8. Hukuk Dairesi Esas No: 2012/7887 Karar No: 2012/10136 Karar Tarihi: 09.11.2012
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2012/7887 Esas 2012/10136 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2012/7887 E. , 2012/10136 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtiraz
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin esası ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR
Alacaklı tarafından, borçlu hakkında Sultanbeyli Asliye Hukuk Mahkemesi(Aile Mahkemesi sıfatıyla) 30.04.2009 tarihli 2009/488 esas 2009/357 karar sayılı boşanma ilamı ile hükmedilen nafaka alacağının tahsili amacıyla ilamlı icra takibine başlandığı, borçlunun itfa nedeniyle takibin iptaline karar verilmesi talebiyle icra mahkemesine başvurulduğu anlaşılmıştır. Yargıtayın önceki uygulamalarında sunulan ödeme belgelerinin geçerli olabilmesi için açıkça nafaka borcuna atfen yapıldığının yazılı olması gerektiği koşulu aranırken, içtihat değişikliğine gidilerek, ödemelerin belirli kıstaslar dahilinde yapılması halinde, nafaka borcundan mahsubu gerekeceği ilkesi benimsenmeye başlanmıştır. Bu bağlamda, takip öncesine ait yapılan ödemelerde hükmolunan aylık nafaka miktarı ve bu miktarın katları şeklinde ödemeler görünüyor ise, ödeme belgelerinde nafaka borcuna ilişkin olarak yapıldığına dair atıf olmasa dahi bu ödemelerin de nafaka borcundan mahsubunun hakkaniyet kurallarına uygun düşeceği ilkesi kabul edilmeye başlanılmıştır. Aksi halin kabulü, aşırı şekilcilik olup, hak zayiine ve mükerrer ödemelere neden olacağından kabulü mümkün değildir. Bu açıklamaların ışığında, mahkemece sunulan ödeme belgelerinden; davalı alacaklının Amerika"da yaşayan tarafların müşterek çocuklarının yanına gittiği dönemlerde oğullarının adına Garanti Bankası hesabına yatırılan paralarla ilgili dekontlar incelendiğinde; ödenen ay belirtilerek açıkça nafaka bedeli yazılmış ve dekont miktarları toplandığında takip konusu ilamda hükmedilen aylık 1.500 TL nafaka borcuna karşılık gelmiş olduğu görülmektedir. Ayrıca, boşanma ilamından tarafların küçük çocukları olmayıp sadece eşe nafaka bağlandığı da dikkate alındığında bu ödemelerin eş için nafaka ödemesi olduğunun kabulü gerekmektedir. Hal böyle olunca, mahkemece, kararda kabul edilmeyen, davalının çocukları hesabına yatan paraların yukarıda açıklanan ilke gereğince nafaka borcuna mahsuben yapıldığının kabulü gerekeceğinden, gerektiğinde Yargıtay denetimine imkan verecek şekilde bilirkişi incelemesi de yaptırılmak suretiyle oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken; eksik inceleme ile sonuca gidilmesi isabetsizdir. Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle İİK.nun 366 ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK.nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 09.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.