17. Hukuk Dairesi Esas No: 2019/4274 Karar No: 2020/4450 Karar Tarihi: 07.07.2020
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/4274 Esas 2020/4450 Karar Sayılı İlamı
17. Hukuk Dairesi 2019/4274 E. , 2020/4450 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü;
-K A R A R-
Davacı vekili dava dışı sigortalısı ..."a ait işyerini ekonomik paket sigorta poliçesi ile sigortaladığını, 23.05.2013 tarihinde davalı binaya ait atık pis su borusunun patlaması sonucunda sigortalı işyerinin hasar gördüğünü ve poliçe kapsamında sigortalısına 3.120,50 TL ödediğini, bu olaydan sorumluluğu bulunan davalı bina yönetimine karşı rücuen icra takibi başlattığını, davalının Kayseri 3. İcra Müdürlüğünün 2013/9771 sayılı dosyasından gönderilen ödeme emrine 29/11/2013 tarihli dilekçe ile itiraz ettiğini, itiraz üzerine borçlu açısından takibin durdurulduğunu belirterek davalının haksız ve yersiz itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davada müvekkili apartman yönetiminin bir husumeti olmadığını, zira binadan kaynaklanan bir hasar olmayıp tamamen hasara uğranılan dükkanın üst katındaki bina sakininin evindeki klozet bozukluğundan dolayı dükkana su sızdığını, asla ana boru patlamasının söz konusu olmadığını, bina ile alakası olmadığı halde yönetimden bu bedelin istenmesinin yasal olarak imkansız olduğunu, bu nedenle yapılan takibe itiraz ettiklerini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulü ile; Kayseri 3. İcra Müdürlüğünün 2013/9771 sayılı dosyasında 3.018,50 TL yönünden itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı taraf, davalı binaya ait atık pis su borusunun patlaması sonucunda sigortalı işyerinin hasar gördüğü iddiasına dayanmaktadır. Mahkeme tarafından, zarar gören işyerinin bulunduğu tapu kayıtları getirtilmiş 2008 yılında binada kat mülkiyetine geçildiği anlaşılmıştır. 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu"nun 19. maddesinde, her kat malikinin anagayrimenkule ve diğer bağımsız bölümlere, kusuru ile verdiği zarardan dolayı sorumlu olduğu hüküm altına alınmıştır. Aynı Kanun"un Ek 1. maddesinde, "kat mülkiyetinden kaynaklanan her türlü uyuşmazlığın değerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesi"nde çözümleneceği" düzenlemesine yer verilmiştir. Görev kuralları, kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında mahkemece re"sen gözetilmesi gereken hususlardandır. Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında mahkemece; kat mülkiyeti kanunu hükümlerine göre davada Sulh Hukuk Mahkemesi görevli olduğundan HMK"nun 114/1-c maddesine göre, görevsizlik nedeniyle HMK"nun 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. 2-Bozma neden ve şekline göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün resen BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 07/07/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.