
Esas No: 2014/1959
Karar No: 2014/1545
Karar Tarihi: 24.02.2014
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2014/1959 Esas 2014/1545 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ARAÇ KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/12/2012
NUMARASI : 2007/276-2012/18
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında Ç.. Köyü çalışma alanında bulunan 162 ada 9 ve 165 ada 4 parsel sayılı 2154.91 ve 3559.87 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle yargılama sırasında ölen davalı H.. D.. adına tespit edilmiştir. Davacı A.. D.., çekişmeli taşınmazların kök muris Şaban’dan intikal ettiği ve taksim edilmediği iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli 162 ada 9 ve 165 ada 4 parsel sayılı taşınmazların tamamı 360 pay kabul edilerek miras payları oranında davalı H.. D.. mirasçıları adlarına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davalı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan değerlendirme dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Çekişmeli taşınmazların tarafların ortak murisi Şaban’dan geldiği hususu ve 50 yılı aşkın süre Şaban’ın 1997 yılında ölen oğlu Kamil ile Kamil eşi tespit maliki Halime’nin itiraza uğramaksızın zilyetliğinde bulunduğu tartışmasızdır. Şaban mirasçıları arasında yapılan bir taksim kesin olarak kanıtlanmamış olmakla birlikte, itiraza uğramaksızın 50 yılı aşkın süre ile taşınmazda zilyetliğin bulunması taksime karine teşkil etmekte olup; bu karinenin aksi davacılar tarafından kanıtlanamadığından, çekişmeli taşınmazların taksimen Kamil’e ait olduğunun kabulü gerekir. Ne var ki; muris Şaban’ın oğlu Kamil 1997 yılında geride eşi Halime’yi bırakarak çocuksuz olarak ölmüştür. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 496. maddesine göre “Altsoyu bulunmayan miras bırakanın mirasçıları, ana ve babasıdır. Bunlar eşit olarak mirasçıdırlar. Miras bırakandan önce ölmüş olan ana ve babanın yerlerini, her derecede halefiyet yoluyla kendi altsoyları alır.” 499/2. maddesine göre ise “sağ kalan eşe miras bırakanın ana ve baba zümresi ile birlikte mirasçı olursa, mirasın yarısı kalır” düzenlemeleri mevcuttur. Bu yasal düzenlemeler kapsamında çekişmeli taşınmazların davacı ve davalıların da aralarında bulunduğu Kamil Daban mirasçıları adlarına tesciline karar verilmesi gerekirken, dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş olması isabetsiz olup; davacı A.. D..’ın temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 24.02.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.