18. Ceza Dairesi 2016/9333 E. , 2016/18859 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hakaret
HÜKÜMLER : Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, mahkumiyet
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
1- Sanık ... hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının niteliğine göre, bu karara karşı yalnızca itiraz yolunun açık olduğu,
Anlaşıldığından, sanık ... müdafiinin temyiz davası isteği hakkında bir KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA,
2- Sanık ... hakkında hakaret suçlarından kurulan hükümlerin temyizinde;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Hakaret fiilinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye yönelik olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kamu görevlileri veya sivil vatandaşa yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir.
Öte yandan kendilerine belirli idari yetkiler verilmiş görevlilerin, sözlerine ve eylemlerine getirilen eleştirilere daha fazla hoşgörü göstermeleri gerektiği AİHM içtihatlarında kabul edilmektedir. AİHM, kamu görevlilerine karşı yapılmış hakaret içerikli ifadelerle ilgili bir başvuruda, başvuruya konu sözlerin, kamuoyunun söz konusu görevlinin performansına duyduğu güveni ortadan kaldırmaya yönelik gerçek bir tehlike meydana getirip getirmediğini incelemektedir.
Yargılamaya konu somut olayda; sanığın, Babaeski Sulh Ceza Mahkemesi"nin 2009/275 esas sayılı dosyasında sanık sıfatıyla yargılandığı, ilgili dosyanın 26.02.2010 tarihli duruşmasında tanık beyanları alınırken sık sık müdahale ettiği, mağdur duruşma hakimi tarafından birçok defa uyarılmasına rağmen bu davranışlarına devam ettiği, yine uyarılmasına kızarak "bu ne biçim mahkeme, ben böyle mahkeme görmedim, mahkeme tanıklara baskı yapıyor" diyerek mahkemeye yönelik hakaret içeren sözler söylediği, ayrıca diğer sanık ... ile birlikte aynı dosyada katılan vekili olarak görev yapan katılan avukata da "avukat yalan söylüyor, aldığı paraya bakıyor" diyerek hakaret ettiği, şeklinde kabul edilen olayda, sanığın kullanmış olduğu ifadelerin, mağdur ve katılanın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, rahatsız edici, kaba ve nezaket dışı hitap tarzı niteliğinde olduğu, dolayısıyla hakaret suçunun unsurları itibari ile oluşmadığı gözetilmeden, sanığın beraatı yerine mahkûmiyet kararı verilmesi,
Kanuna aykırı ve sanık ... müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 07.12.2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.