20. Hukuk Dairesi 2014/2230 E. , 2014/4358 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi ile davalılar Hazine ve ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... Yönetimi, dava dilekçesi ile; ...İlçesi,... Köyünde 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan kadastro çalışmalarında orman alanlarının kısmî ilâna çıkartıldığını,... Köyü sınırları içinde bulunan, ekli krokide 1 ilâ 55 numaralarla gösterilen taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğu halde, orman sınırları dışında bırakıldığını belirterek, bu bölümlerin orman niteliğiyle Hazine adına tescilini istemiştir. Birleşen dosya davacısı ..., taşınmazın kendisine ait olduğunu iddia ederek, dava açmıştır.
Dava konusu taşınmazlar, kadastro müdürlüğünce davalı olarak tespit edilerek tutanakları mahkemeye gönderilmiştir.
Mahkemece, parsel çokluğu nedeniyle tefrik kararları verildikten sonra, davanın kısmen kabul kısmen reddine çekişmeli, ...İlçesi,... Köyü 179 ada 1 parsel sayılı taşınmazın bilirkişi raporunda (A) harfi ile işaretli 4070,26 m2"lik kısmın orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, (B) harfi ile işaretli 13299,56 m2"lik kısmın fındık bahçesi vasfıyla ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi ve davalılardan Hazine ile ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, orman kadastrosuna ve kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde orman kadastrosu, 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükümlerine göre yapılmış, çekişmeli taşınmazlar orman sınırları dışında bırakılmıştır.
1) Davalı ..."ün temyiz itirazları yönünden; incelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın (A) harfi ile gösterilen bölümünün orman sayılan yerlerden olduğu belirlenerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığından gerçek kişinin temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2) Davacı ... Yönetimi ve davalı Hazinenin temyiz itirazlarına gelince; mahkemece çekişmeli taşınmazın (B) harfi ile gösterilen bölümünün orman sayılmayan yerlerden olduğu gerekçesi ile davalı ... adına tapuya tesciline karar verilmiş ise de; ulaşılan sonuç dosya içeriğine uygun düşmemektedir.
Şöyle ki; çekişmeli taşınmazın (B) harfi ile gösterilen bölümü, kadastro tutanağı itirazsız kesinleşen fındık bahçesi niteliğiyle kayıtlı komşu 179 ada 2 sayılı parsel ile birlikte bütün yönlerden 101 ada 1 parsel sayılı Devlet Ormanı ile çevrili olup, davalılar tapu kaydına dayanmamıştır. Bu durumda; çekişmeli taşınmazların tamamı orman bütünlüğü içinde bulunmakta ve 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi uyarınca orman içi açıklığı niteliğindedir. 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesinde açıklanan orman içi açıklık niteliğinde olduğu, gerek 26.5.1958 tarihli Orman Tahdit ve Tescil Talimatnamesinde gerekse 25.06.1970 günlü Resmî Gazetede yayımlanan 31.05.1970 gün ve 531 sıra nolu Orman Tahdit ve Tescil Yönetmeliğinin 33/3 ve 19.08.1974 günlü Resmî Gazetede yayınlanan 25.7.1974 tarihli Orman Kadastro Yönetmeliğinin 40/A ve 30.05.1984 günlü Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 30/1 ve 02.09.1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 23/1 ve 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 26/a maddesinde "... 6831 sayılı Kanunun 17. maddesinde yer alan orman içinde bulunan doğal olarak ağaç ve ağaçcık içermeyen, genel olarak otsu bitki veya bazı durumlarda yer yer odunsu bitkiler içeren açıklıkların orman olarak sınırlandırılacağı" öngörülmüştür.
6831 sayılı Kanunun 17. maddesi, orman içi açıklıklarda tarım ve inşaat yapılmasına, hayvancılık amacı ile ağıl yapılmasına, bu kesimlerin özel mülke dönüşmesine izin vermez.
6831 sayılı Kanun, madde: 17/1-2
Devlet Ormanları içinde bu ormanların korunması, istihsal ve imarı ile alakalı olarak yapılacak her nevi bina ve tesisler müstesna olmak üzere; her çeşit bina ve ağıl inşaası ve hayvanların barınmasına mahsus yerler yapılması ve tarla açılması, işlemesi, ekilmesi ve orman içinde yerleşilmesi yasaktır.
Devlet Ormanlarının herhangi bir suretle yanmasından veya açıklıklarından faydalanılarak işgal, açma veya herhangi şekilde olursa olsun kesme, sökme, budama veya boğma yollarıyla elde edilecek yerlerle buralarda yapılacak her türlü yapı ve tesisler, şahıslar adına tapuya tescil olunamaz. Buralara doğrudan doğruya orman idaresince el konulur. Yanan orman alanlarındaki her türlü emval Orman Genel Müdürlüğünce değerlendirilir (17/06/2004 gün ve 5192 sayılı Kanun ile değişik hali).
Kanun metninden açıkça anlaşıldığı gibi, hangi nedenle olursa olsun orman içi açıklıklarda tarım, inşaat ve hayvancılık yapmak amacı ile ağıl yapılamaz. Bu tür yerler özel mülk olamaz. Orman Yönetimi derhal el koyma hakkına sahiptir. Orman içi açıklıklardan yararlanabilmek için zorunlu olarak orman kullanılacaktır. Bu kullanım nedeniyle yeni açma, genişletme, yangın oluşması önlenemeyecek ve orman bütünlüğü bozulacaktır.
Ayrıca, bu tür taşınmazların öncesinin orman olma zorunluluğu yoktur. Zira, öncesi orman olan ve ormandan açılan taşınmazlar, 6831 sayılı Kanunun 1. maddesi ve Yargıtay uygulamaları gereği oluşan kesin içtihatlara göre zaten orman sayılmaktadır. 17. maddede tanımı yapılan olgu, öncesi orman iken açılan yerlerle beraber ayrıca [HANGİ NEDENLE OLURSA OLSUN ORMAN İÇİ AÇIKLIKLARIN KAZANILAMAYACAĞI İLKESİNİ İÇERMEKTEDİR VE AMACI ORMAN BÜTÜNLÜĞÜNÜ KORUMAKTIR]. Bu tür yerlerin 15.07.2004 günlü Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 26/a maddesi gereğince orman olarak sınırlandırılması gerekir.
Kanun koyucu ayrı bir kavram oluşturmuş ve hangi nedenle olursa olsun orman içi açıklıklarda tarım ve inşaat ile özel mülke dönüşme yolunu kapamıştır. Bu itibarla, temyize konu taşınmazların memleket haritasında açık alanda gözükmesi bu olguyu değiştirmez. Etrafı ormanla çevrili olan taşınmazlar, özel mülke dönüşüp tarım ve inşaata açıldığında orman bütünlüğünün bozulacağı tartışmasızdır. Dairemizin bu yoldaki kararları Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ve yerleşik kararlar halini almıştır [Y.H.G.K.’nun 10.12.1997 gün ve 1997/20-830/1034, 10.12.1997 gün ve 1997/20-808/1039, 22.10.2003 gün ve 2003/20-665/614 sayılı ve yine orman kadastrosunun kesinleştiği tarihten sonra 20 yıldan fazla süre geçse dahi orman içi açıklık konumunda olan taşımazların zilyedlik yoluyla kazanılamayacağı konusundaki 11.10.2004 gün ve 2004/7-531-582 sayılı kararları].Tapu ve zilyedlik yoluyla kişi ve kurumların ormandan toprak kazanmasını sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları da Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır. Ayrıca; orman içi açıklık ve boşluklar ile orman ve toprak muhafaza karakteri taşıyan funda ve makilik alanlar, kanun gereği orman sayıldığı için, 15.07.2004 günlü Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 26. maddesinin (a) ve (j) bentleri gereğince Devlet Ormanı olarak sınırlandırılması öngörülmüştür. Bu tür yerler zilyedlik yolu ile kazanılamaz ve özel mülk olarak tescil edilemez.
Mahkemece değinilen yönler gözetilerek dava konusu taşınmazın tamamının orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesi gerekirken, (B) bölümünün özel mülke dönüşmesini sağlayacak biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: 1) Yukarıda bir numaralı bentde açıklanan nedenlerle; davalı ..."ün temyiz itirazlarının REDDİNE,
2) İki numaralı bentde açıklanan nedenlerle; davacı ... Yönetimi ve davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde Orman Yönetimine iadesine 10/04/2014 günü oy çokluğu ile karar verildi. Dava konusu 17369 m2 yüzölçümündeki 179 ada 1 parsel sayılı taşınmaz, 20 yılı aşkın süredir fındık bahçesi niteliğiyle ..."ün zilyedliğinde olduğu belirlenerek kadastro mahkemesinin 2008/2 Esas sayılı dosyasında davalı olduğundan bahisle 3402 sayılı Kanunun 5. maddesine göre cinsi ve malik hanesi boş bırakılmak suretiyle kadastro mahkemesine devredilmiştir.
Kadastro mahkemesinin 2008/2 Esas sayılı dosyasında Orman Yönetiminin açtığı davada 101 ada 1 sayılı orman parselinin yüzölçümünün eksik olduğu, bu nedenle, orman parseline bitişik ve yakınındaki yerler için dava açıldığı, dosyaların tefrik edildiği 101 ada 1 sayılı parsel için Orman Yönetiminin Hazine aleyhine açtığı davanın 2008/2 Esas sayılı dosyada hukukî yarar yokluğundan reddedildiği ve bu parselin orman niteliği ile Hazine adına tesciline ilişkin verilen kararın derecattan geçerek kesinleştiği, diğer parseller için açılan davaların ayrı esaslara kaydedildiği anlaşılmıştır.
179 ada 1 sayılı parsele ilişkin kadastro mahkemesinin 2012/116 E. sayılı dosyasında Orman Yönetiminin davasının kısmen kabulüne, taşınmazın (A) harfi ile gösterilen 4070 m2 bölümünün orman niteliği ile Hazine adına, (B) harfi ile işaretli 13299 m2"lik bölümünün fındık bahçesi niteliğiyle ... adına tesciline ilişkin verilen karar, davacı ... Yönetimi, davalı Hazine ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
İncelenen dosya kapsamına, mahkemece yapılan keşif ve alınan uzman bilirkişi raporlarına, dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarına göre; çekişmeli 179 ada 1 sayılı parselin 50 yılı aşkın süredir tarım arazisi olduğu, mirasen ve paylaşım sonucu ..."e kaldığı, taşınmazın 25 yılı aşkın süredir fındıklık olarak kullanıldığı, öncesi itibariyle memleket haritası, amenajman planı ve hava fotoğraflarında (A) harfli bölümün yeşil orman sayılan alanda, (B) harfli bölümünün açık, orman sayılmayan alanda göründüğü, (B) harfli bölümün iki yönden açıklık alanlarla çevrili olup, ormanın devamı niteliğinde olmadığı, tarım arazileriyle bitişik olması nedeniyle orman bütünlüğünün bozulmadığının da raporda açıkca vurgulandığı, (B) harfli bölümünün güney sınırında bulunan 179 ada 2 sayılı parselin de 1578 m2 yüzölçümü ve fındıkbahçesi niteliği ile ... adına yapılan tesbitinin itirazsız kesinleştiği, taşınmaza bitişik olmasa dahi yakınında 178 ada 2, 180 ada 1, 173 ada 24 sayılı parsellerin de bulunduğu, dava konusu edilen taşınmazın güney ve batı sınırının hava fotoğrafında ve memleket haritasında açık alanda gözüktüğü bu bölümlerin her na kadar 101 ada 1 sayılı orman parseli içinde kaldığı anlaşılmakta ise de, 6831 sayılı Orman Kanununun 11. maddesinde değişiklik yapan 6527 sayılı Kanunun 1. maddesine göre 10 yıllık süre içinde gerçek kişilerin zilyetlik iddiası ile dava açma hakları bulunduğu, her ne kadar 101 ada 1 sayılı parsel orman olarak kesinleşmiş ise de, bu yerin öncesinin de memleket haritası, amenajman planı ve hava fotoğraflarında orman olduğunu göstermeyeceği, dava konusu taşınmazın yapılıp bu dava nedeniyle kesinleşmeyen orman kadastro sınırları dışında orman sayılmayan yer olarak gösterildiği, 179 ada 1 sayılı parselin (A) harfli bölümünün öncesi itibariyle memleket haritası, amenajman planı ve hava fotoğraflarında yeşil orman sayılan alanda, (B) harfli bölümün ise açık orman sayılmayan alanda kaldığı, orman bütünlüğünü bozmadığı, 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi anlamında orman içi açıklık niteliğinde bulunmadığı, ... yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile mülk edinme koşulları da gerçekleştiği gözünde bulundurulduğunda yerel mahkemece verilen hükmün ONANMASI gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun aksi yöndeki bozmaya ilişkin kararına katılamıyoruz.