Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/7825
Karar No: 2013/10160
Karar Tarihi: 28.05.2013

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/7825 Esas 2013/10160 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2013/7825 E.  ,  2013/10160 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : YUMURTALIK SULH HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 12/02/2013
    NUMARASI : 2013/1-2013/38

    Davanın  kabulüne  ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi,  Tetkik Hakimi  raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
    Dava,  tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi   isteğine ilişkindir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden ; davacının miras bırakanı olan dedesinin  nüfus kayıtlarında Mehmet oğlu Hüseyin Bozdoğan  olarak kayıtlı olduğu , ancak 113, 121, 166 ve 525   parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarında D.M.oğlu H. B. yazıldığı, davacının anılan parsellere ait tapu kayıtlarındaki dedesinin baba isminin   nüfus kaydına  göre  düzeltilmesi  isteğiyle dava açtığı,  mahkemece 121 parsel sayılı taşınmazın Kadastro Mahkemesinde davalı olduğu gerekçesiyle anılan parsele yönelik talebin reddine ,  diğer  parsellere yönelik davanın kabulüne  karar verildiği anlaşılmaktadır.
    Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin isim, soyisim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme taleplerinin kaynağını oluşturur. Bu tür taleplerde kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir.
    Tapu kaydında kimlik bilgilerinin düzeltilmesine veya tespitine ilişkin taleplerdeki amaç, kayıt malikinin tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin nüfus kaydı ile uyumlu hale getirilmesi olduğundan  bu tür işlerde verilen kararlar kesin hüküm teşkil etmez. Kararın haksız veya hatalı görülmesi halinde ileri sürülen delillere göre yeniden düzeltme talebinde bulunulabilmesi, hükmün değiştirilebilmesi mümkündür.
     Çekişmesiz açılan bu tür işlerde, yapılan araştırma ile veya hak sahibi olduğunu iddia eden bir kişinin itirazı üzerine ortaya bir çekişme çıkarsa, mülkiyet aktarımına sebebiyet verebilmesi ihtimali ortaya çıktığından, artık bu davanın çekişmesiz yargı usulüne göre Sulh Hukuk Mahkemesinde görülebilmesine imkan bulunmamaktadır. Yargılama usulleri birbirinden farklı                                   olduğundan ve çekişmesiz yargı işlerinde teknik anlamda bir hasım bulunmadığından, davaya görevsizlik kararı verilerek Asliye Hukuk Mahkemesinde devam edilemez.
    Bu tür işlerde mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı ve kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir:
    1-Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması veya tespiti istenen dava konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler (satış akit tabloları ve ekleri)  getirtilmelidir
    2-Nüfus müdürlüğünden, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak telep konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir.
    3-Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığı da araştırılmalıdır.
    4-İstem konusunda tanıklar dinlenmelidir.
    5-Tüm bu araştırmalar sonucu hâlâ kesin bir kanaat oluşmamış ise mahallinde keşif yapılarak; tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri taşınmaz başında dinlenmelidir.
    Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında talebin kabulü yoluna gidilmelidir.
    Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; 1955 yılında yapılan kadastro tesbiti sırasında Tahiriye Köyünde bulunan temyize konu 113,  166 ve 525 taşınmazlara tapu kayıtlarının uygulandığı anlaşıldığı halde mahkemece   anılan tapu kayıtları ilk oluşumundan itibaren tüm gittileriyle birlikte getirtilmemiştir. Bundan ayrı  mahkemece,  temyize konu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak belirtilen   kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarının bulunup bulunmadığı Nüfus Müdürlüğünden sorulmadan davanın kabulü yönünde hüküm kurulmuştur.  Bu durumda mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın karar vermeye yeterli olduğunu söyleyebilme olanağı bulunmamaktadır.  
    O halde , 113,  166 ve 525 parsel sayılı taşınmazlara  kadastro sırasında uygulanan tapu kayıtları ilk oluşumundan itibaren tüm gittileriyle birlikte getirtilip kaydı düzeltilecek kişinin   nüfus ve tapu kayıtları  ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmeli,   tapu kayıtlarında malik olarak belirtilen   kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarının                           bulunup bulunmadığı Nüfus Müdürlüğünden sorulmalı,   mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak talep konusu taşınmazlarda mülkiyet  iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, mülkiyet hakkı  iddiasında bulunmaları halinde dava mülkiyetin  aktarımına  ilişkin olup artık bu davanın çekişmesiz yargı usulüne göre Sulh Hukuk Mahkemesinde görülebilmesine imkan bulunmadığından  davacı tarafından kayıt sahibinin mirasçıları aleyhine Asliye Hukuk Mahkemesinde çekişmeli yargı usulüne göre ayrı bir dava açılması gerekli olduğunun gözetilerek yukarıda değinilen şekilde araştırma inceleme yapılıp oluşacak sonuca göre  karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle  yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. 
    Davalının    bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA,  28.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar  verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi