5. Hukuk Dairesi 2012/26704 E. , 2013/3256 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, davacı vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R –
Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki belge ve raporlar ile keşifteki tanık anlatımlarının incelenmesinde, dava konusu taşınmazın kadastral sınırının fen bilirkişi raporuna göre B,C,D,E ve F harfleri ile gösterilen bölümleri kapsadığı, A harfi ile gösterilen kısmın yol olması sebebiyle kadastro çalışmaları sonucu tespit dışı bırakıldığı ve bu yerin davacıya ait olduğu konusunda kesinleşmiş mahkeme kararının bulunmadığı davacının kayısı bahçesi olarak kullandığı bu bölümün A harfiyle gösterilen yer içinde kaldığı, taşınmazın B,C,D,E ve F harfleriyle gösterilen bölümlerinin zemin özellikleri nedeniyle davacı tarafından tarım amaçlı olarak kullanılmadığı, taşınmazın C,D,E ve F harfleriyle gösterilen kısımlarının % 20"ye varan yüksek eğim nedeniyle ekonomik özgülemeye müsait olmayan atıl yerler olduğu, A harfiyle gösterilen kısmına fiilen Kayseri-Malatya karayolu olarak , B harfiyle gösterilen bölümüne ise hafriyat dökmek suretiyle davalı idare tarafından el atıldığı anlaşılmıştır.
Bu nedenle mahkemece, A ve B harfleriyle gösterilen kısımlara ilişkin olarak ecrimisil ve C, D, E ve F harfleriyle gösterilen bölümlere ilişkin olarak değer düşüklüğü ile A harfiyle gösterilen kısmın zemin bedeline ilişkin taleplerin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Ancak;
1) Fen bilirkişi raporunda A harfiyle gösterilen kısım 1991 yılındaki kadastro çalışmaları sırasında yol olarak tespit dışı bırakılmışsa da; davalı idare tarafından bu bölüme fiilen el atıldığı, üzerinde davacıya ait 20-25 yaşlarında kayısı ağaçlarının
bulunduğu tanık anlatımlarından anlaşıldığından, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 15. maddesine uygun olarak yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu eşliğinde keşif yapılarak, A harfiyle gösterilen bölümün kapama kayısı bahçesi niteliğinde olup olmadığı tespit edilerek kapama bahçe ise gelir metoduna göre net kayısı geliri esas alınarak değer biçildikten ve zemine ekilebilecek münavebe ürünlerinin net gelirine biçilen değer düşüldükten sonra bulunacak muhdesat bedeline hükmedilmesi kapama bahçe değilse kayısı ağaçların yaş, cins ve sayıları belirlenerek maktuen bedeline hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
2) Ziraat ve fen bilirkişi raporuna göre dava konusu taşınmazın B harfiyle gösterilen bölümüne hafriyat dökmek suretiyle el atıldığı sabit olduğundan 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 15. maddesine uygun olarak yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu eşliğinde keşif yapılarak arazi niteliğindeki taşınmazın, gelir metodu esas alınmak suretiyle, kamulaştırmasız el konulan bölümün bedeli ile taşınmazın eski hale getirme bedelleri ayrı ayrı tespit ettirilerek, el konulan bölüm bedeli, eski hale getirme masraflarından fazla ise taşınmazın eski hale getirilmesine; şayet eski hale getirme masrafları zemin bedelinden fazla ise bu durumda el konulan bölüm bedelinin davalı idareden tahsili ve el konulan bölümün davacı üzerindeki tapusunun iptali ile davalı idare adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 27.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.