Abaküs Yazılım
4. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/3226
Karar No: 2018/11635
Karar Tarihi: 07.06.2018

Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2018/3226 Esas 2018/11635 Karar Sayılı İlamı

4. Ceza Dairesi         2018/3226 E.  ,  2018/11635 K.

    "İçtihat Metni"

    Kasten yaralama ve tehdit suçlarından şüpheli .... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 04/05/2017 tarihli ve 2016/85040 soruşturma, 2017/23760 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Bakırköy 6. Sulh Ceza Hakimliğinin 14/07/2017 tarihli ve 2017/3742 Değişik İş sayılı kararı, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 08/05/2018 gün ve 94660652-105-34-1922-2018-KYB sayılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 16/05/2018 gün ve 2018/41256 sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesiyle Daireye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi:
    Kanun yararına bozma isteyen ihbarnamede;
    Dosya kapsamına göre, müştekinin, şüphelinin kendisini yumruklayarak yaraladığı ve tehdit ettiği iddiası üzerine yürütülen soruşturma sonucunda şüpheli hakkında delil yokluğu gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 160. maddesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu, somut olayda müşteki ile şüpheli arasında geçen tartışmanın meydana geldiği olay yerinde mobese kamera görüntüleri olup olmadığı araştırılmaksızın eksik soruşturma neticesinde kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiği gözetilerek yapılan incelemede; olay esnasında müştekinin kasten yaralama iddiası üzerine olay tarihinde düzenlenen genel adli muayene raporunun, tıbbi bulgulara göre tekrar Adli Tıp Kurumu tarafından değerlendirildiği ve 09/11/2016 tarihli raporda müştekinin yaralanmasının basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olduğunun tespit edildiği cihetle, delillerin kamu davasının açılmasını gerektirir nitelikte bulunduğu, bu delillerin mahkemesince takdir ve değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    I-Olay:
    Kasten yaralama ve tehdit suçlarından şüpheli .... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 04/05/2017 tarihli ve 2016/85040 soruşturma, 2017/23760 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Bakırköy 6. Sulh Ceza Hakimliğinin 14/07/2017 tarihli ve 2017/3742 Değişik İş sayılı kararının, müştekinin, şüphelinin kendisini yumruklayarak yaraladığı ve tehdit ettiği iddiası üzerine yürütülen soruşturma sonucunda şüpheli hakkında delil yokluğu gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 160. maddesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu, somut olayda müşteki ile şüpheli arasında geçen tartışmanın meydana geldiği olay yerinde mobese kamera görüntüleri olup olmadığı araştırılmaksızın eksik soruşturma neticesinde kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiği gözetilerek yapılan incelemede; olay esnasında müştekinin kasten yaralama iddiası üzerine olay tarihinde düzenlenen genel adli muayene raporunun, tıbbi bulgulara göre tekrar Adli Tıp Kurumu tarafından değerlendirildiği ve 09/11/2016 tarihli raporda müştekinin yaralanmasının basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olduğunun tespit edildiği cihetle, delillerin kamu davasının açılmasını gerektirir nitelikte bulunduğu, bu delillerin mahkemesince takdir ve değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle kanun yararına bozmaya konu edildiği anlaşılmıştır.
    II-Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
    Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 04/05/2017 tarihli ve 2016/85040 soruşturma, 2017/23760 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararda ve bu karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Bakırköy 6. Sulh Ceza Hakimliğinin 14/07/2017 tarihli ve 2017/3742 Değişik İş sayılı kararında isabet bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkindir.
    III-Hukuksal Değerlendirme:
    Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 160. maddesinin 1. fıkrasında, "Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar." 2. fıkrasında, "Cumhuriyet savcısı, maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür." 170. maddesinin 2. fıkrasında, “Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler." 172. maddesinin 1. fıkrasında, “Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir.” hükümleri düzenlenmiştir.
    CMK"nın 173. maddesi " (1) Suçtan zarar gören, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde, bu kararı veren Cumhuriyet savcısının yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine itiraz edebilir.
    (2) İtiraz dilekçesinde, kamu davasının açılmasını gerektirebilecek olaylar ve deliller belirtilir.
    (3) (Değişik fıkra: 18/06/2014-6545 S.K./71. md) Sulh ceza hâkimliği, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, o yer Cumhuriyet başsavcılığından talepte bulunabilir; kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder; itiraz edeni giderlere mahkûm eder ve dosyayı Cumhuriyet savcısına gönderir. Cumhuriyet savcısı, kararı itiraz edene ve şüpheliye bildirir.
    (4) (Değişik fıkra: 25/05/2005-5353 S.K./26.mad) Sulh ceza hâkimliği istemi yerinde bulursa, Cumhuriyet savcısı iddianame düzenleyerek mahkemeye verir.
    (5) Cumhuriyet savcısının kamu davasının açılmaması hususunda takdir yetkisini kullandığı hâllerde bu Madde hükmü uygulanmaz.
    (6) (Değişik fıkra: 2/1/2017 - 680 S.K.H.K./11. md) İtirazın reddedilmesi halinde aynı fiilden dolayı kamu davası açılabilmesi için 172 nci maddenin ikinci fıkrası uygulanır." biçimindedir.
    Yukarıda yer verilen düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, Ceza Muhakemesi Kanununun “soruşturma” başlıklı 2. kitabında, Cumhuriyet savcısının suç soruşturmasına ilişkin süreci nasıl yürüteceği ve kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi durumunda, itirazı incelemekle görevli hakimliğin görevleri açık bir şekilde düzenlenmiş bulunmaktadır.
    Bu çerçevede, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı itiraz üzerine inceleyen hakimlik, kamu davası açılması için yeterli delil bulunmaması durumunda itirazın reddine, yeterli delil bulunması durumunda itirazın kabulüne veya dosyada yer alan delillerin itirazla ilgili olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi için yeterli olmadığı durumlarda soruşturmanın genişletilmesine karar verebilecektir.
    CMK’nın 170/2. maddesine göre kamu davası açılabilmesi için soruşturma aşamasında toplanan delillere göre suçun işlendiğine dair yeterli şüphe bulunması gerekir. Suç ihbar veya şikayeti yoluyla soruşturma yaparak maddi gerçeğe ulaşma yükümlülüğü ve yetkisi bulunan Cumhuriyet savcısı, soruşturma sonucunda elde edilen delilleri değerlendirerek kamu davası açmayı gerektirir nitelikte yeterli şüphe olup olmadığını takdir edecektir. Ancak soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcısının delil değerlendirmesiyle, kovuşturma aşamasında hakimin delilleri değerlendirmesi birbirinden farklı özelliklere sahiptir. CMK’nın 170/2. maddesine göre soruşturma aşamasında toplanan deliller kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturup oluşturmadıkları çerçevesinde incelemeye tabi tutulurken, kovuşturma aşamasında, isnad edilen suçun işlenip işlenmediği hususunda mahkumiyete yeter olup olmadığı ve tam bir vicdani kanaat oluşturup oluşturmadığı çerçevesinde değerlendirilmektedir.
    İncelenen dosyada;
    Şikayetçi ..."in 30/09/2016 tarihinde, yol kontrolünde durdurulduğu sırada komiser olan şüphelinin kendisinin göğsüne yumruk attığından, ayrıca ""alırım seni sabaha kadar çiğnerim"" diyerek tehdit ettiğinden bahisle şikayetçi olduğu, şikayetçi vekili tarafından dosyaya sunulan ve şikayetçi adına düzenlenip hastane ismi okunamayan, 30/09/2016 tarihli ve 1256 no"lu raporda; göğüste ağrı, göğüste (sternumda üste) ekimoz olduğunun ve palpasyonla hassasiyet mevcut olduğunun belirtildiği, olay yerinde bulunduğu tespit edilen polis memuru tanık ...."ın Cumhuriyet savcısı tarafından alınan 03/11/2016 tarihli ifadesinde; "Ben Bakırköy devriye Ekipler Amirliğinde görevli polis memuruyum olay günü olan 30/09/2016, cuma günü, saat 22:15 sıralarında Yeşilköy Florya yolunda genel asayiş uygulamasında görevli idim. Şüpheli olarak gösterilen .... olay yeri incelemede komiser yardımcısı olarak görevli olup, genel uygulamadan sorumlu komiserdir. Ben ekip arabasının 3-5 metre uzağında durdurulan şahısların Kimlik kaydından GBT sorgulaması yapıyordum. Arama yapan polisler ile bir vatandaş arasında bir tartışma oldu. Bana kimlik getiren şuan ismini bilemediğim polise "bu tartışma neden çıktı" diye sordum. Oda bana "olağanüstü halde silah taşınıp, taşınmayacağına ilişkin bir tartışma oldu" dedi. Ben Barış Komiserin kimseye yumruk attığını görmedim. Tehdit edici söz söylediğini duymadım. ... isimli şahıstan silahı teslim alan polis memuru da ben değilim kim olduğunu da bilmiyorum." biçiminde beyanda bulunduğu, yine olay yerinde olduğu anlaşılıp Cumhuriyet savcılığında şüpheli olarak ifadesi alınan Veli Çağraş"ın 03/11/2016 tarihli ifadesinde, "Ben Bakırköy devriye Ekipler Amirliğinde görevli polis memuruyum olay günü olan 30/09/2016, cuma günü, saat 22:15 sıralarında Yeşilköy Florya yolunda genel asayiş uygulamasında görevli idim. Şüpheli olarak gösterilen .... olay yeri incelemede komiser yardımcısı olarak görevli olup, genel uygulamadan sorumlu komiserdir. Ben ekip arabasının 20-25 metre uzağında uzun menzilli silahla ile çevre güvenliğini alıyordum bu yüzden vatandaşlar ile bire bir ben karşılaşmadım. Ben Barış Komiserin kimseye yumruk attığını görmedim. Tehdit edici söz söylediğini duymadım. ... isimli şahıstan silahı teslim alan polis memuru da ben değilim kim olduğunu da bilmiyorum." şeklinde beyanda bulunduğu, şüpheli ...."ın Cumhuriyet savcısı tarafından alınan 04/05/2017 tarihli ifadesinde; Bahçelievler İlçe Emniyet Müdürlüğü Asayiş Büro Amirliğinde komiser olarak görev yaptığını, olay günü daha önceden tanımadığı ve polis yelekli olarak arama yapıldığından aracında silah çıkan şahısla polislerin tartışığını görüp yanına gittiğini, bu şahsın "" işim gücüm var kardeşim bırakın gideyim, ben tekstille uğraşan iş adamıyım beni tutamazsınız "" şeklinde sözlerle üzerine gelmesi nedeniyle eliyle göğüs kısmına durdurmak amacıyla hamle yaptığını, kesinlikle şahsa vurmadığını, tehdit edici bir söz söylemediğini, görevli polis memurlarının olay mahallinde olduğunu, bu konuda disiplin soruşturmasında da ceza tayinine mahal olmadığına karar verildiğini beyan ettiği, Cumhuriyet savcısı tarafından olay yerinde mobese kamerasının olup olmadığının sorulması üzerine düzenlenen 17/11/2016 tarihli tutanakta, olay yerinde mobese kamerasının bulunmadığının belirtildiği, soruşturma sonucunda yaralama ve tehdit suçlarından, şüphelinin TCK"nın 256. maddesinde düzenlenen görevin gerektirdiği ölçünün dışında kuvvet kullanıldığına dair delil ve emare tespit edilemediğinden delil yokluğu gerekçesiyle şüpheli .... hakkında Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca 04/05/2017 tarihli ve 2016/85040 soruşturma, 2017/23760 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın verildiği, kararın şikayetçi vekiline 15/05/2017 tarihinde tebliğ edildiği, anılan karara şikayetçi vekili tarafından 29/05/2017 tarihinde itiraz edildiği, Bakırköy 6. Sulh Ceza Hakimliğinin 14/07/2017 tarihli ve 2017/3742 Değişik İş sayılı kararıyla itirazın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
    Dosya kapsamı, kanun yararına bozma istemi ve tüm bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde;
    CMK’nın 170/2. maddesine göre kamu davası açılabilmesi için soruşturma aşamasında toplanan delillere göre suçun işlendiğine dair yeterli şüphe bulunması gerekir. Cumhuriyet savcısı, soruşturma sonucunda elde edilen delilleri değerlendirerek kamu davası açmayı gerektirir nitelikte yeterli şüphe olup olmadığını takdir edecektir.
    Somut olayda; şikayetçi ile olay günü komiser olarak görevli olan şüpheli arasında yol kontrolü sırasında tartışma yaşanmıştır. Şikayetçi, şüphelinin kendisini tehdit ettiğini ve göğsüne yumruk attığını ileri sürmekte şüpheli ise, şikayetçinin üzerine gelmesi nedeniyle eliyle göğüs kısmına durdurmak amacıyla hamle yaptığını savunmaktadır. Olay yerinde bulunan polis memurları şüphelinin şikayetçiye yumruk attığını görmediklerini, tehdit ettiğini duymadıklarını beyan etmişlerdir. Şikayetçi vekili tarafından dosyaya sunulan ve şikayetçi adına düzenlenip hastane ismi okunamayan, 30/09/2016 tarihli ve 1256 no"lu raporda; göğüste ağrı, göğüste (sternumda üste) ekimoz ve palpasyonla hassasiyet mevcut olduğu belirtilmiştir. Bu hususlar bir bütün halinde değerlendirildiğinde, şüpheli hakkında isnad edilen suçlardan dolayı kamu davası açılması için yeterli şüphenin mevcut olduğu anlaşılmaktadır.
    Açıklanan nedenlerle, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 04/05/2017 tarihli ve 2016/85040 soruşturma, 2017/23760 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararda ve bu karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Bakırköy 6. Sulh Ceza Hakimliğinin 14/07/2017 tarihli ve 2017/3742 Değişik İş sayılı kararında isabet bulunmamaktadır.
    IV-Sonuç ve Karar:
    Yukarıda açıklanan nedenlerle,
    Kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, Bakırköy 6. Sulh Ceza Hakimliğinin 14/07/2017 tarihli ve 2017/3742 Değişik İş sayı ile verilip kesinleşen kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre sonraki işlemlerin, CMK"nın 309/4-a maddesi gereğince mahallinde merci mahkemesince yerine getirilmesine, 07/06/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi