17. Hukuk Dairesi 2019/4262 E. , 2020/4460 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün temyizen tetkiki davalılar vekilleri tarafından talep edilmiş, davalılar ... ve ... vekilince de duruşma istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 26.09.2017 Salı günü davacılar vekili Av. ... ile davalılar Ahmet ve ... vekili Av. ... geldi. Diğer davalılar tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf vekilleri dinlendikten sonra eksiklik nedeniyle mahkemesine iade edilen dosya eksiklik tamamlanıp tekrar gelmekle, incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili ..."e 06/08/2004 tarihinde ... Lisesinin önünde kaldırımdan karşıya geçtiği sırada davalı ..."ın kullandığı aracın çarpması sonucunda müvekkilinin ağır yaralandığını, davalının kullandığı ... plakalı aracın diğer davalı ..."ya ait olduğunu, davalı ..."ın olay tarihinde 18 yaşından küçük olup ehliyetinin bulunmadığını, müvekkili Halil"in kaza sebebiyle 4,5 ay yoğun bakında kaldığını, kaza sonucunda tutulan kaza tespit tutanağına göre müvekkilinin %60, davalı ..."ın ise %40 olarak kusurlu gösterildiğini ancak kazadan 2 ay sonra cumhuriyet savcılığı tarafından 30/09/2004 tarihinde keşif yapılarak bilirkişi raporu aldırıldığını, buna göre müvekkili Halil"in 6/8 davalı ..."ın ise 2/8 oranında kusurlu gösterildiğini, bu raporu
kabul etmediklerini, müvekkilinin kaza sebebiyle ciddi mağduriyet yaşadığını, sağlığına kavuşamadığını, beden bütünlüğünün ihlal edildiğini, kaza sebebiyle müvekkilinin babası ve annesi olan davacılar ... ile ... büyük üzüntü ve acı yaşadıklarını, bu sebeplerle müvekkili ... için fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 20.000,00 TL maddi, 4.000,00 TL manevi, diğer davacılar ... ve ... için ise ayrı ayrı 1.500,00"er TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak müvekkillerine verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 27.06.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini 557.556,78 TL"ye yükselterek harcını tamamlamıştır.
Davalı ... A.Ş vekili, kazaya karışan ... plakalı aracın müvekkili şirketin 4235 sayılı poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçedeki limit ile sınırlı olduğunu, bu sebepler ile davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı ... vekili, aracın sahibinin ... olduğunu, müvekkili ile birlikte davalı ... şirketi ve araç işletenin de sorumluluğunun bulunduğunu, müvekkilinin kusurunun 2/8 oranında olduğunu, müvekkilinin ayrıca davacı ..."in tedavi olduğu hastaneye 24/09/2004 tarihinde 3.500,00 TL yatırdığını ve makbuzun dosyada bulunduğunu, bu miktarın hükmedilecek tazminattan mahsup edilmesi gerektiğini, davacının istediği tazminat miktarlarının çok yüksek olduğunu, bu sebepler ile açılan davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece iddia savunma toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın maddi tazminat talebi yönünden kabulü ile 557.417,78 TL maddi tazminatın haksız fiil tarihi olan 06/08/2004 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davalı ... şirketinin maddi tazminata ilişkin hüküm yönünden poliçedeki miktar olan 30.000,00 TL ile sorumlu tutulmasına, davanın manevi tazminat talebi yönünden kısmen kabul ve kısmen reddi ile davacı ... için 3.000,00 TL, davacı ... için 1.000,00 TL ve davacı ... için 1.000,00 TL olmak üzere toplam 5.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 06/08/2004 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, davalı ... şirketinin hükmedilen manevi tazminattan sorumlu tutulmamasına karar verilmiş;
hüküm, davalı ... A.Ş. ile davalılar Murat ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazası nedeni ile cismani zarara dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Temyiz eden davalılar ... Sigorta A.Ş. ile Ahmet ve ... vekilleri tarafından ıslah dilekçesine karşı süresinde zamanaşımı definde bulunulmuş mahkemece bu konuda bir değerlendirme yapılmamıştır.
Ortaya çıkan zarar, kendi özel yapısı içerisinde, sonradan değişme eğilimi gösteriyor, kısaca, zararı doğuran eylem veya işlemin doğurduğu sonuçlarda (zararın nitelik veya kapsamında) bir değişiklik ortaya çıkıyor ise, artık "gelişen durum" ve dolayısıyla, gelişen bu durumun zararın nitelik ve kapsamı üzerinde ortaya çıkardığı değişiklikler (zarardaki değişme) söz konusu olacaktır. Böyle hallerde, zararın kapsamını belirleyecek husus, gelişmekte olan bu durumdur ve bu gelişme sona ermedikçe zarar henüz tamamen gerçekleşmiş olamayacağı için zamanaşımı süresi bu gelişen durumun durduğunun veya ortadan kalktığının öğrenilmesiyle birlikte işlemeye başlayacaktır.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebinin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü veya Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Mahkemece, davacının kaza nedeniyle meydana gelen işgücü kaybı hususunda yukarıda anlatılan usule göre alınmış bir maluliyet raporu yoktur.
Davacı vekili yargılama sırasında davacının farklı hastanelerde gördüğü tedavilere ilişkin evrakları ve farklı özür oranlarının belirlendiği sağlık kurulu raporları sunmuştur. Buna göre 10.02.2006 tarihli İncek Fizik ve Tedavi Rehabilitasyon Hastanesi Ekipiriz raporunda "Hastanın 06.08.2004 tarihinde geçirdiği trafik kazası nedeniyle bilincinin kapalı olduğu merkezlerinde uygulanan bir takım
tedaviler ile bilincinin açıldığı sağ tarafında kuvvetsizliğinin devam ettiği, hastanın fizik tedavi ve rehabilitasyon programına devam edildiği, göz muayenesinde her iki gözde atrofiye gidişinin tespit edildiği, halen kendisindeki arzlar ve denge kusuru nedeniyle yardımsız hayatını idame ettirecek durumda olmadığını Sekel kalıp kalmadığının net olarak tıbben karar verilebilmesi için hastanın kaza geçirdiği tarihten 2 yıl sonra kesin raporunun verilebileceği" rapor edilmiştir. Yine aynı Rehabilitasyon merkezi mahkemeye hitaben yazdığı 07.09.2006 tarihli yazının sonuç kısmında kazanın üzerinden 2 yıl geçtiği için bulguların sekel mahiyetini aldığı bir kişinin yardımı ile bundan sonraki hayatını idame ettirebileceğini yine her yıl belirli bir müddet doktor tedavisi ve FTR görmezinin uygun olacağı bu hali ile hastanın iş ve gücünden kaç gün kaldığının Adli Tıp raporu ile belirlenmesinin daha uygun olacağı belirtilmiştir.
08.11.2006 tarihli Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı yazısında "Ankara Numune Hastanesi"nin 09.08.2006 tarihli Özürlüler için Sağlık Kurulu raporununun Merkez Sağlık Kurulunca incelenmesi sonucunda çalışma gücünü %73 kaybettiğine karar verildiği belirtilmiştir. Fatih Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinin 01.03.2007 tarihli Özürlü Sağlık Kurulu raporunda davacı ... in tüm vücut fonkisyon kaybı oranının %75 olduğunun rapor edildiği, yine 14.12.2012 tarihli Osmaniye Devlet Hastanesi Özürlü Sağlık Kurulu raporuna göre maluliyet oranının %98 olarak rapor edildiği anlaşılmıştır. Mahkemece davacı ..."in kaza nedeniyle %98 işgücü kaybı olduğu kabul edilerek yapılan zarar hesabına göre belirlenen tazminata hükmedilmiştir. Davacının maluliyetine esas alının işbu raporun kaza itibari ile yürürlükte bulunan Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğüne göre hazırlanıp hazırlanmadığı belirsizdir.
O halde mahkemece Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulundan, davacı ..."in kazadan kaynaklı yaralanması nedeniyle tedavisi tamamlanarak hangi tarihte sağlığına kavuşmuş sayılacağı, maluliyeti ile ilgili olarak gelişen bir durum bulunup bulunmadığı, tedavisinin ne zaman sona erdiği, vücut çalışma gücü kaybının hangi tarihte kesin olarak belirlenebilir duruma geldiği konularında olay tarihinde yürürlükte olan Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğüne uygun, ayrıntılı ve denetime açık şekilde rapor alınmak
suretiyle ve ıslahla talep edilen kısım için temyiz eden davalılar ... Sigorta A.Ş. ve Ahmet ve ... vekillerinin ıslah dilekçesine karşı süresinde bulunduğu zamanaşımı def"inin değerlendirilerek, ıslah olunan dava yönünden zaman aşımı süresinin dolup dolmadığının tartışılması, varılacak sonuca göre aktüerya uzmanından ek rapor alınarak karar verilmesi gerekirken, bu hususlarda bir değerlendirme yapılmaksızın, hüküm kurmaya elverişli olmayan Osmaniye Devlet Hastanesinin Özürlü Sağlık Kurulu raporuna göre ve eksik incelemeye dayalı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre davalılar ... ve ... vekilinin sair temyiz sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmaığına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... A.Ş. vekilinin tüm, davalılar Ahmet ve ... vekilinin sair temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar ... ve ... vekilinin sair temyiz sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 1.480,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalılar ... ve ..."a verilmesine, duruşmada vekille temsil olunmayan davalı ... A.Ş. yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar ..., ... ve ... Sigorta A.Ş"ye geri verilmesine, 07/07/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.