22. Hukuk Dairesi 2017/20487 E. , 2019/5264 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı isteminin özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı işyerinde 15/08/1989-07/05/2014 tarihleri arası tanker şoförü olarak çalıştığını, iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini beyanla, kıdem tazminatı, ulusal bayram ve genel tatil, hafta tatili, yıllık ücretli izin ve fazla mesai ücreti alacaklarını istemiştir.
Davalı cevabının özeti:
Davalı vekili, davacının iş sözleşmesini haklı neden olmaksızın feshettiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar taraflar vekillerince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Yukarıda fazla çalışmanın ispatı konusunda anlatılan ilkeler, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde yapılan çalışmaların ispatı açısından da geçerlidir.
Somut olayda, davacının ulusal bayram ve genel tatil çalışması ile fazla mesaisi tanık beyanlarına göre haftanın üç günü 08.00-18.00 saatleri arası, haftanın üç günü ise 02.00-13.00 saatleri arası çalıştığı kabulü ile yasal ara dinlenmeler sonrası haftada on buçuk saat fazla çalışma yaptığı ve tüm ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığı kabul edilerek hesaplanmıştır.
Davacının işyerindeki çalışma düzenini gösterir işyeri kayıtları bulunmadığından genel tatil çalışması ve fazla mesaisi tanık beyanına göre tespit edilmiş ise de dinlenen davacı tanıklarının davacı ile birlikte çalıştığı süre itibariyle genel tatil ve fazla çalışma hesaplanan dönemin tamamında çalışma koşullarını bilemeyebileceği anlaşılmıştır. Bu nedenle beyanlarına itibar edilen davacı tanıkların sigortalı hizmet döküm cetveli getirilerek tam olarak hangi süre içerisinde davacı ile birlikte çalıştığı belirlenerek davacıyla birlikte ortak çalışma dönemi ile sınırlı olarak belirlenen tarih aralığında genel tatil ve fazla mesai hesaplanmalıdır. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmamıştır.
3-4857 sayılı İş Kanunu"nun 59. maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada ilişkinin sona erme şeklinin ve haklı olup olmadığının önemi bulunmamaktadır.
Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir.
Somut olayda, davacı son 15 yıla ait yıllık ücretli izin haklarının kullandırılmadığını, işyerinde iş müfettişi tarafından yapılan inceleme sonrası tüm çalışanlara baskı ile belge imzalatıldığını ve bu belgelerin geçerli olmadığını ileri sürmüş, buna karşı davalı işveren davacının kullandırılmayan yıllık ücretli izin hakkı bulunmadığını savunmuş, yapılan yargılama sonunda Mahkemece dosyaya sunulan imzalı yıllık izin defterine itibarla davacının son 15 yıl içinde 280 gün yıllık izin kullandığı ve kullandırılmayan 72 gün yıllık ücretli izin hakkı bulunduğu kabul edilmiş ise de davalı işyerinde, iş müfettişi tarafından yapılan incelemeye ilişkin 24/01/2013 tarihli tutanakta “...işveren vekilince yıllık izin kayıtlarının tutulmadığı...” tespit edildiği anlaşılmış olup dava konusu yıllık ücretli izin alacağı yönünden, davacının irade fesadına ilişkin iddiaları ve iş müfettişi raporundaki yıllık izin kayıtlarına ilişkin değerlendirmede dikkate alınarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 07/03/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.