20. Hukuk Dairesi 2014/1202 E. , 2014/4154 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, Hazine adına kayıtlı bulunan ... Köyü 134 ada 29, 140 ada 60 ve 85 sayılı parsellerin tapu kayıtlarının iptali ile ... mirasçıları adına verasette iştirak esaslarına göre tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece 134 ada 29 sayılı parsel içerisinde krokide (A) harfi ile gösterilen kısım dışında kalan 7116 m2"lik alan bakımından, 140 ada 60 ve 85 sayılı parsellerin ise tümü yönünden tapu kayıtlarının iptali ile ... mirasçıları adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 13/02/2007 gün ve 2006/8058-702 sayılı ilamıyla “ Uyuşmazlık konusu 134 ada 29, 140 ada 60 ve 85 sayılı parseller 7.9.1995 tarihinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında 1936 tarih, 2449 tahrir nolu vergi kaydının revizyonu sonucu Hazine adına tarla niteliğiyle tesbit edilmiş tutanakların 22.1.1996 tarihinde kesinleşmesiyle tapu kayıtları oluşmuştur. Sözü edilen vergi kaydı aynı zamanda dava dışı bulunan 80’den fazla parsele revizyon gördüğü tutanakların edinme sebebinden anlaşılmaktadır. 1936 tarih 2449 tahrir nolu vergi kaydının güney yönü orman okumaktadır. Teknik bilirkişi Kadir Bitirgan’ın 16.3.2006 günlü raporlarına göre, orman kadastrosunun 3402 sayılı Kadastro Kanununun 4.maddesi gereğince yapıldığı belirlenmiştir. Ne var ki, taşınmazların kenarında orman yer aldığı gibi revizyon gören vergi kaydının bir hududu da orman okuduğu halde, mahkemece bu konu üzerinde durulmamıştır.
O halde, mahkemece yapılacak iş; 3402 sayılı Kanunun 4.maddesi gereğince yapılan orman kadastro çalışmalarına ilişkin harita tutanak ve belgeler ile, şayet 6831 sayılı Orman Kanunu hükümleri uyarınca orman kadastrosu yapılmış ise, buna ait harita tutanak ve belgelerinde orman idaresinden getirtilerek dosyaya eklenmesi, uzman bilirkişi orman mühendisi aracılığıyla orman kadastrosuna ilişkin harita ve belgelerin zemine uygulanması, taşınmazların kesinleşen orman sınırları kapsamında kalıp kalmadığı konusunda uzman orman bilirkişisinden denetime açık rapor alınması gerektiği halde eksik araştırma ve inceleme sonucu hüküm kurulmuş bulunması usûl ve kanuna aykırıdır.” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilâmına uyulduktan sonra; ... Köyü 134 ada 29 parselin fen ve orman bilirkişinin birlikte tanzim ettikleri 05/06/2011 tarihli bilirkişi raporunda (B1) harfi ile işaretli 700,00 m2"lik kısmlarına yönelik açılan davanın reddine, 140 ada 60, 140 ada 85 parsellerin tamamı ile 134 ada 29 parsel sayılı taşınmazın fen ve orman bilirkişinin birlikte tanzim ettikleri 05/06/2011 tarihli bilirkişi raporunda (B2) harfi ile işaretli 7116,00 m2 yüzölçümündeki alanın tapu kayıtlarının iptali ile kararda gösterilen ... mirasçıları adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından 134 ada 29
parselin (B2) harfiyle işaretli bölümü ile 140 ada 60 ve 85 sayılı parsellere yönelik temyiz edilmiştir.
Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik ve muristen intikal hukuksal sebeplere dayalı olarak TMK.713/1 ve 3402 sayılı Kanunun 14.maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 sayılı Kanunun 4. madde hükmüne göre yapılmıştır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada temyize konu taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen kişiler yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 07/04/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.