MAHKEMESİ : BEYKOZ SULH HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/04/2013
NUMARASI : 2011/879-2013/733

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sırasında Y.. Mahallesi çalışma alanında bulunan 1688 ada 12 parsel sayılı 763,13 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve taşınmaz üzerindeki iki katlı kargir evin 20 yıldan beri Ömer evlatları Ali ve R.. K..’nun fiili kullanımında bulunduğu şerhi yazılarak bahçe vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı D.. K.., çekişmeli taşınmazın 1.225 metrekare yüzölçümünde olduğu ve kendisi tarafından satın alındığı iddiasına dayanarak zilyetliğin tespiti ve teslimi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulü ile çekişmeli taşınmazın beyanlar hanesinde yazan “R.. K..” adının çıkartılarak yerine “İhsan kızı D.. K..” yazılmasına karar verilmiş; hüküm, davacı D.. K.. vekili, davalı Hazine vekili ve davalılar Mehmet ve Recep vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Hakkında kadastro tespiti yapılıp kesinleşmeyen taşınmazlar hakkında kadastro öncesi nedenlere dayanılarak açılan davalarda Kadastro Mahkemeleri görevlidir. Dava, kullanım kadastrosu sırasında hakkında kadastro tutanağı düzenlenen taşınmaza ilişkin olup dava tarihi itibariyle aynı taşınmaza ilişkin Beykoz Kadastro Mahkemesi’nin 2010/1480 Esas sayılı sırasında görülen dava bulunduğu ve kadastro tespitinin kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Kullanım kadastrosunun konusu, fiili kullanım durumuna göre taşınmaz üzerindeki zilyetliğin ve muhdesatın tespiti olup, temyize konu davanın konusu da zilyetliğin tespitine ilişkin bulunmaktadır. Dava tarihinde çekişmeli 1688 ada 12 parsel sayılı taşınmazın tutanağı kesinleşmediğinden, temyize konu davada görevli mahkeme Kadastro Mahkemesidir. Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında re"sen incelenmesi gerekir. Hal böyle olunca mahkemece, davanın görev yönünden usulen reddine, dosyanın görevli ve yetkili Kadastro Mahkemesine aktarılmasına karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı D.. K.. vekili, davalı Hazine vekili ve davalılar Mehmet ve Recep vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 24.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.