Dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2013/25303 Esas 2016/1610 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2013/25303
Karar No: 2016/1610
Karar Tarihi: 15.02.2016

Dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2013/25303 Esas 2016/1610 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanığın telefonla arayarak kendisini Milli Eğitim Bakanlığı’nda çalışan biri olarak tanıtıp şikayetçiden 750 TL para istediği fakat daha sonra paranın yetmediğini belirterek 210 TL daha istediği ve yapılan araştırmada sanığın bakanlıkla herhangi bir ilgisinin olmadığının belirlenmesi üzerine şikayetçinin 210 TL üzerine bloke koydurduğu anlaşıldı. Mahkeme, sanığın dolandırıcılık suçunu işlediği yönünde karar verdi. Ancak, kanuna aykırı bir şekilde güvenlik tedbirlerinin uygulanması kararının altsoyu dışındaki kişileri de kapsaması nedeniyle hükmün bozulmasına karar verildi. Hükmün düzeltilerek onanması kararına varıldı. Kararda geçen kanun maddeleri: TCK’nın 157, 43/1, 52/2-4, 53 ve 58/1-7. maddeleri ve 5237 sayılı Kanun'un 53. maddesi. Kanuna aykırı kararın düzeltilmesi için ise 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesi ve 1412 sayılı CMUK'un 322. maddesi kullanıldı.
15. Ceza Dairesi         2013/25303 E.  ,  2016/1610 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Dolandırıcılık
    HÜKÜM : TCK’nın 157, 43/1, 52/2-4, 53 ve 58/1-7. maddeleri uyarınca mahkûmiyet

    Dolandırıcılık suçundan sanığın mahkûmiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü.
    Sanığın, telefonla aradığı şikâyetçiye Milli Eğitim Bakanlığı’nda çalıştığını ve atamasını istediği yere çıkartacağını söyleyerek “....” adı altında 750,00 TL tutarında para göndermesini sağladıktan bir hafta sonra paranın yetmediğini belirterek şikâyetçiden 210,00-TL daha istediği, bu parayı da yatıran şikâyetçinin yaptığı araştırmada kendisini arayanın bakanlıkla bir ilgisinin olmadığını tespit ettiğinden 210,00 TL üzerine bloke koydurduğu anlaşıldığından, sanığın eyleminin dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna dair mahkemenin kabulünde aşağıda belirtilen husus dışında bir isabetsizlik görülmemiştir.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    5237 sayılı Kanun"un 53. maddesinin 1. fıkrasının “c” bendinde yer alan haklardan, sadece kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun, aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, altsoyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c. maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi,


    Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesine istinaden halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılanmayı gerektirmeyen bu hususta, aynı kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, anılan maddenin verdiği yetkiye istinaden sanık hakkında kurulan hüküm fıkrasından, 5237 sayılı Kanun"un 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün tamamen çıkartılıp yerine, "5237 sayılı TCK"nın 53. maddenin 3. fıkrası uyarınca, 1. fıkranın “c” bendinde yer alan, kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine kadar, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına" denilmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 15.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.














    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.