15. Ceza Dairesi 2013/23887 E. , 2016/1596 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Güveni kötüye kullanma, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : 1-TCK"nın 155/2, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet
2-TCK"nın 204/1, 43/1-2, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet
Sanığın güveni kötüye kullanma ve resmi belgede sahtecilik suçlarından mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Gerekçeli karar başlığında katılan olarak gösterilen "..." in "....Turizm Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi" olarak mahallinde düzeltilmesi mümkün görülmüştür.
Sanığın, katılanın yetkili temsilcisi olduğu ..... Turizm Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinde pazarlama elemanı olarak çalıştığı, ..... isimli şirket adına katılan şirkete sipariş verdiği, katılan şirket tarafından gönderilen malın bir kısmının fazla olduğu gerekçesiyle iade edildiği, iade edilen malın sanık tarafından teslim alınarak üçüncü kişilere satıldığı, yine ..... Şirketi adına sipariş ettiği malın tamamının, belirtilen adrese gönderildiği, söz konusu malı da bu yerden alarak üçüncü kişilere sattığı, ... ve .... Şirketi adına verdiği siparişlere ilişkin olarak sahte senetler tanzim ederek katılana ait şirkete verdiği, sanığın bu şekilde güveni kötüye kullanma ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda,
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın suçun sübutuna, eksik incelemeyle karar verildiğine, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi gerektiğine ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Sanık hakkında belirlenen temel gün adli para cezasının para cezasına çevrilmesi sırasında uygulanan kanun maddesi olan TCK"nın 52/2, maddesinin gösterilmeyerek 5271 sayılı CMK"nın 232/6. maddesine aykırılık oluşturulması,
2-5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan, sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, alt soyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesi gereğince hak yoksunluğuna hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8.maddesi gereğince halen uygulanmakta olan1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılanmayı gerektirmeyen bu hususlarda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hüküm fıkrasından, 5237 sayılı Kanun"un 53. maddesinin c bendinin uygulanmasına ilişkin bölümün tamamen çıkartılıp yerine, "5237 sayılı TCK"nın 53. maddenin 3. fıkrası uyarınca, 1. fıkranın (c) bendinde yer alan, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine kadar, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına" ibaresinin eklenmesi, hükmün ilgili kısmına “TCK"nın 52/2" ibaresinin yazılması suretiyle , sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 15/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.