20. Hukuk Dairesi 2013/8395 E. , 2014/4279 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVALILAR : Hazine - ... - ...
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar ... ve arkadaşları vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
... Köyünde 1963 yılında yapılan genel arazi kadastrosu dışında kalmış taşınmazlara ilişkin olarak 1989 yılında yapılıp 16.09.1992 ilâ 16.10.1992 tarihleri arasında ilân edilerek kesinleşen genel arazi kadastrosu sırasında, ... parsel sayılı 11145 m² ve ... parsel sayılı 5322 m² yüzölçümlü taşınmazlar orman tahdidi içinde iken, nitelik yitirdikleri gerekçesi ile orman tahdidi dışına çıkartılan alanda kaldıkları belirtilerek 995 sayılı parselin beyanlar hanesine “1960 yılından beri Mehmet oğlu ..."in kullanımındadır”, 999 sayılı parselin beyanlar hanesine ise “1960 yılından beri ... kızı ..."in kullanımındadır” şerhi verilerek Hazine adına tesbit edilmişler ve itirazsız kesinleşerek tescil edilmişlerdir.
Davacılar vekili, 25.01.2002 havale tarihli dava dilekçesinde; çekişmeli taşınmazların ... ve ... tarafından 1960 yılında emek ve para sarf edilerek imar - ihya edildiği ve bu tarihten itibaren uzun süre kullanıldıktan sonra dava dilekçesinde bildirdiği hisseler itibariyle davacı müvekkillerine satıldığı ve halen davacılar tarafından kullanıldığı, taşınmazların 1952 yılında yapılan maki tefriki çalışmaları ile makiye tefrik edilmek suretiyle orman ile ilişiğinin kesildiği ve zilyetlikle mülk edinilebilir hale geldiği ve eklemeli kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğinin davacılar yararına oluştuğu iddiasıyla Hazine adına olan tapu kayıtlarının iptali ile davacılar adına dava dilekçesine bildirdiği paylar oranında tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece davanın kabulüne ve çekişmeli taşınmazların beyanlar hanesindeki şerhlerin terkinine ilişkin verilen 19.11.2003 gün 2003/250-62 sayılı karar, Hazine vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 15.03.2004 gün 2004/1446-1827 sayılı kararı ile; "....26.07.1972 tarihinden sonra davacıya bağış yapan babası ... ve annesi ... adına kadastro yolu ile veya açılan dava sonunda tescil edilmiş taşınmazlar var ise bunların miktarlarının, çalışma alanlarının, tescil tarihlerinin araştırılması, 3083 sayılı Kanuna göre sulu ve kuru toprak ayrımının araştırılıp belirlenmesi..." gereğine değinilerek bozulmuş, bu karara karşı davacılar vekilinin karar düzeltme talebi aynı Dairenin 10.06.2004 gün 2004/4052-4651 sayılı karar ile reddedilmiştir.
Mahkemece, bozma kararında belirtilen hususların araştırıldığı gerekçesiyle önceki kararda direnilmesine ilişkin verilen 23.12.2004 gün 2004/303-489 sayılı karar, Hazine tarafından temyiz edilmekle, Hukuk Genel Kurulunun 14.07.2010 gün 2005/8-368-385 sayılı kararı ile “...dosya kapsamına göre, dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde 1952 yılında yapılan maki tefrik çalışması sırasında, taşınmazın maki tefrik hattının kapsamında kaldığının saptanmış olmasına göre, mahkemece usulî kazanılmış hakkın istisnalarından olduğu kuşkusuz bulunan ve 27.01.2009 tarihinde yürürlüğe giren 6831 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanunun 5. maddesi ile eklenen Ek - 10. maddesi ve 30.04.2010 gün 2005/1 E. - 2010/1 K. sayılı İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi...” gereğine değinilerek bozulmuştur.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, maki komisyonlarının yaptıkları işlemlerin tesbit niteliğinde olduğu, teknik ve hukuki anlamda ormandan çıkarma işlemi olmadığı, taşınmazların 1946 yılında yapılan orman tahdidi içinde kaldıkları ve 1982 yılında Hazine adına orman sınırı dışına çıkartıldıklarından zilyetlikle kazanılmalarına imkan bulunmadığı, mahkemece 2004/3/3 E. - 2004/489 K. sayılı karardaki beyanlar hanesindeki şerhlerin terkinine ilişkin verilen kararın davalı gerçek kişiler tarafından temyiz edilmediğinden kesinleştiği gerekçesiyle tapu iptali ve tescil davasının reddine, tapudaki beyanlar hanesindeki şerhlerin terkinine ilişkin verilen karar kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tesbitinden önceki nedenlere dayalı olarak 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca 10 yıl içinde açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu Gaziler köyünde ilk orman kadastrosu 1946 yılında yapılıp kesinleşmiştir. Daha sonra, 1980 yılında yapılıp, 06.04.1981 tarihinde ilân edilen aplikasyon ve 1744 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2. madde uygulaması, 1990 yılında yapılıp, 25.02.1991 tarihinde ilân edilen aplikasyon ve 3302 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması vardır. Varsak Köyünde ise 1946 yılında 3116 sayılı Kanun hükmüne göre yapılıp 1947 yılında kesinleşen orman kadastrosu, 1980 yılında yapılıp 23.5.1980 tarihinde ilân edilen, aplikasyon ve 6831 sayılı Kanunun 1744 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2. madde uygulaması vardır.
Gaziler Köyü"nde ilk genel arazi kadastrosu 1963 ilâ 1970 yıllarında yapılmış ve sonuçları 16.09.1972 ilâ 16.10.1972 tarihleri arasında ilân edilerek kesinleşmiştir. Daha sonra ise 1963 yılında yapılan genel arazi kadastrosu dışında kalmış taşınmazlara ilişkin olarak 1989 yılında arazi kadastro çalışması yapılmış ve sonuçları 16.09.1992 ilâ 16.10.1992 tarihleri arasında ilân edilerek kesinleşmiştir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman bilirkişi raporuna göre, mahkemece davanın reddi yolunda kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; mahkemece verilen 19.11.2003 gün 2003/250-62 sayılı karar, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 15.03.2004 gün ve 2004/1446-1827 sayılı kararı ile bozulmakla, mahkemece verilen kabul kararı ve kararın fer"i nitelikteki sonucu olan tapu kayıtlarının beyanlar hanesindeki kullanım şerhlerinin terkinine ilişkin olarak verilen karar da bozulmuş olduğundan hukuken ortadan kalkmış olduğu halde, hüküm fıkrasının 3. bendinde yer alan “3-Tapudaki beyanlar hanesinde yer alan dava konusu ... ... parseldeki "... oğlu, 1928 doğumlu ..."in 1960"tan beri kullanımındadır" şerhinin ve dava konusu ... ... parseldeki " ... kızı 1341 doğumlu ..."in 1960 yılından beri kullanımındadır" şerhinin terkinine ilişkin 2004/303 Esas, 2004/489 karar sayılı kararının temyiz edilmediği dikkate alınarak aleyhine hüküm verilen davalılar ... ve ... yönünden kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde karar verilmesi doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple; hüküm fıkrasının 3. bendinin hüküm fıkrasından tamamen kaldırılmak ve devam eden bentlerin takip eden numara verilerek yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hüküm 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla H.U.M.K.’nun 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 08/04/2014 günü oy birliği ile karar verildi.