Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/7446
Karar No: 2013/10158
Karar Tarihi: 18.06.2013

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/7446 Esas 2013/10158 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacılar ve davalı arasında tapu iptali tescil davası açılmıştır. Mahkeme, 25.07.2007 tarihli resmi senette yapılan paylaşıma göre çekişmeli taşınmazlardan sadece 816 ve 774 parsel dışındaki tüm taşınmazların davalıya bırakıldığını kararlaştırmıştır. Davacılar, okur yazar olmadıklarından tapuda yapılan işlemin mahiyetini anlayamadıklarını belirterek hileli yollarla temlikinin sağlanan taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ve paya yönelik tescil isteğiyle temyize konu davayı açmışlardır. Davalı, taşınmazların gerçek değerleri dikkate alındığında taraflar arasında gerçek bir paylaşımın bulunmadığını belirtmiştir. Mahkeme kararı yerinde görülmemiş ve davacıların hilenin öğrenildiği tarihten itibaren bir yılı geçmeden davayı açıp açmadığının tespit edilmesinin ardından karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kararda, B.K'nun 28/l. (6098 sayılı TBK.nun 36/1.) maddesi ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 676. maddesi de açıklanmıştır.
1. Hukuk Dairesi         2013/7446 E.  ,  2013/10158 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : IĞDIR 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 11/01/2013
    NUMARASI : 2009/502-2013/36

    Yanlar arasında görülen tapu iptali tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü
    Dava, hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptali tescil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, 25.07.2007 tarihli resmi senetteki paylaşıma göre çekişmeli taşınmazlardan 816 ve 774 parsel dışındaki tüm taşınmazların davalıya bırakıldığı, taşınmazların gerçek değerleri dikkate alındığında taraflar arasında gerçek bir paylaşımın bulunmadığı, davacıların okur yazar olmadıklarından tapuda yapılan işleminin mahiyetini anlayamadıkları gerekçesiyle 816 ve 774 parsellere yönelik davanın reddine, diğer taşınmazlara ilişkin davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacılar ile davalının kardeş oldukları, miras bırakanları M.D."ın ölümüyle geride davanın tarafları ile dava dışı anneleri Z.ve kardeşleri Kasım"ın kaldığı, M..D..ın tüm mirasçılarının 25.07.2007 tarihinde tapu sicil müdürlüğünde hazır bulunarak M. D..adına kayıtlı 409, 774, 775, 776, 777, 814, 816, 1803 ve 1807 parsel sayılı taşınmazlarda intikal ve 409, 775, 776, 777, 814, 1803 ve 1807 parsel sayılı taşınmazlardaki payların davalıya, 774 parseldeki payın dava dışı Kasım"a , 816 parselin ise 1/3"er pay itibariyle davacılar ile anneleri Zero adına tescil yönünde paylaşım yaptıklarından söz edilerek 409, 814, 1803 ve 1807 parsellerin tamamı, 775, 776 ve 777 parsellerin ½ payı davalı adına, 774 parsel dava dışı Kasım adına, 816 parsel ise 1/3"er pay itibariyle davacılar ile dava dışı Zero adlarına tescil edildiği, davacıların resmi senedi okudum yazıp imzaladıkları, daha sonra davacıların 18.11.2009 havale tarihli dilekçe ile, miras bırakan M.. D. adına kayıtlı anılan parsellerin tüm mirasçılar adlarına intikallerini yaptırmak istediklerini, ancak okur yazar olmadıklarından davalının kendilerini kandırarak taşınmazlardaki paylarının tamamının davalıya temlikinin sağlandığını ileri sürerek, hileli yollarla temliki sağlanan taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ve paya yönelik tescil isteğiyle temyize konu davayı açtıkları anlaşılmaktadır. Davacılar dava dilekçesinde hileli işlemi ne zaman öğrendiklerinden söz etmemişlerdir. Davanın devamı sırasında davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirmişlerdir. Davacılar vekili, müvekkillerinin davalı taşınmazlarla ilgili ödeme almak istemeleriyle durumdan haberdar olduklarını belirtmiş ise de hangi tarihte öğrendikleri yönünde açıklamada bulunmamış, mahkemece de bu yönde araştırma ve inceleme yapılmamıştır.
    Bilindiği üzere; hile, genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya,özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak,veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma hilede yanıltma söz konusudur. B.K"nun 28/l. (6098 sayılı TBK.nun 36/1.)maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse hata esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
    Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir.Hilenin öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.
    Diğer taraftan kabule görede mahkemece davalı adına tescil edilen taşınmazların değerleri fazla olduğundan taraflar arasında paylaşımın bulunmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 676. maddesi uyarınca mirasçılar arasında yapılan miras taksiminin (paylaşımın) yazılı olması zorunlu olup, tüm mirasçıların katılımıyla yapılan yazılı paylaşımda azlık çokluk ilkesi uygulanmaz.
    Hal böyle olunca, öncelikle davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılıp açılmadığının belirlenmesi, bu yönde davacıların çekişme konusu taşınmazlar hakkında 25.07.2007 tarihinden bu yana tapu sicil müdürlüğü ve ilçe tarım müdürlüğüne başvuruda bulunup bulunmadıklarının anılan müdürlüklerden sorulması, yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde araştırma ve inceleme yapılması, taraf delillerinin toplanıp değerlendirilmesi, ondan sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı oldugu şekilde karar verilmesi doğru değildir.
    Davalının, bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile yerel mahkeme kararının (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 18.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi