Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/339
Karar No: 2014/4192

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2014/339 Esas 2014/4192 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2014/339 E.  ,  2014/4192 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan Hazine vekili ve ... Köyü Tüzel Kişiliği vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    1950 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında ... Köyü 1306 parsel sayılı 13.730 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, 309/568 yazım numaralı vergi kaydı ve Ocak 1946 tarih ve 23 sıra nolu tapu kaydı uygulanarak tarla niteliği ile Halil Akdoğan ve ortakları adlarına tespit edilmiştir.
    ... Köyü ve ... Köyü tüzel kişilikleri ve bir kısım kişilerin açtıkları dava üzerine ... Tapulama Mahkemesinin 08.11.1973 gün ve 1959/150 E. 1973/17 K. sayılı kararıyla 1306 sayılı parselin kadastro tespitinin iptal edilerek mera niteliği ile sınırlandırılmasına, aidiyet isteminin görev yönünden reddine karar verilmiş, temyiz edilmeksizin 15.09.1976 tarihinde kesinleşmiştir.
    Davacı Orman Yönetimi, 1306 sayılı parselin kesinleşen orman tahdit haritası içinde kaldığını ileri sürerek, mera sicil kaydının iptal edilerek orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.
    Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, dava konusu taşınmazın fen bilirkişiler tarafından düzenlenen krokili raporda (C) harfi ile işaretlenen 12.582,53 m2 yüzölçümlü bölümünün mera sicil kaydının iptal edilerek orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm davacı Orman Yönetimi ve davalılar Hazine ile ... Köyü Tüzel Kişiliği tarafından temyiz edilmekle, hüküm Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 23/03/2011 gün ve 2011/2174 E. - 3199 K. sayılı kararıyla bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; [Mahkemece verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; Dairenin geri çevirme kararı üzerine Ulaştırma Bakanlığı, çekişmeli 1306 sayılı parselin 1.080 m2 yüzölçümlü bölümünün 21.12.1994 gün ve 1994/228 sayılı kamu yararı kararına istinaden kamulaştırıldığını bildirdiğinden çekişmeli taşınmazın kamulaştırılan kesimi hakkında kamulaştırmayı yapan kurum adına tapu kaydı oluşturulup oluşturulmadığı araştırılmamıştır. Bu sebeple; öncelikle çekişmeli taşınmazın kamulaştırılan kesimi hakkında kamulaştırmayı yapan kurum adına tapu kaydı oluşturulup oluşturulmadığı Ulaştırma Bakanlığı ve Tapu Sicil Müdürlüğünden ayrı ayrı sorulmalı, şayet kamulaştırma tapusu oluşturulmuş ise Orman Yönetimine; kamulaştırmayı yapan kurum aleyhine kamulaştırma yoluyla oluşan tapu kaydının iptali davası açmak üzere süre verilmeli, dava açılması halinde temyize konu dosya ile birleştirilmeli, şayet kamulaştırmayı yapan kurum adına tapu kaydı oluşturulmamış ise kamulaştırmayı yapan kurum davaya dahil edilmeli, delil ve belgeleri istenmelidir.
    Bilindiği üzere orman kadastrosunun (tahdidinin) kesinleştiği yerlerde bir yerin orman olup olmadığı ve hukukî niteliği orman tahdit tutanak ve haritalarının uygulanması ile belirlenir. Kesinleşen orman tahdidi içinde kalan yerlerde özel mülklerin bağlı olduğu kanun hükümleri uygulanmaz, dolayısıyla kamulaştırmaya, alım ve satıma konu olamaz..
    Raporları hükme dayanak yapılan orman bilirkişi kurulu ve fen bilirkişiler tarafından yöntemine uygun olarak kesinleşmiş tahdit haritası ve orman rejimi dışına çıkarma haritaları uygulanarak yapılan araştırma, inceleme ve uygulama sonucu ortak düzenlenen krokili raporda; çekişmeli taşınmazın 1939 yılında yapılıp kesinleşen orman sınırları içinde kaldığı, orman sınırları dışına çıkarılmadığı, Yıldırım Devlet Ormanı niteliği ile Hazine adına kayıtlı 1388 sayılı parselin sınırları içinde kaldığı açıklanmıştır.
    Çekişmeli taşınmaz 1939 yılında orman kadastro sınırı içine alındığından, Ulaştırma Bakanlığı tarafından 21.12.1994 tarihinde (A) ve (B) harfli bölümlerinin kamulaştırılması işlemi yok hükmündedir. Aslı orman olan taşınmazlar hakkında özel mülklerin bağlı olduğu kanun hükümleri uygulanamaz. Kamulaştırma işlemi, Ulaştırma Bakanlığına mülkiyet hakkı kazandıramayacağı gibi özde orman olan taşınmazın hukuksal niteliğini de değiştirmez. Aslı orman olan taşınmazlar hakkında oluşturulan sicil kayıtları ve kamulaştırma işlemleri yolsuz tescil niteliğindedir.
    Mevcut dosya kapsamından dava konusu taşınmazın tamamının 1939 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kaldığı, taşınmazın daha önce yapılan orman kadastrosunun sınırları içinde kaldığı ve mülkiyet hakkı Hazineye ait kamu malı orman olduğu halde, arazi kadastro ekiplerinin bu durumu gözönünde bulundurmadan, hata ile 1950 yılında ikinci kere kadastrosunu yapıp yolsuz olarak sicil oluşturulmuşsa da, 766 sayılı Kanunun 46/2 ve 3402 sayılı Kanunun 22/1. maddeleri gereğince ikinci kadastronun yolsuz (T.M.Y.nın 1025. md.) ve bütün sonuçlarıyla hükümsüz olması nedeniyle malikine mülkiyet hakkı kazandırmayacağı ve T.M.Y.’nın 1026. (E.M.Y. 934 - İsviçre MY 976) maddesi gereğince sicilin hiç bir süreye bağlı kalmadan her zaman iptal edileceği, somut olayda 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesi hükümlerinin uygulanma olanağının da bulunmadığı, baştan beri yolsuz tescil niteliğinde oluşturulan sicil kaydının, hiç bir zaman mülkiyet hakkı kazandırmayacağı ve başlangıcından itibaren yolsuz ve geçersiz olan mera sicil kaydının iptaline ilişkin mahkeme kararının yenilik doğuran (inşai) mülkiyet hakkını sona erdiren bir hüküm olmayıp, mevcut durumu saptayıp hukuksallaştıran, açıklayıcı (izhari), başka bir anlatımla; sicilin oluştuğu tarihten itibaren mülkiyet hakkının doğmadığını, sicilin yolsuz ve geçersiz olduğunu belirleyen bir hüküm olduğu, bu tür kayıtlarda T.M.Y."nın 1023. (E.M.Y.931 - İsviçre M.Y.974) maddesindeki "iyi niyetle edinme" kuralının da uygulanmayacağı gözetilerek Orman Yönetimi tarafından açılan davanın tamamen kabulüne, tapuda 1388 parsel numarasıyla kayıtlı Yıldırım Devlet Ormanının çapı içinde kaldığı anlaşılan çekişmeli 1306 sayılı taşınmazın mera sicil kaydının iptaline, ayrıca, çekişmeli taşınmazın kamulaştırılan kesimi hakkında kamulaştırmayı yapan kurum adına tapu kaydı oluşturulmuş ise bu tapu kaydının da iptaline ve çekişmeli 1306 sayılı parsel, 1388 parsel numarasıyla orman niteliği ile Hazine adına tescilli olduğundan mükerrer tescile yol açmamak için tescil yönünde hüküm kurulmasına yer olmadığına yönünde karar verilmesi gerekirken aksi düşünce ile bilimsel verilerden uzak ve soyut gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi usûl ve kanuna aykırıdır. Kabule göre de, mahkemece taşınmazın keşifte belirlenen değeri üzerinden hesaplanan nisbi harcın dörtte biri Orman Yönetimine tamamlattırılmadan taşınmazın keşifte belirlenen değeri üzerinden harç ve vekâlet ücreti takdir edilmesi doğru olmadığı gibi, Hazine 492 sayılı Harçlar Kanununun 1/j maddesi uyarınca harçtan muaf (ayrık) olduğu halde mahkemece takdir edilen karar ve ilâm harcının Hazineden alınmasına karar verilmesi usûl ve kanuna aykırıdır. Hazine ve köy tüzel kişiliğinin harç ve vekâlet ücretine yönelik temyiz itirazları dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine, davacı Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulması]na denilmiştir.
    Mahkemece bozma kararına uyularak, davanın kabulüne, 1306 parsel sayılı taşınmazın mera sicil kaydının iptaline, orman niteliği ile Hazine adına tescilli olduğundan mükerrer tescile yol açmamak için tescil yönünden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili ve ... Köy Tüzel Kişiliği vekili (harç ve vekâlet ücreti yönünden) tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kesinleşen orman tahdit haritası içinde kalan mera sicil kaydının iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre 1939 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra 6831 sayılı Kanunun 1744 sayılı Kanun ile değişik hükümlerine göre yapılıp 08.11.1980 tarihinde ilân edilerek kesinleşen aplikasyon ve 2. madde uygulaması vardır.
    Dosya kapsamı ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesiyle 3402 sayılı Kanuna eklenen "Kadastro işlemi ile oluşan tesbit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz.” şeklindeki 36/A maddesi ve 17. maddesi ile eklenen "Bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de uygulanır.” şeklindeki geçici 11. maddesi hükümleri uyarınca davalılar Hazine ve ... Köyü Tüzel Kişiliği aleyhine vekâlet ücreti dahil yargılama giderlerine hükmolunması, hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, hükmün 2, 3 ve 4. fıkralarının hükümden çıkartılmasına ve bunun yerine 2 numaralı fıkra olarak ""2- 3402 sayılı Kanuna 6099 sayılı Kanun ile eklenen 36/A maddesi ile geçici 11. maddesine göre, davacı Orman İdaresinin yaptığı tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına ve aynı Kanun hükmü gereğince davacı Orman İdaresi yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına"" ibaresinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla ...M.K.’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 07/04/2014 günü oybirliği ile karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi