21. Hukuk Dairesi 2019/3263 E. , 2020/2420 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
K A R A R
A)Davacı İstemi:
Davacı vekili, davacının 02/03/2005-22/10/2014 tarihleri arasında ayda 30 gün asgari ücretin üzerinde sürekli ve kesintisiz olarak davalılara ait ev işyerinde hasta bakıcılık, yemek ve temizlik işlerinde çalıştığının tespiti ile işçilik alacaklarının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
B)Davalı Cevabı:
Davalılar vekili, davacının, davalı ...tarafından işe alındığını ve vefatına kadar kendisine baktığını, sonrasında diğer davalı ...’in kısıtlanmasına karar verildiğinden onun da bakımını üstlendiğini, davacının 02/03/2005 tarihinden itibaren çalıştığı iddiasının gerçeği yanıstmadığını, davalı ...’in vasisi tarafından işe giriş bildirgesinin verildiği tarih olan 23/10/2014’te çalışmasının başladığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Fer’i Müdahil Kurum vekili, hak düşürücü sürenin geçtiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
C)İlk Derece Mahkemesi Kararı:
Mahkemece; davalıların vefatı üzerine yasal mirasçıları davaya dahil edilmiş, işçilik alacaklarına yönelik istemin işbu davadan tefriki ile yargılamaya devam olunarak, davacının tespitini istediği 02/03/2005-22/10/2014 tarihleri arasında başka bir işyerinden sigortalılığının bulunmadığı, dosyada mübrez hastane evrakı, kolluk araştırması ve dinlenen tanıkların beyanlarında davalıların bakıma muhtaç yatalak durumda oldukları, tespiti istenen tarihler ile hastane kayıtlarının uyumlu olduğu, ... Hastanesi’nden gelen bilgilere göre davalı ...’in en eski 05/06/2006 tarihinde Hastane’ye girişinin olduğu, yine ... Hastanesi’nde davalı ...’in en eskisi 24/04/2006 tarihinde tutulan kaydının bulunduğu, bu evraktaki notta 03-04/04/2006 tarihinde ... Devlet Hastanesi’nden sevk edilerek ... Hastanesi’ne geldiği, 08/05/2006 tarihinden itibaren tedavi için gittiğinin not edildiği, dosya kapsamında beyanı alınan davalı ... vasisi’nin, davacının davalılar yanında 2005 yılından bu yana hasta bakımı, temizlik ve yemek işlerinde çalıştığı ve bu çalışmasının sürekli ve kesintisiz olduğuna dair beyanı nazara alındığında davacının davalı ..."in vefatından sonra da ara vermeksizin çalışmaya devam ettiğinin sabit olduğu gerekçeleriyle; davanın kabulü ile,davacı ...’nun 02/03/2005 ile 07/02/2010 tarihleri arasında işveren muris ...’in yanında, 08/02/2010 ile 22/10/2014 tarihleri arasında ise ... işyeri sicil numarasında kayıtlı vefat eden davalı ...’e ait işyerinde asgari ücret ile her ay 30 gün olacak şekilde hizmet akdine dayalı olarak mülga 506 sayılı yasa ve 5510 sayılı yasanın 4/1-a kapsamında çalıştığının tespitine, karar verilmiştir.
D) Bölge Adliye Mahkemesi Kararı:
Bölge Adliye Mahkemesince, hükmün dairece de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere, bu delillerin takdirinde isabetsizlik görülmemesine göre, dahili davalılar ile fer’i müdahil Kurum vekilinin yerinde bulunmayan tüm istinaf itirazlarının 6100 sayılı yasanın 353/1-b.1 hükmü gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
E)Temyiz:
Dahili davalılar vekili, öncelikle hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddinin gerektiğini, davacının 02.03.2005 tarihinden itibaren davalı ... yanında çalıştığını iddiasının gerçeği yansıtmadığını, davacıyı istihdam edenin vefatına kadar baktığı müteveffa ... olduğunu, ... vefat ettikten sonra iş akdinin sonlandığını, bu itibarla mahkeme hükmünün usul ve yasaya aykırı olduğundan bahisle temyiz incelemesi sonucu bozulmasını istemiştir.
Davalı Kurum vekili, hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddinin gerektiğini, davacının çalışmalarının kesintili olduğunu, çalışma olgusunun sürekliliği hususunda yeterince araştırma yapılmadığını, Kurum işlemlerinin resmi kayıt ve belgelere dayandığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 23.10.2014-23.03.2016 tarihleri arasında çalışmalarının davalı ... unvanlı işyerinden bildirildiği, Kurumda 1031489 sicil numarası ile tescilli işverenin 23.10.2014 tarihinde kanun kapsamına alındığı, bordro tanıklarının dinlendiği ancak bunların beyanının mahkemece hüküm altına alınan şekilde çalışmanın varlığını kanıtlamak bakımından yeterli olmadığı, kolluk araştırmasının yapıldığı, komşu işyeri tanıklarının dinlendiği anlaşılmaktadır.Somut olayda; tespitine karar verilen dönemin oldukça uzun bir süreye ilişkin olduğu, mahkemece komşu ev sahiplerinin beyanları alınmadan sonuca gidilmesi isabetsizdir.Yapılacak iş, beyanlarına başvurulan komşu işyeri tanıklarının hizmet cetvellerinde belirtilen işyeri kayıtlarının getirtilerek gerekirse yeniden dinlemek, 03.03.2017 tarihli kolluk araştırma tutanağında tespit edilen komşu ev sahiplerinin, davacının çalışmasının niteliği, çalışmasının hangi tarihte başladığı, süresi konularında uyuşmazlık konusu dönemin tamamını aydınlatacak şekilde bilgilerine başvurmak ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.O halde, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, Bölge Adliye Mahkemesince eksik inceleme ve araştırma sonucu dahili davalılar ile fer’i müdahil Kurum vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı ORTADAN KALDIRILMASI, ilk derece mahkemesinin kararının bozulması gerekmiştir. H) Sonuç : Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK"nun 373/1. maddeleri uyarınca (KALDIRILMASINA), ilk derece Mahkemesi kararının yukarıda belirtilen nedenle (BOZULMASINA), dosyanın ilk derece Mahkemesi"ne, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesi"ne gönderilmesine, temyiz harcının istek halinde temyiz eden dahili davalılara iadesine, 16/06/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.