Ceza Genel Kurulu 2021/230 E. , 2021/361 K.
"İçtihat Metni"
Kararı Veren
ve Ferda müdafileri ile sanık ..."ın eşi ...
Nitelikli dolandırıcılık ve resmî belgede sahtecilik suçlarından sanıklar ..., ..., ... ve ..."ın TCK"nın 158/1-e-son, 43/1, 62 ve 52/2. maddeleri uyarınca 4 yıl 2 ay hapis ve 17.788 TL adli para; TCK"nn 204/1, 43/1 ve 62. maddeleri uyarınca 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmalarına ve her iki suç yönünden aynı Kanun"un 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına; sanıklar..., ..., ..., ..., ... ve ..."nun beraatlerine; görevi kötüye kullanma suçundan ise sanık ..."ın beraatine ilişkin Elazığ 2. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 19.09.2012 tarihli ve 85-228 sayılı hükümlerin, katılan ... vekili, sanık ..., sanıklar ..., ... ve ... müdafileri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 15. Ceza Dairesince 10.09.2013 tarih ve 13690-12867 sayı ile;
"...Sanıklardan ..."ın Özel Hayat Hastanesinde başhekim, sanıklardan ..."ın da doktor olarak görev yaptıkları, sanıkların sekreterleri olan diğer sanıklar Ferda ve Eda"nın iştiraki ile 2009 yılı Ağustos ve Eylül aylarında müştekiler adına rapor düzenledikleri, doktor olan diğer sanıklar Salih ve İrfan tarafından verilen bu raporlara dayanılarak müştekilerin muayenesi ve kimlik kontrolü yapılmadan ilaç firmalarında çalışan sanıklar Atilla, Erdinç ve Emrah tarafından kotalarını tutturmaları için reçete düzenledikleri ve bu reçetelerin sanık ..."a ait ... Eczanesinden ve sanık ..."e ait ... Eczanesinden tahsil edilerek SGK"nın zarara uğratıldığı şeklinde gerçekleştiği iddia edilen olayda;
1) Gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi ve tüm sanıkların hukuki durumlarının tayini bakımından, mahkemece beyanları alınan ve Özel Hayat Hastanesinde hiçbir şekilde muayene olmadıklarını söyleyen müştekiler adına tanzim edilen uzman hekim raporu ve reçetelerdeki sahteciliklerin kim tarafından yapıldığının tespitine esas olmak üzere dosyada konu ile bilgi ve belgeler ile tüm sanıkların yazı ve imza örnekleri alınmak ve poliklinik protokol kayıtları da eklenmek suretiyle sahteciliğe konu belgelerdeki sahteciliğin kimin eli ürünü olduğu iğfal kabiliyeti bulunup bulunmadığı, reçetelerin arkasında teslim alan kişinin kimler olduğu belirlenmesi için; İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Fizik Grafoloji İhtisas Dairesinde rapor aldırılması ve sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun tespiti gerekirken eksik inceleme ile hüküm tesisi,
2) Mahkûm olan sanıklar ..., ... ve ...’ın suçlarını inkar etmesi karşısında eczanelerden alınan ilaçların ve SGK’ya fatura edilen tahakkuk belgeleri de getirttirilerek uğranılan haksız kurum zararı tespit ettirilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi,
Kabule göre de;
...5237 sayılı TCK"nın 158. maddesinin 1. fıkrasının (e), (f) ve (j) bentlerinde sayılan hâllerde adli para cezasının tayininde öncelikle suçtan elde edilen haksız menfaat miktarının belli olup olmadığına bakılacaktır. Eğer suçtan elde edilen haksız menfaat miktarı belli değil ise, 5 ila 5.000 tam gün arasında TCK"nın 61. maddesi hükmü göz önünde bulundurularak takdir edilen gün sayısı üzerinden arttırma ve eksiltmeler yapıldıktan sonra ortaya çıkacak sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığı aynı kanunun 52. maddesi uyarınca, 20-100 TL arasında takdir olunacak miktarın çarpılması neticesinde sonuç adli para cezası belirlenecektir. Eğer suçtan elde edilen haksız menfaat miktarı belli ise; o takdirde tespit olunacak temel gün, suçtan elde olunan haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde asgari bu miktara yükseltilerek belirlenecek gün sayısı üzerinden arttırma ve eksiltmeler yapıldıktan sonra ortaya çıkacak sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığı aynı kanunun 52. maddesi uyarınca, 20-100 TL arasında takdir olunacak miktarın çarpılması neticesinde sonuç adli para cezası belirlenecektir.
Bu açıklama kapsamında, sonuç adli para cezası belirlenmesi gerekirken, yazılı şekilde nitelikli dolandırıcılık suçundan, 5275 sayılı Yasanın 106. maddesinde öngörülen adli para cezası yerine çektirilecek hapis cezası süresinin belirlenmesi açısından, infazda tereddüt oluşturacak şekilde doğrudan haksız elde olunan yararın iki katı esas alınmak suretiyle eksik ceza tayini," isabetsizliklerinden bozulmasına karar verilmiştir.
Kabule göre yapılan bozma nedenine uyan Elazığ 2. Ağır Ceza Mahkemesi ise 08.01.2014 tarih ve 270-2 sayı ile (1) ve (2) numaralı bozma nedenlerine direnmiştir.
Direnme kararına konu bu hükümlerin, katılan ... vekili, sanık ..., sanıklar ..., ... ve ... müdafileri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Ceza Genel Kurulunca 12.06.2018 tarih ve 508-276 sayı ile;
"...Aleyhe olan bozmaya karşı sanık ..."in beyanı alınmadan yargılamaya devam edilerek hüküm kurulması," isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Ceza Genel Kurulunun bozma ilamına uyan Yerel Mahkemece 10.09.2019 tarih ve 330-218 sayı ile sanık ...’in beyanı da alınmak suretiyle; "...Reçete arkasındaki imza incelemesi yapılmasına dair bozma gerekçesi yerinde görülmediğinden 1 nolu bozma ilamına karşı Mahkememizin önceki kararında belirtilen tüm bu gerekçeler doğrultusunda, … 2 nolu bozma ilamının yerinde olmadığı, kurum zararının tesbit edildiği görüldüğünden, sözü edilen bozmaya karşı da Mahkememiz kararında ısrar edilmesine," karar verilmiştir.
Direnme kararına konu bu hükümlerin de Sosyal Güvenlik Kurumu vekili, sanık ..., ... ve ... müdafileri ile sanık ..."ın eşi Şebnem Çapat tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 11.10.2020 tarihli ve 78713 sayılı "Bozma" istekli tebliğnamesiyle dosya 6763 sayılı Kanun"un 36. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 307. maddesi uyarınca kararına direnilen Daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 15. Ceza Dairesince 07.06.2021 tarih ve 9971-6611 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanıklara atılı suçların yasal unsurlarının oluşup oluşmadığının tespiti bakımından eksik araştırma ile hüküm kurulup kurulmadığının belirlenmesine ilişkin ise de; Yargıtay İç Yönetmeliği"nin 27. maddesi uyarınca öncelikle, Yerel Mahkeme kararının "yeni hüküm" niteliğinde olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamından;
Sanıklar hakkındaki hükümlerin Özel Dairece eksik araştırma ile karar verildiği gerekçesiyle bozulması üzerine Yerel Mahkemenin direnme kararına konu hükümlerin Ceza Genel Kurulunca; aleyhe olan bozmaya karşı sanık ..."in beyanı alınmadan yargılamaya devam edilerek hüküm kurulması isabetsizliğinden tüm sanıklar yönünden sair yönleri incelenmeksizin bozulmasından sonra Yerel Mahkemece bozma kararı doğrultusunda işlem yapılarak sanık ..."in Özel Daire bozma kararına karşı beyanları alınıp önceki hükümlerde direnilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Ceza Genel Kurulunun 10.07.2018 tarihli ve 360-347, 17.04.2018 tarihli ve 651-179, 28.04.2015 tarihli ve 719-130, 19.03.2013 tarihli ve 1278-90, 26.06.2012 tarihli ve 816-254 sayılı kararları başta olmak üzere uyum ve kararlılık gösteren içtihatları uyarınca; Ceza Genel Kurulunun bozma kararı ile direnme hükmü tümüyle ortadan kalkmış olup Yerel Mahkeme artık yeni ve değişik bir karar vermekte serbesttir. Bu şekilde verilen kararlar da yeni bir karar olup hukuken direnme niteliğinde olmadığından Ceza Genel Kurulunca incelenmesi mümkün değildir.
Öte yandan, Ceza Genel Kurulunun bozma kararına uyulduktan sonra verilen kararın yeniden ve doğrudan Ceza Genel Kurulunca incelenmesi, Yerel Mahkemenin direnmesi üzerine verilen Ceza Genel Kurulu kararlarına karşı direnilemeyeceğine ilişkin 1412 sayılı CMUK"nın, 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken 326. maddesine de aykırıdır. Doğrudan doğruya Ceza Genel Kurulunca inceleme yapılması, Yerel Mahkeme kararına direnme niteliği kazandıracak ve Ceza Genel Kurulu kararlarına karşı Yerel Mahkemelerin direnme yetkisi olmadığına dair temel ilke zedelenecektir. Bu nedenlerle hukuken yeni olan bu kararın Özel Dairece incelenmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, dosyanın temyiz itirazlarının incelenmesi için Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Elazığ 2. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 10.09.2019 tarihli ve 330-218 sayılı karar "yeni hüküm" niteliğinde olduğundan ve Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 22.06.2021 tarihli ve 196 sayılı kararı uyarınca Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 01.07.2021 tarihinden geçerli olmak üzere kapatılmasına ve arşivinde bulunan dosyaların Yargıtay 11. Ceza Dairesine devredilmesine karar verildiğinden, dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay 11. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 08.07.2021 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.
.