
Esas No: 2014/3642
Karar No: 2014/1561
Karar Tarihi: 24.02.2014
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2014/3642 Esas 2014/1561 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : HEKİMHAN KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/04/2013
NUMARASI : 2011/7-2013/15
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında Y.. Köyü çalışma alanında bulunan 323 ve 325 parsel sayılı 1204.03 ve 2919.36 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davacı A.. D.. adına tespit edilmiştir. Davacı, adına tespit edilen taşınmazların yüzölçümünün eksik hesaplandığı iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli taşınmazların tespit gibi tescillerine karar verilmiş, hüküm davacı A.. D.. tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, adına tespiti yapılan 323 ve 325 parsel sayılı taşınmazların yüzölçümlerinin eksik hesaplandığını ileri sürerek dava açmış ve mahkemece davacı adına tespiti yapılan 323 ve 325 parsel sayılı taşınmazların tutanakları davalı hale getirilerek dava görülmüştür. Mahallinde yapılan keşif sonucunda davaya konu edilen taşınmazların, davacı adına tespit edilen 323 ve 325 parsel sayılı taşınmazların kuzeyinde bulunduğu, dava konusu taşınmaz bölümünün 22.10.2012 tarihli fen bilirkişi raporu ve krokisinde (A) ve (B) harfleriyle gösterilen ve kadastro sırasında dere yatağı olarak tescil harici bırakılan taşınmazlar olduğu anlaşılmıştır. Öncelikle belirtmek gerekir ki; Kadastro Mahkemelerinin görevli olduğu davalar 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 26. maddesinde sayılmış olup, hakkında tutanak tanzim edilmeyen taşınmazlarla ilgili davalarda Kadastro Mahkemesi görevli bulunmamaktadır. Somut olayda; dava konusu olan 22.10.2012 tarihli fen bilirkişi raporu ve krokisinde (A) ve (B) harfleriyle gösterilen taşınmazlar kadastro sırasında tespit harici bırakılmış olup, tespit harici edilen bir taşınmazlara yönelik açılan davada Kadastro Mahkemesi görevli değildir. Görev, kamu düzenine ilişkin olup, 6100 sayılı HMK m.114/1-c maddesi uyarınca dava şartıdır. O halde Mahkemece, 6100 sayılı HMK m.114/1-c ve 115/2 uyarınca görev yönünden davanın usulden reddine, talep halinde dosyanın yetkili ve görevli Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, Mahkemece davanın esası hakkında hüküm kurulmuş olması isabetsizdir. Kabule göre de; davacı adına tespiti yapılan ve tutanağı işbu dava nedeniyle davalı hale getirilen 323 ve 325 parsel sayılı taşınmazların tutanaklarının olağan usule göre kesinleştirilmek üzere Kadastro Müdürlüğü’ne iadesine karar vermek gerekirken, görevli olunmadığı halde bu taşınmazlar hakkında tescil hükmü kurulmuş olması ayrıca isabetsiz olup, davacı A.. D..’ın temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 24.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.