20. Hukuk Dairesi 2014/1653 E. , 2014/4367 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında Afyonkarahisar Merkez, ... Köyü, Kurtuluş Mahallesi 103 ada 69 parsel sayılı 2558,19 m2, B. ...Köyü ... Mahallesi 215 ada 27, 219 ada 21, 223 ada 10, 223 ada 12, 223 ada 13, 224 ada 2 parsel sayılı sırasıyla 3315,99 m2, bahçe, 5772,86 m2 tarla, 797,04 m2 bahçe, 11593,56 m2 tarla, 482,04 m2 bahçe, 1784,35 m2 tarla nitelikli taşınmazlar ...’in atalarından intikal ve paylaşma ile zilyetliğindeyse de,... Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 14.01.2000 gün ve 1040 sayılı kararı ile kabul edilen ... Tarihi Siti içinde kaldığı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla edinilemeyecek yerlerden olduğundan söz edilerek Hazine adına tesbit edilmiştir.
Davacı gerçek kişi, taşınmazların kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle adına tapuya tescilini istemiştir.
Mahkemece davanın reddine ve çekişmeli parsellerin tesbit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişi tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 24/12/2009 gün 2009/17513-19417 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; ""Yargıcın dava konusu şeyi inceleyerek onun hakkında bütün duygularıyla bilgi edinmesi olarak tanımlanabilen keşif; taşınmazlarla ilgili davalarda, dava konusunun yerinde görülüp incelenmesi biçiminde gerçekleşir (H.M.U.K."nın m. 363 vd.). Keşfe gidilebilmesi için mahkemenin bu konuda bir ara kararı oluşturması zorunludur. Bu kararda keşif giderlerinin, keşif giderini yatıracak tarafın ve bunun için gerekli önel ve/veya kesin önelin avukatla kendini temsil ettirmeyen taraf keşif istemişse, kesin önel içerisinde giderleri yatırmamanın sonuçlarının açıklıkla anlatılması; tanık dinlenip, bilirkişi incelemesi yapılacak ise, bu hususun ve keşif günü ile saatinin belirtilmesi; bunun doğal sonucu olarak; hakim, katip ve götürülecekse mübaşir için yol tazminatının (492 sayılı Harçlar Kanunu m. 34); keşif isteyen taraftan keşif aracını bizzat sağlaması istenemeyeceğinden; mahkeme, yapacağı işe, süresine ve gideceği yere göre gerekli gördüğü aracı kendisi belirleyip, temin edeceğinden, araç için ödenecek para miktarının; keşifte dinlenecek bilirkişi ve tanıkların isimlerinin ve ücretlerinin; bilirkişi ve tanıklarla, gerekiyorsa taraflara keşif gününün haber verilebilmesi için gönderilecek davetiye giderlerinin gösterilmesi yanında; yatırılacak avansın tutarı ile yatıracak tarafın ekonomik gücü, keşif tarihi ve tebligatların ulaşması için geçecek süre gözetilerek keşif gününden önceye rastlayan bir tarihin belirlenmesi ve bunda Tebligat Kanunu ile Tebligat Tüzüğünün gözönünde tutulması zorunludur.
Anılan hususları kapsamayan ve belirlenecek bir miktarın keşif gününe kadar yatırılması biçiminde kurulacak ara kararı ve buna dayalı olarak verilecek önel ve kesin önelin uygulamada H.Y.U.Y. m.414, 163 açısından bir sonuç doğurması olanağı bulunmamaktadır (H.G.K. 26.02.1975 T. 1972/1-1273 E. 1975/258 K; H.G.K. 18.02.1983 t, 1980/1-1284 E. 1983/141 K. H.G.K. 30.12.1992 t. 1992/16-666 E., 1992/769 K.; 20.H.D. 14.12.1992 t, 1992/16198-7040).
Öte yandan, bu koşulların tam olarak yerine getirilmemesi, keşif giderlerine itiraz hakkı olan gider yükümlüsünün bu hakkını kullanmasına da engel oluşturur.
Kadastro mahkemelerinde belirtilen genel hükümler, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 29 ncu maddesi kıyas yoluyla, aynı Kanunun 36 ncı maddesine göre işlem yapılması hallerinde de aynen uygulanır.
Yukarıda açıklanan kanun ve yerleşmiş Yargıtay uygulamasına aykırı olarak kurulan ara kararları sonucu verilen önel ve kesin önele dayanılarak, keşif giderlerinin yasal sürede yatırılmadığından söz edilerek yazılı biçimde hüküm kurulmasının bozma nedeni olduğu""na değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra yargılama devam ederken ormana sınır olan dava konusu 219 ada 21 parsel sayılı taşınmaz hakkında açılan dava dosyası asıl dosyadan tefrik edilerek temyize konu esasa kaydedilmiş ve mahkemece davanın kabulü ile ... İli, Merkez İlçesi, ... Kasabası ... Mahallesi ... Deresi Mevkiinde kain 219 ada 21 parsel nolu taşınmazın tespitinin iptaline, davacı ... mirasçılarının payları oranında tapuya tesciline, taşınmazın beyanlar hanesine "... Tarihi sit alanı içinde kalmaktadır" ibaresinin eklenmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tesbitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamıştır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve bozma kararı doğrultusunda işlem yapılarak, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırma sonucunda çekişmeli taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına, taşınmazlar üzerinde yaşları 10 ilâ 40 arasında değişen armut, elma, kiraz, vişne, ayva gibi meyve ağaçları bulunduğu ve adına tescil kararı verilen kişiler yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 10/04/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.