Dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2013/22627 Esas 2016/1617 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2013/22627
Karar No: 2016/1617
Karar Tarihi: 15.02.2016

Dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2013/22627 Esas 2016/1617 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Dolandırıcılık suçundan mahkum olan sanıkların temyiz başvuruları incelendi. Sanıklar, kayıt sahibi olarak şikayetçiden araç teslim alan ve muvazaalı olarak yaptıkları haciz işlemleri nedeniyle aracı yakalamak için hareket edenlerdi. Sanıkların eylemi dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna karar verildi. Ancak, hak yoksunluğu konusunda hüküm verirken yanlış bir maddenin uygulandığı belirlendi. Bu nedenle hükümlerin düzeltilerek onanmasına karar verildi. 5237 Sayılı Kanun'un 53. maddesinin uygulanması gerektiği belirtildi ve sanıkların altsoyları dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedildiği hatası düzeltildi. 5237 Sayılı Kanun'un 53. maddesinde, sadece kendi altsoyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğu bulunmaktadır. Aynı kanunun 53. maddesinin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren hak yoksunluğunun uygulanmayacağı hükme bağlanmıştır. Bu nedenle, hükümlerin düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
15. Ceza Dairesi         2013/22627 E.  ,  2016/1617 K.
"İçtihat Metni"


MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık


Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanıkların mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanıklar tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanıklardan ..... tarafından katılana satılıp, parası peşin alınan araca ilişkin verilen satış vekâletnamesini diğer sanık .... iptal ettirmesi sonucunda, muvazaalı olarak yaptırdıkları haciz işlemleri nedeniyle yakalamalı hale getirdikleri aracı, kayıt sahibi olarak şikâyetçiden teslim alan sanık..... 4 gün sonra eski eşi .....satmış gibi trafiğe tescil ettirdiği, bu anlamda başlangıçtan itibaren fikir ve eylem birliği içerisinde hareket eden sanıkların, katılandan parayı aldıktan sonra aracı geri alma maksadıyla hareket ettikleri anlaşıldığından, eylemlerinin dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna dair aşağıdaki eleştiri dışında mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
5237 sayılı Kanun"un 53. maddesinin 1. fıkrasının “c” bendinde yer alan haklardan, sadece kendi altsoyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun, aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, altsoyları dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c. maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, hükümlerin bu nedenlerle 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesine istinaden halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta, aynı kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, anılan maddenin verdiği yetkiye istinaden sanıklar hakkında kurulan hüküm fıkralarından, 5237 sayılı Kanun"un 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün tamamen çıkartılıp yerine, "5237 sayılı TCK"nın 53. maddenin 3. fıkrası uyarınca, 1. fıkranın “c” bendinde yer alan, kendi altsoyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine kadar, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmalarına" denilmesi suretiyle hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 15.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.