16. Hukuk Dairesi 2014/3055 E. , 2014/1555 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : AYBASTI ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/04/2013
NUMARASI : 2009/263-2013/88
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucunda E.. Mahallesi çalışma alanında bulunan temyize konu 482 ada 4, 5 ve 6 parsel sayılı 324.03, 504.15 ve 729.07 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle sırasıyla davalılar E.. G.., H.. G.. ve M.. G.. adlarına, 482 ada 11 parsel sayılı 1313,30 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise; devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğundan söz edilerek ham toprak niteliğiyle davalı Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacılar, tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, çekişmeli taşınmazlar içerisinde kendilerine ait bir bölümün davalılar adlarına tespit ve tescil edildiği iddiasıyla dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli temyize konu 482 ada 4, 5, 6 ve 11 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile eşit paylarla davacılar A.. Ç.., A.. Ç.. ve M.. Ç.. adlarına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi ile davalılar Eyüp, Hikmet ve M.. G.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece davacıların tutunduğu tapu kaydının çekişmeli taşınmazlara ait olmadığı ancak; davacılar lehine kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği kabul edilerek, temyize konu 482 ada 4, 5, 6 ve 11 parsel sayılı taşınmazların tamamının tapu kayıtlarının iptali ile davacılar adına tesciline karar verilmiştir. Çekişmeli taşınmazların davacıların murislerinden intikal ettiği kararın gerekçesinde belirtilmesine rağmen, davacılar arasında mirasçılık ilişkisi bulunup bulunmadığı, davacılar arasında mirasçılık ilişkisi varsa bir başka deyişle davacıların aynı murisin mirasçıları olduğunun anlaşılması halinde, murisin terekesinin iştirak halinde olup olmadığı veya çekişmeli taşınmazların davacılara ne şekilde intikal ettiği değerlendirilmemiş, bir başka deyişle dava şartları arasında olan taraf ehliyeti üzerinde durulmamıştır. İştirak halinde mülkiyet hükümlerine tabi bulunan bir terekede, terekeye ilişkin tüm tasarruf işlemlerinin,
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 640. ve 702 maddeleri gereği, tüm mirasçılar tarafından birlikte yapılması zorunlu olup, tasarruf işlemi niteliğindeki davanın da tüm mirasçılar tarafından birlikte açılması gerekir. Buna göre ancak, bir mirasçı özellikle acele hallerde miras şirketinin menfaatini korumak için bütün mirasçılar adına yalnız başına dava açarsa da davayı yalnız başına yürütemez. Bu halde, diğer mirasçıların da davaya katılımlarının sağlanması, muvafakatlerinin alınması veya terekeye temsilci tayin ettirilmesi suretiyle dava yürütülür. Öte yandan, bir ya da bir kısım mirasçının, terekeye ait bir mal, hak veya alacaktan yalnız kendi payına düşen kısım için dava açması halinde mirasçıların iştirak halindeki payları üzerinde tasarrufta bulunmak yetkisi bulunmadığından davanın reddi gerekir. Böyle bir dava, diğer mirasçıların da paylarını kapsamadığından ve aynı zamanda onlar adına da açılmadığından, davaya diğer mirasçıların katılmasına (icazet vermesine) ve tereke temsilcisinin de, bir mirasçının yalnız kendi payı için açtığı davaya icazet verip davayı devam ettirmesine olanak yoktur. O halde Mahkemece öncelikle davacılara; çekişmeli taşınmazların kimden ne şekilde intikal ettiği ve talep sonucu sorulup açıklattırılmalı, taraf ehliyetlerinin bulunup bulunmadığı değerlendirilmeli, taraf ehliyetlerinin bulunması halinde, toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Taraf ehliyeti yönünden araştırma ve inceleme yapılmamış olması isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de; davacılar tarafından keşif sırasında gösterilen sınırlara göre, dava konusu edilen taşınmazların, temyize konu 482 ada 4, 5 ve 6 parsel sayılı taşınmazların 10.12.2012 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümleri olduğu, Hazineye ait 11 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kalan herhangi bir bölümün dava konusu edilmediği göz önüne alınmaksızın söz konusu taşınmazların tamamının tapu kayıtlarının iptali ile davacılar adlarına tesciline karar verilmesi ayrıca isabetsiz olup davalı Hazine temsilcisi ile davalılar Eyüp, Hikmet ve M.. G.. vekilinin temyiz itirazları yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalı şahıslara iadesine, 24.02.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.