8. Hukuk Dairesi 2012/6709 E. , 2012/10337 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Osmaniye 1.Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 13.07.2009 gün ve 280/279 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı ... vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili, dava dilekçesinde; 262 ada 1 sayılı parselin kadastro çalışmaları sırasında Kör ... oğlu Dede ...ve ... oğlu ... baş adlarına ½’şer pay oranında tapu kaydına dayalı olarak 23.7.1979 tarihinde tespitin yapıldığını, tutanağın 18.3.1980 tarihinde kesinleştiğini, davalıların miras bırakanı ...’un anılan parselde bulunan 300/6235 payın 29.8.1984 tarihinde tapuda yapılan satış ve devirle satın aldığını, vekil edeninde 29.11.1985’te vefat eden ...’dan 300/6235 payı 5.11.1985 tarihinde harici satış senediyle satın aldığını, ancak tapu malikinin resmi satış işlemlerini gerçekleştirmeden vefat ettiğini, tapuda intikalin sağlanamadığını belirterek ... adına bulunan paya isabet eden 300 m2’lik kısmın tapusunun iptaliyle davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılara dava dilekçesi tebliğ edilmesine karşın, yargılama oturumlarına katılmamışlar ve cevapta vermemişlerdir.
Mahkemece, TMK.nun 713. maddesindeki kazanmayı sağlayan zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının davacı yararına oluştuğu gerekçesiyle davalıların miras bırakanı ... adına tapuda kayıtlı 300/6235 pay bakımından teknik bilirkişinin krokisinde A harfiyle gösterilen yer için tapu kaydının iptaliyle davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi üzerine hüküm davalılardan ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik ve harici satın alma hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713/1, 996 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
Mahkemece, yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, davada taraf teşkili henüz sağlanamamıştır. Taraf teşkili dava şartı olup, yargılamanın başlangıcında mahkemece kendiliğinden gözetilir. Davalı ... vekili, 11.4.2012 tarihli temyiz dilekçesinde; vekil edeninin yurt dışında çalıştığını, orada ikamet ettiğini, durumun dilekçe ekinde bulunan mernis kayıtlarından da anlaşıldığını, harici satış senedinde bulunan imzanın vekil edeninin miras bırakanı ...’a ait olmadığını, bu konuda Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduklarını, harici satış senedinin aslının dosyaya konulması gerektiğini, Tebligat Kanununun 35. maddesine göre yapılan tebliğlerin geçersiz olduğunu, harici satış senedine dayalı olarak davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu, tapulu taşınmazların resmi memur önünde satışlarının yapılması gerektiğini belirterek hükmün bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalıların miras bırakanı ve 300/6235 pay maliki ... 29.11.1985 tarihinde ölmüş olup, terekesi elbirliği mülkiyet hükümlerine tabidir. Dava dilekçesi 7201 sayılı Tebligat Kanununun 21. maddesi uyarınca aynı çatı altında bulunan kardeşi ...’a yapıldığı açıklanmış, diğer tüm davalılar adına çıkartılan dava dilekçesinin tebliğine ilişkin tebliğ evrakının aynı şekilde aynı kişiye yapıldığı (Ayten Gündüz) belirlenmiştir. Oniki davalıdan onbir kişiye ait tebligatın aynı kişiye yapılması ve hepsinin aynı çatı altında ikamet etmiş bulunması hayatın olağan akışına pek uygun düşmemektedir. Mahkemece verilen kabule ilişkin hükmünde yine aynı biçimde aynı çatı altında kardeş ...’a yapıldığı ve ...’un adreste bulunmadığı ve yeni adresinin bilinmediği gerekçesiyle ikmal edilmeden evrakın mahkemesine iade edildiği, ondan sonra 7201 sayılı Tebligat Kanunu gereğince hükmün tebliğ yoluna gidildiği saptanmıştır.
Temyiz dilekçesi kapsamı ile dava dilekçesi ve diğer tebliğler birlikte değerlendirildiğinde davacının yurt dışında çalıştığı ve orada ikamet ettiği dosya kapsamıyla anlaşılmaktadır. Bu nedenle 7201 sayılı Tebligat Kanununun 21 ve 35. maddeleri gereğince davalı ...’a yapılan tebligatların usulsüz olduğu açıktır. ... vekili 11.4.2012 tarihli hükmü temyiz etmiş ve 12.4.2012 tarihinde de temyiz harçlarını yatırmıştır. Bu durum karşısında davalı ... vekilinin hükmü süresinde temyiz ettiğinin kabulü gerekir. Bundan ayrı miras bırakan ...’un terekesi elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi olup, mirasçılardan birinin temyizi anılan mülkiyet türü gereğince diğer mirasçılarına da sirayet ettiğinin de kabulü gerekmektedir. Yani bir tek mirasçının temyizi bakımından yapılan inceleme ve doğuracağı hukuki sonuçlardan temyiz etmeyen mirasçılarda yararlanmaktadır.
Öte yandan, HUMK.nun 73. maddesinde; “kanunun gösterdiği istisnalar haricinde hakim iki tarafı istima veyahut iddia ve müdafalarını beyan etmeleri için kanunu şekillere tevfikan davet etmedikçe hükmünü veremez” denilmektedir. Yani mahkemece, taraflar yöntemine uygun bir biçimde yargılama oturumlarına davet edip taraf teşkilini sağlamadıkça karar veremez. Benzer hüküm HMK.nun 27. maddesinde yer almaktadır. Aynı maddede hukuki dinlenilme hakkına değinilmektedir. Hukuki dinlenme hakkı aynı zamanda taraf teşkilini de içermektedir. Bu bakımdan belirtilen hüküm fıkrası uyarınca taraf teşkilinin yapılması zorunludur. Taraf teşkili sağlanmadan yapılan yargılama sonucu verilen hüküm açısından hükmü temyiz eden davalının savunma hakkının kısıtlandığı da açıktır. Anayasanın 36. maddesine göre herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma hakkına sahiptir. O halde taraf teşkili sağlanmadan mahkemece verilen hüküm yerinde bulunmamaktadır. Aynı zamanda bu husus AİHS’nin hukuki dinlenilme, adil yargılama ve mülkiyet hakkına saygı kurallarına da aykırı düşmektedir.
Davalı ... vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK. nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK. nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 312,35 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."a iadesine, 12.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.