Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/13895
Karar No: 2015/593
Karar Tarihi: 20.01.2015

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2013/13895 Esas 2015/593 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2013/13895 E.  ,  2015/593 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı vekili, davalı borçlu ..."ün alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı dava konusu taşınmazın 1/2 hissesini 23.03.2009 tarihinde davalı ..."a onun da diğer davalılar Gazi ve ..."e sattığını belirterek davalılar arasındaki tasarrufun iptalini talep etmiştir.
    Davalı borçlu, duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi sunmamıştır.
    Diğer davalılar vekili, takip konusu alacağın muvazaalı olduğunu, aciz belgesi sunulmadığını, dava konusu taşınmazı üzerindeki ipotekle birlikte rayiç değerle ve iyiniyetle aldıklarını, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre, davacının alacağının gerçek bir alacak olmadığı, davalı 3.kişinin ve diğerlerinin kötüniyetli olduğunun ispatlanamaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
    İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
    Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir.Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
    Somut olayda, mahkemece davacının alacağının gerçek olmadığı, bir an için gerçek bir alacak olduğu kabul edilse bile İİK 278/3-2 ve 280/1 maddesi gereğince iptal koşullarının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir. Mahkeme; tanık beyanlarının elden verilen para ile ilgili yeterli yer, tarih ve sebep izah edemediklerinden inandırıcı bulunmadığını, davacının takip konusu borca ilişkin parayı petrol ofisine ortak olmak için verdiğini belirtmesine rağmen bu konuda ortaklık sözleşmesi gibi yazılı bir belge sunmadığı, alacağın gerçek bir alacak olmadığı kanısına varıldığını açıklamış ise de takip konusu borcun 5.3.2009 tanzim tarihli bonoya dayandığı, borçlu hakkındaki takibin yasal şekilde kesinleştiği, kati aciz belgesinin sunulduğu ve iptal edilmediği, davacının senet tanzim tarihi itibarıyla takip konusu borcu verebilecek ekonomik güce sahip olduğu (... Ltd. Şti ortağı, maden ocağı sahibi, kendisine,
    ailesine ve şirketine ait malvarlığının bulunduğu) muvazaalı senet düzenlenmesi gerektirir durum bulunmadığı anlaşıldığından mahkemenin bu yoldaki olasılıklı gerekçesine katılma olanağı bulunmamaktadır.
    İİK 280.madde gereğince de deliller yeterince değerlendirilmemiştir. Delil olarak sunulan ... 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/106 Esas ve 2012/316 Karar sayılı dosyası ve içerisindeki bilgi ve belgelere göre de,dava konusu taşınmaz tapuda arsa vasfı ile satılmış olmasına rağmen 6.6.2007 tarihli yapı ruhsatından taşınmaz üzerine benzinlik yapılmak üzere borçlu adına ruhsat düzenlediği, ... İdare Mahkemesinin 2008/980 Esas 2009/1595 Karar sayılı ilamından dava konusu taşınmaz üzerindeki akaryakıt ve LPG istasyonu yapı ruhsatının iptaline karar verildiği, ... 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/211 D.İş dosyasındaki 18.12.2007 tarihli bilirkişi raporundan dava konusu taşınmaz üzerine akaryakıt istasyonun yapılmakta olduğu ve inşaatının tedbiren durdurulmasına karar verildiği, davalı borçluya ait şirket ile ... Petrol San A.Ş arasında 10.9.2007 tarihli bayilik anlaşması dava konusu taşınmaz üzerine intifa hakkı (sonradan kalkmış) tesis edildiği, davalı 3.kişinin ortağı olduğu şirketin dava konusu taşınmazda 10.5.2010 tarihinde benzinlik açılışı yaptığı, fiilen benzinlik olarak kullandığı, 5.8.2010 tarihinde LPG Otogaz Bayilik lisansı aldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda dava konusu taşınmazın satış tarihindeki durumunun tespitine yönelik olarak tüm delillerin değerlendirilmesi dava konusu taşınmaz satış anında benzinlik halinde ise bu satışın İİK 280/3-son maddeler gereğince ticari işletme devri niteliğinde olup olmadığı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.
    Öte yandan, 2.6.2009 tarihinde kurulan ... ve Tic. Ltd. Şti"nin ortakları arasında yer alan ..., şirket hisselerini 21.10.2009 tarihinde davalı 3.kişi ..."e devrederek ortaklıktan ayrılmıştır. ..."ün borçlunun oğlu olup olmadığı tespit edilerek davalı 3.kişi ..."ün borçlunun durumunu ve amacının bilebilecek kişilerden olup olmadığı (İİK 280/1 kapsamında) değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken davalı 3.kişinin kötüniyetli olmadığının kabulü de doğru görülmemiştir.
    Kabule göre de; dava ön şart yokluğundan reddedildiğinde esasa girilmez, önşartlar varsa da esastan kabul veya reddine karar verilir. Davanın ön şart yokluğundan (alacağın gerçek olmadığı gerekçesiyle) reddi halinde AAÜT"nin 7 maddesine göre maktu, esastan reddedildiğinde (takip konusu alacak miktarı ile dava konusu tasarrufun tasarruf tarihindeki değerinde hangisi az ise az olan değer üzerinden) nispi vekalet ücreti takdir edilir. Somut olayda davanın olasılıklı olarak hem dava şartı yokluğundan hem de esastan reddi isabetli görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 20.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi