15. Ceza Dairesi 2013/25337 E. , 2016/1603 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : TCK"nın 157, 52/2, 53 ve 58/6-son maddeleri uyarınca mahkumiyet
Dolandırıcılık suçundan sanığın mahkûmiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü.
Sanığın, şikâyetçiye ait işyerine giderek, orada çalışan tanık ...’den 195,00 TL değerinde nevresim takımı ile bornoz almasından sonra parasını öğretmen olarak çalışan babasının ödeyeceğini, annesinin de hemşire olduğunu söylemesine rağmen, tanığın bunu kabul etmediği ve şikâyetçiyi aradığı, şikâyetçinin de sonradan yapılacak ödemeyi kabul etmeyeceğini söylemesi üzerine sanığın, tanığın elinde bulunan telefonu alarak konuştuğu şikâyetçiye durumu anlatmasına rağmen isteğinin kabul edilmemesine rağmen, telefonu kapattıktan sonra, ....’a işyeri sahibinin teklifini kabul ettiğini söyleyerek tanıktan istediği ürünleri para vermeden alıp işyerinden ayrıldığı anlaşıldığından, eyleminin dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna dair mahkemenin kabulünde aşağıda belirtilen nedenler dışında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yerel mahkemece, kanunda üst sınırı 5 yıl olarak belirlenen dolandırıcılık suçundan verilen 2 yıl hapis cezasında bir isabetsizlik bulunmadığı gibi, gösterilen gerekçenin de yeterli ve denetime elverişli olduğu anlaşılmakla, bu yönde bozma talep eden tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Yargıtay CGK’nın, 18.06.2013 tarih, 2012/13-1444-2013/305 sayılı ilamında da vurgulandığı üzere, sanık hakkında birden fazla tekerrüre esas alınacak hükümlülüğün bulunması halinde, bunların en ağırının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün ise de; tekerrüre esas alınan... Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2006/20-78 sayılı ilamı verilen ve ertelenen mahkûmiyet hükmünün, 22.02.2006 tarihinde kesinleşmesinden sonra belirlenen bir yıllık denetim süresi sonunda yükümlülüklere uygun veya iyi halli geçirilmesi halinde cezanın infaz edilmiş sayılacağı ve bu tarihin üzerinden 3 yıllık süre geçtikten sonra somut olaya ilişkin ikinci suçun işlendiği gözetildiğinde, anılan hükmün tekerrüre esas alınamayacağı, bu itibarla yalnızca .... 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 30.09.2010 tarihinde kesinleşen 27.07.2010 tarih ve 2009/337-2010/244 sayılı mahkûmiyet hükmünün tekerrüre esas alınması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde uygulama yapılması suretiyle TCK’nın 58. maddesine muhalefet edilmesi,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesine istinaden halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususta, aynı kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, anılan maddenin verdiği yetkiye istinaden sanık hakkında kurulan hüküm fıkrasından, 5237 sayılı Kanun"un 58. maddesinin uygulandığı bentte yer alan “....Asliye Ceza Mahkemesi”nin 22/02/2006 gün, 2006/20-78 Esas-Karar sayılı ilamı ile verilen 10 ay hapis cezası ve” ibaresinin tamamen çıkarılması suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 15.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.