Hırsızlık - konut dokunulmazlığını ihlal - mala zarar verme - Yargıtay 13. Ceza Dairesi 2011/20028 Esas 2013/29 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Ceza Dairesi
Esas No: 2011/20028
Karar No: 2013/29
Karar Tarihi: 14.01.2013

Hırsızlık - konut dokunulmazlığını ihlal - mala zarar verme - Yargıtay 13. Ceza Dairesi 2011/20028 Esas 2013/29 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Mahkeme, sanığın hırsızlık, mala zarar verme ve konut dokunulmazlığını ihlal suçlarında mahkum olduğunu ve önceden kasıtlı bir suçtan hükümlü olduğunu belirtmiştir. Ancak, mükerrir olan sanık hakkında denetim süresini belirleme ve gerektiğinde uzatma görevinin hükümlünün infaz aşamasındaki davranışlarını da değerlendirerek koşullu salıverme ile ilgili kararı verecek mahkemeye ait olduğunu hatırlatmıştır. Bu nedenle, denetimli serbestlik tedbirinin süresinin belirlenmesinde hata yapıldığından dolayı bu bölümün çıkarılması gerektiğini belirtmiştir. Ayrıca, mala zarar verme ve konut dokunulmazlığını ihlal suçlarının, uzlaşma kapsamında kalması dikkate alınarak taraflara usulüne uygun şekilde uzlaşma teklif edilmesi gerektiğinin gözetilmediğini de belirtmiştir. Kanun maddeleri ise şöyle açıklanmıştır: 5728 sayılı Yasanın 562. maddesi, 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesi, TCK’nın 58/7. maddesi, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Yasanın 108/4, 5, 6. fıkraları, 1412 sayılı CMUK'un 322. maddesi.
(Kapatılan)13. Ceza Dairesi         2011/20028 E.  ,  2013/29 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlal, mala zarar verme
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
    Sanığın önceden kasıtlı suçtan hükümlülüğü bulunması nedeniyle 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Yasanın 562. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesindeki hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanma olanağı bulunmadığı anlaşılmakla yapılan incelemede;
    I- Sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
    Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
    Ancak;
    1- 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Yasanın 108/4, 5, 6. fıkralarında “Hakim, mükerrir hakkında cezanın infazının tamamlanmasından sonra başlamak ve bir yıldan az olmamak üzere denetim süresi belirler. Tekerrür dolayısıyla belirlenen denetim süresinde, koşullu salıverilmeye ilişkin hükümler uygulanır. Hakim, mükerrir hakkında denetim süresinin uzatılmasına karar verebilir. Denetim süresi en fazla beş yıla kadar uzatılabilir.”hükmünü düzenlemiştir. Buna göre denetim süresini belirleme ve gerektiğinde uzatma görevi, hükmü veren mahkemeye değil, hükümlünün infaz aşamasındaki davranışlarını da değerlendirerek koşullu salıverme ile ilgili kararı verecek mahkemeye aittir. Buna göre; hüküm kurulurken mükerrir olan sanık hakkında TCK’nın 58/7. maddesi uyarınca “mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra da denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına” karar verilmesiyle yetinilmesi gerekirken, denetimli serbestlik tedbirinin süresininde belirlenmesi,
    2- Sanık hakkında TCK"nın 58. maddesi uyarınca tekerrüre esas alınan ilamın karar yerinde gösterilmemiş olması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafiinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye kısmen uygun olarak
    ../.
    2

    BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK"nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak hüküm fıkrasından “TCK’nın 58. maddesinin uygulanmasına’’ ilişkin kısımlar çıkarılarak yerlerine, sanığın adli sicil kaydındaki ilamlardan tekerrüre esas olan tek ilam bulunduğundan “Sanığın Tuzla Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2005/669-2005/519 sayılı hükmü ile mükerrir olduğu anlaşıldığından TCK"nın 58. maddesi uyarınca cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına’’ tümcelerinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
    II- Sanık hakkında mala zarar verme ve konut dokunulmazlığını ihlal suçları nedeniyle kurulan hükümlerin incelenmesinde;
    Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
    Ancak;
    1- Mala zarar verme ve konut dokunulmazlığını ihlal suçlarının, suç tarihine göre, uzlaşma kapsamında kalması dikkate alınarak taraflara usulüne uygun şekilde uzlaşma teklif edilerek sanığın hukuki durumunun tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
    2- Sanık hakkında TCK"nın 58. maddesi uyarınca tekerrüre esas alınan ilamın karar yerinde gösterilmemiş olması,
    3- 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Yasanın 108/4, 5, 6. fıkralarında “Hakim, mükerrir hakkında cezanın infazının tamamlanmasından sonra başlamak ve bir yıldan az olmamak üzere denetim süresi belirler. Tekerrür dolayısıyla belirlenen denetim süresinde, koşullu salıverilmeye ilişkin hükümler uygulanır. Hakim, mükerrir hakkında denetim süresinin uzatılmasına karar verebilir. Denetim süresi en fazla beş yıla kadar uzatılabilir.” hükmünü düzenlemiştir. Buna göre denetim süresini belirleme ve gerektiğinde uzatma görevi, hükmü veren mahkemeye değil, hükümlünün infaz aşamasındaki davranışlarını da değerlendirerek koşullu salıverme ile ilgili kararı verecek mahkemeye aittir. Buna göre; hüküm kurulurken mükerrir olan sanık hakkında TCK’nın 58/7. maddesi uyarınca “mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra da denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına” karar verilmesiyle yetinilmesi gerekirken, denetimli serbestlik tedbirinin süresininde belirlenmesi,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafiinin temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 14.01.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.