15. Ceza Dairesi Esas No: 2013/24333 Karar No: 2016/1640 Karar Tarihi: 15.02.2016
Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2013/24333 Esas 2016/1640 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, bir şirkette kurye olarak çalışırken tahsil ettiği paraları şirkete vermeyerek uhdesinde tuttuğu gerekçesiyle hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan mahkum edilmiştir. Sanığın sorguda verdiği son adres yerine daha önce tebligat yapılmamış olan önceki adresine yapılan tebligatın geçersiz olduğu anlaşılmıştır. Ancak sanığın pişmanlığı ve zararın kısmen veya tamamen giderilip giderilmediği konuları tartışılmamıştır. Bu nedenle, kararın temyiz itirazları yerindedir ve sanığın cezası adli para cezasının alt sınırdan uzaklaşarak tespit edilmiştir. Ayrıca, TCK'nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca velayet hakkından; vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksunluğun sadece sanığın kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise yoksunluğun hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmemiştir. Bu nedenle, karar bozulmuştur. Kanun maddeleri: TCK'nın 155/2, 53/1-2, 168, ve 5237 sayılı TCK.
15. Ceza Dairesi 2013/24333 E. , 2016/1640 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma HÜKÜM : TCK"nın 155/2, 53/1-2 maddeleri gereğince mahkumiyet
Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığın sorguda verdiği son adresi yerine daha önce tebligat yapılmamış olan önceki adresine 7201 sayılı Kanunun 35. maddesine göre yapılan tebligatın geçersiz olduğu anlaşılmakla, sanık müdafiinin temyizinin öğrenme üzerine ve süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede; Sanığın katılan şirkette kurye olarak çalıştığı, tahsil ettiği paraları katılan firmaya vermeyerek uhdesinde tuttuğunun iddia ve kabul edildiği olayda; Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; Sanığın suça konu bir kısım parayı kaybettiğini, bu hususu müdüre anlattığını, maaştan kesileceğini söylediklerini, 700 TL maaş alacağı bulunduğunu, maaş alacağının da ödenmediğini savunması karşısında, zararın tamamen veya kısmen giderilip giderilmediği araştırılarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 168. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışılması gerektiği gözetilmeden eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması, Kabule göre de; a- Sanık hakkında temel ceza tayini sırasında hürriyeti bağlayıcı cezanın alt sınırdan belirlendiği halde adli para cezasının alt sınırdan uzaklaşılarak tespit edilmesi, b- TCK’nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksunluğun” sadece sanığın kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise yoksunluğun hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm verilmesi, Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.