişiye ödediğini savunarak; davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, davalının vekalet görevini kötüye kullanması, özellikle de, vekilin özen ve sadakatle iş görme ve hesap verme yükümlülüğüne aykırı davranması hukuksal nedenine dayandırılarak açılmıştır. Gerçekten de vekil, vekaleti iyi bir surette ifa ile yükümlüdür. (B.K. md. 506/2) Eş söyleyişle, müvekkilin kendisine verdiği görevi özen ve sadakatle ifa etmek yükümlülüğü altındadır. Öte yandan, müvekkilin talebi üzerine, yapmış olduğu işin hesabını vermekle, her ne nam ile olursa olsun, almış olduğu şeyi müvekkile tediye etmekle yükümlüdür. (B.K.md. 508/1). Vekilin hesap verme yükümlülüğüne, üçüncü kişilerden aldığı değerler öncelikle dahildir. Belirtilen yükümlülüklere aykırı davranılması halinde vekilin, müvekkile karşı, onun bu yüzden uğradığı zararı tazmin yükümlülüğünün ortaya çıkacağı da çok açıktır.
Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında, davacının ... plakalı aracı satması amacıyla davalıya 21.9.2012 tarihli vekaletname vermiş, bu vekaletname kapsamında davalı davacının aracını 4.10.2012 tarihinde satmıştır. Her ne kadar mahkemece, tanık beyanları esas alınmak suretiyle, satış sözleşmesi, araç kaydı ve banka dekontları ile davalının aracı davacı ile birlikte hareket eden dava dışı ...’den 1.10.2012 günlü sözleşme ile satın aldığı ve bedelini bu kişiye ödediği, davacının ...’e yönelik bir davasının bulunmadığı, davalının aldığı vekalet ile yaptığı bir satışa rastlanmadığı, davanın kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, vekilin hesap verme yükümlülüğü bulunduğundan, davada ispat yükü vekil olan davalıda olup, olayın niteliği gereği tanık da dinlenemez. O halde davalı, davacıya ait aracı verilen vekaletnameye istinaden dava dışı şahsa sattığına göre vekilin hesap verme yükümlülüğü bulunmaktadır. Hal böyle olunca mahkemece, davalının satış bedelini davacıya ödediğine dair varsa yazılı delilleri sorularak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, aksine düşüncelerle tanık beyanı esas alınmak suretiyle davanın reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11/03/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.