3. Hukuk Dairesi 2015/5351 E. , 2016/3062 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİ
ki eşya alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
vekili dilekçeile; tarafların evli olduklarını, müvekkilinin 05.08.2012 tarihinde kayınpederinin Terme"deki evinde misafirlikte bulunurken davalı eşinin çıkardığı bir tartışma sonucunda darp ve cebire uğradığını, eşinin kedisine uygulamış olduğu bu darp ve cebir hadisesinden sonra karakola şikayetçi olduğunu, davalının bu suç ile ilgili olarak Terme Sulh Ceza Mahkemesinin 2012/430 Esas sayılı dosyası ile yargılandığı ve işlemiş olduğu kasten yaralama suçu sabit görülerek hakkında ceza verildiğini, müvekkilinin bu müessir fiilden sonra bir daha davalı ile müşterek yaşadıkları konuta dönmediğini iddia ederek davalı eşin elinde bulunan ve müvekkiline ait olan şahsi eşyaların, çeyiz eşyalarının ve ziynet eşyalarının müvekkiline geri iadesi, mümkün olmaması halinde nakit değerinin davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesi ile; davacının iddia ettiği ziynet eşyalarının tamamını evden ayrılırken yanında götürdüğünü dolayısıyla kendisinde herhangi bir ziynet eşyasının bulunmaması nedeniyle davacı tarafından eşya talep etmesinin sebepsiz zenginleşmeye yönelik olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece; davalının eşine karşı işlemiş olduğu kasten yaralama suçu ile ilgili olarak Terme Sulh Ceza Mahkemesinin dosyası ile ceza aldığı, davacı kadının şiddete uğradığını ispat ettiği, evden annesi ile birlikte ayrıldığından ziynet eşyalarının götürülmesine engel olunduğunu, zorla elinden alındığını, daha öncede götürme fırsatı elde edemediğini dinlettiği tanık beyanları ile ispat edemediği, dinlenen tanık beyanlarının birbiri ile çeliştiği, bununla birlikte davacı, dava dilekçesinde ve delil listesinde yemin deliline dayandığı, bunun üzerine davalıya mahkeme huzurunda yemin teklif edildiği, davalının nezdinde davacıya ait ziynet eşyası ve çeyiz eşyası olmadığına ilişkin yemin ettiği, davacının kendi aldığı çeyiz eşyalarının evde keşif esnasında görülen eşyalar olduğunu ispat edemediği, davacı tarafından
talep edilen bir kısım çeyiz eşyalarının evde olmadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, davacıya ait 6 iğne oyalı, 2 oyalı, 2 ipek çember (37,40 TL), muhtelif kıyafet (425,00 TL), muhtelif ayakkabı (212,50 TL) şahsi eşyaların aynen mümkün değilse şahsi eşyaların toplam değeri 674,90 TL"nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,fazlaya ilişkin taleplerinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Türk Medeni Kanunu"nun 6.maddesi hükmü uyarınca kanunda aksine hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Kural olarak davacı, dava konusu ettiği ziynet eşyalarının varlığını ve evden ayrılırken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını ispat yükü altındadır. Ziynet eşyalarının kadın üzerinde taşınması doğal ise de evden fiziksel şiddete uğrayarak ayrılan bir kadının ziynet eşyalarını da üzerinde taşıması olağan olarak kabul edilemez.
Somut olayda; mahkemenin de kabulünde olduğu üzere davacı kadının evden şiddet görerek ayrıldığı kesinleşen Terme Sulh Ceza Mahkemesi kararı ile sabittir. Bu durumda müşterek haneden fiili şiddete maruz kalarak ayrılmak zorunda kalan kadının ziynet eşyalarını yanına alma fırsatı bulamayacağının kabulü gerekir. Buna göre; davacı, kendisine ait olan eşyaları evden ayrılırken alamadığını bu şekilde ispat ettiğine göre artık, davalı tarafından yerine getirilen yemin sonuç doğurmayacaktır.
O halde mahkemece; davacının talep ettiği ziynet eşyalarının davalı tarafta kaldığı kabul edilerek, miktar ve cinsi yönünden de davacı tanık beyanları ve bilirkişi raporu değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Bunun yanında; davacının talep ettiği şahsi eşyalar ve çeyiz eşyaları yönünden ise taraflar karı-koca oldukları için varlığı ve davalı tarafta kaldığı tanık beyanları ile kanıtlanabilen eşyalar yönünden kabul kararı verilmesi gerekirken, yalnızca keşif sırasında tespit edilen bir kısım eşyalar yönünden talebin kısmen kabul edilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 02.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.