15. Hukuk Dairesi 2017/394 E. , 2018/3129 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi:Ticaret Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak ve işlemiş faiz için giriştiği takibe davalının itirazı üzerine vâki itirazın iptâli, takibin devamı, alacağın %20 icra inkâr tazminatı ile tahsili istemlerine ilişkin olup; mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar, davalı vekili tarafından yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir.Davacı, ... tezgahlarda kalıbın alt bloğunun işlenmesi işi konulu faturaya dayalı alacağı sebebiyle davalı hakkında ... 4. İcra Müdürlüğü"nün 2014/411 sayılı dosyası ile 4.130,00 TL asıl alacak üzerinden icra takibi yapıldığını, icra takibine haksız itiraz edildiğini, itirazın iptâli ile takibin devamına ve %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep etmiş, davalı taraf davacı ile ticari ilişkisinin kesinlikle kurulmadığını, ticari ilişkiyi kabul etmediklerini, davacının bunu ispatlaması gerektiğini, irsaliye ve faturaların hiçbir zaman kendilerine teslim edilmediğini, ilgili irsaliyenin teslim alan kısmındaki imzanın kendilerine veya yanında çalışan kimseye ait olmadığını, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Mahkemece alınan bilirkişi raporları ve tanık beyanı ile, davacı ticari defterlerinde kayıtlı ancak bilirkişinin ticari defter niteliğinde olmadığını, düzeni ve tasdiki olmayan davalı belgelerinin değerlendirilmesi uygun görülmesi halinde bu belgelerde kayıtlı olmayan faturaya konu işlerin yapıldığı, davaya konu malzemelerin teslim edildiğinin ispatlandığı belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden doğan iş bedeli alacağının tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptâli davasıdır. Kural olarak, eser sözleşmesi, zorunlu şekil koşuluna bağlı değildir. Sözleşmenin kurulması için yazılı şekil şartı yok ise de davalı tarafından sözleşme ilişkisi inkâr edildiği takdirde yazılı delille ispata ilişkin kuralların gözetilmesi gerekir. 6100 sayılı HMK 200. maddeye göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi,yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz.Yazılı sözleşme olmasa da sözleşmenin varlığını ortaya koyan davalının veya onun adına hareket eden kişinin imzasını taşıyan teslim belgesi, irsaliyeli fatura, ile de sözleşme ilişkisinin ispatı mümkündür. Yazılı delil niteliğinde olmayan ancak kesin delil niteliğindeki ticari defterler, ikrar veya yemin delilleri ile de sözleşme ilişkisi ispatlanabilir.Tüm bu delillerle de sözleşme ilişkisi ispatlanmış değilse HMK 200. maddedeki düzenleme hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati hâlinde tanık dinlenebilir. Açık muvafakat olmazsa tanıkla sözleşme ilişkisi ispatlanamaz. Bunun da istisnası olan HMK 202. maddeye göre senetle ispat zorunluluğu bulunan hâllerde delil başlangıcı bulunursa tanık dinlenebilir.Delil başlangıcı, iddia konusu hukuki işlemin tamamen ispatına yeterli olmamakla birlikte, söz konusu hukuki işlemi muhtemel gösteren ve kendisine karşı ileri sürülen kimse veya temsilcisi tarafından verilmiş veya gönderilmiş belgedir. HMK 222. maddeye göre ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. Belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
Yemin delili 6100 sayılı HMK"nın 225 ve devamı maddelerde düzenlenmiştir. Yemin kesin delillerdendir. Yemin deliline dayanan taraf, iddia veya savunmasının diğer delillerle ispatlanmamış olması nedeniyle bu delile sıra gelmiş olduğunu başka türlü bilemeyeceğinden; mahkeme, yemin teklif etmek hakkı bulunduğunu istek sahibine hatırlatmakla yükümlüdür. Şu durumda kural olarak, yemin teklifi hakkı kullandırılmadan karar verilemez.
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; dava sözleşme ilişkisine dayalı olarak açılmış olup yazılı olarak sözleşme yapıldığı kanıtlanmamıştır. Sözlü eser sözleşmesi kurulduğu da miktar itibarıyla tanıkla kanıtlanamaz. Sözleşme ilişkisini ispatlayan yazılı belge bulunmadığı gibi, tanık dinlenmesini mümkün kılacak delil başlangıcı niteliğinde belge de bulunmadığından davalının dinlenmesine açıkça muvafakat etmediği tanık beyanı esas alınarak sözleşme ilişkisinin ispatlandığı kabul edilemez. Davalı ticari defterleri ile uyumlu olmayan kendi ticari defterleri ile de davacı davasını ispatlayamamıştır. Bu durumda, dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayandığından, davacı tarafa yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile kabulü doğru olmamış; ayrıca, alacak miktarının likid olmadığı, yapılan yargılama sonucunda belirlendiği hallerde borçlunun takibe itirazında haksız olduğu kabul edilemeyip, bu durumda likit bir alacak bulunduğundan söz edilemeyeceğinden mahkemece icra inkâr tazminatı isteminin reddine karar verilmesi gerekirken bu hususun da kabulü doğru olmamıştır.SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 10.09.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.