19. Ceza Dairesi 2015/5564 E. , 2015/6094 K.
"İçtihat Metni"Tebliğname No : 7 - 2012/124130
MAHKEMESİ : Söke 3. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 02/02/2012
NUMARASI : 2011/84 (E) ve 2012/38 (K)
SUÇ : 5846 Sayılı Kanuna Aykırılık
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu"nun 03/03/2001 tarih ve 4630 sayılı Kanun"un 15. maddesiyle değişik “İşaret, ses ve/veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletim hakkı” başlıklı 25. maddesinde “ Bir eserin aslını veya çoğaltılmış nüshalarını, radyo-televizyon, uydu ve kablo gibi telli veya telsiz yayın yapan kuruluşlar vasıtasıyla veya dijital iletim de dahil olmak üzere işaret, ses ve/veya görüntü nakline yarayan araçlarla yayınlanması ve yayınlanan eserlerin bu kuruluşların yayınlarından alınarak başka yayın kuruluşları tarafından yeniden yayınlanması suretiyle umuma iletilmesi hakkı münhasıran eser sahibine aittir.
Eser sahibi, eserinin aslı ya da çoğaltılmış nüshalarının telli veya telsiz araçlarla satışı veya diğer biçimlerde umuma dağıtılmasına veya sunulmasına ve gerçek kişilerin seçtikleri yer ve zamanda eserine erişimini sağlamak suretiyle umuma iletimine izin vermek veya yasaklamak hakkına da sahiptir.
Bu madde ile düzenlenen umuma iletim yoluyla eserlerin dağıtım ve sunumu eser sahibinin yayma hakkını ihlal etmez. ”şeklindeki düzenleme ile umuma iletimin niteliği ve çerçevesi belirlenmiştir.
Anılan Kanun"un “Umuma açık mahallerde eser, icra, fonogram, yapım ve yayınların kullanılması ve/veya iletilmesine ilişkin esaslar” başlıklı 03/03/2004 tarih ve 5101 sayılı Kanun"un 11. maddesiyle değişik 41. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “Girişi ücretli veya ücretsiz umuma açık mahaller; eser, icra, fonogram, yapım ve yayınların kullanım ve/veya iletimine ilişkin 52"nci maddeye uygun sözleşme yaparak hak sahiplerinden veya üyesi oldukları meslek birliklerinden izin alır ve sözleşmelerde yazılı malî hak ödemelerini bu madde hükümlerine göre yaparlar.” şeklindeki düzenlemeye göre girişi ücretli veya ücretsiz umuma açık mahallerde bir fonogramın, eser veya icranın umuma iletimi için işyeri sahiplerinin, eser sahiplerinden veya bunların temsilcisi meslek birliklerinden aynı Kanun"un
52. maddesine uygun şekilde yapacakları sözleşme ile izin almak zorunda oldukları düzenlenmiştir. Anılan maddenin sonraki bentlerinde ise, meslek birliklerine umuma açık yerlerde eserlerin umuma iletilmesi hakkı yönünden yıllık tarifeler belirleme hakkı ile ilgili hususlar düzenlenmiştir.
Aynı Kanun"un “Eser, icra, fonogram ve yapımların yayınlanmasına ve/veya iletilmesine ilişkin esaslar” başlıklı 03/03/2004 tarih ve 5101 sayılı Kanun"un 14. maddesiyle değişik 43. maddesinde ise “Radyo-televizyon kuruluşları, uydu ve kablolu yayın kuruluşları ile mevcut veya ileride bulunacak teknik imkânlardan yararlanarak yayın ve/veya iletim yapacak kuruluşlar, yayınlarında yararlanacakları opera, bale, tiyatro ve benzeri sahneye konmuş eserlerle ilgili olarak hak sahiplerinden önceden izin almak zorundadırlar.
Bu kuruluşlar sahneye konmuş eserler dışında kalan eser, icra, fonogram ve yapımlar için ilgili alan meslek birlikleri ile 52"nci maddeye uygun sözleşme yaparak izin almak, söz konusu yayın ve/veya iletimlere ilişkin ödemeleri bu birliklere yapmak ve kullandıkları eser, icra, fonogram ve yapımlara ilişkin listeleri bu birliklere bildirmek zorundadırlar.
3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun çerçevesinde faaliyet gösteren radyo-televizyon kuruluşları Radyo ve Televizyon Üst Kurulu tarafından, anılan Kanun dışında kalan ve yayın ve/veya iletim yapan diğer kuruluşlar ise Bakanlık tarafından sınıflandırılır.
Faaliyet gösterdikleri sektörlerde eser sahipleri ve/veya bağlantılı hak sahipleri meslek birlikleri, yapılan sınıflandırmaya bağlı olarak eser, icra, fonogram ve yapımların yayın ve/veya iletiminden kaynaklanan ödemelere ilişkin tarifeleri tespit ederler. Meslek birlikleri ile kuruluşlar arasındaki sözleşmeler, bu tarife bedelleri veya taraflarca yapılan müzakereler sonucu belirlenecek bedeller üzerinden yapılır.
Meslek birliklerinin temsil ettikleri eser, icra, fonogram ve yapımlar ile üyelerine ilişkin bildirim zorunluluğu, tarifelerin belirlenmesi, duyurulması, müzakere edilmesi, sözleşme yapılması, uzlaşmazlıkların halli ve diğer hususlarda bu Kanunun 41"inci maddesinin dört ilâ onüçüncü fıkraları uygulanır. Ancak yayın ve/veya iletim yapan kuruluşlar bakımından 41"inci maddenin altıncı fıkrasının son cümlesinin uygulanması zorunlu değildir.
Ayrıca, 41"inci maddenin 10"uncu fıkrasının uygulanması bakımından, Türkiye Radyo Televizyon Kurumu, yayınlarında yer verdiği eser, icra, fonogram ve yapımları her üç ayda bir meslek birliklerince belirlenen yıllık tarifenin 1/4"ünü yatırmak suretiyle kullanabilir.” hükmü ile radyo ve televizyon kuruluşlarının umuma iletecekleri musiki eserleri yönünden ilgili meslek birlikleri ile anılan Kanun"un 52. maddesinde yer alan “Mali haklara dair sözleşme ve tasarrufların yazılı olması ve konuları olan hakların ayrı ayrı gösterilmesi şarttır.” düzenlemesi kapsamında sözleşme yapma zorunluluğu getirilmiştir.
Yine aynı Kanun"un 03/03/2004 tarih ve 5101 sayılı Kanun"un 23. maddesi ile değişik 80/1-C maddesinde yer alan “Radyo-televizyon kuruluşları bu Kanunda öngörülen yükümlülüklerini yerine getirirler. Radyo-televizyon kuruluşları, gerçekleştirdikleri yayınlar üzerinde;
(1) Yayınlarının tespit edilmesine, diğer yayın kuruluşlarınca eş zamanlı iletimine, gecikmeli iletimine, yeniden iletimine, uydu veya kablo ile dağıtımına izin verme veya yasaklama,
(2) Özel kullanımlar hariç olmak üzere, yayınlarının herhangi bir teknik veya yöntemle, doğrudan veya dolaylı bir şekilde çoğaltılmasına ve dağıtımına izin verme veya yasaklama,
(3) Yayınlarının umuma açık mahallerde iletiminin sağlanmasına izin verme veya yasaklama,
(4) Tespit edilmiş yayınlarının, gerçek kişilerin seçtikleri yer ve zamanda yayınlarına ulaşılmasını sağlamak suretiyle umuma iletimine izin verme,
(5) Haberleşme uyduları üzerindeki veya kendilerine yöneltilmiş olan yayın sinyallerinin diğer bir yayın kuruluşu veya kablo operatörü veya diğer üçüncü kişiler
tarafından umuma iletilmesi ve şifreli yayınlarının çözülmesine ilişkin izin verme veya yasaklama,
Hususlarında münhasıran hak sahibidirler.” şeklindeki düzenlemeye göre ise, radyo- televizyon kuruluşları yayınlarının umuma iletiminin sağlanmasına izin verme ve yasaklama hususunda münhasıran hak sahibidirler.
23/01/2008 tarih ve 5728 sayılı Kanun"un 138. maddesi ile değişik 71/1. maddesinde “...her türlü işaret, ses veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma ileten...” şeklinde suç tanımı yapılan hükmün yukarıda belirtilen hükümlerle birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir.
5846 sayılı Kanun"un 41/1. maddesi hükmüne göre "eser, icra, fonogram, yapım ve yayın" olarak belirlenmiş ürünlerin hem kullanma hem de iletilmesi sözleşmeye yoluyla izne bağlanmıştır. Bu hüküm uyarınca, anılan ürünlerin kaset, video, DVD, VCD, USB bellek vs. yoluyla umumi mahalde kullanılması, yani çalınması, gösterilmesi ve oynatılması için 5846 sayılı Kanun"un 52. maddesi kapsamında yapılacak bir sözleşme yoluyla izin alınması gerekir. Maddede yer alan “yapım” ifadesi ile geniş anlamda ürün kastedilmiştir. Yapım, radyo-TV kuruluşlarının seyircilerine ve/veya dinleyicilerine, bizzat yaparak veya yaptırarak ya da başkalarından satın alarak sundukları eğlence, yarışma, dizi gibi programları ifade eder.
5846 sayılı Kanun"un umuma iletimi düzenleyen 25. maddesine göre eser, icra ve fonogram üzerindeki mali haklar devredilmiş olsa dahi, bir fonogramın umuma iletilmesi suretiyle kullanılması halinde, eser sahibi, icracı sanatçı ve fonogram yapımcılarına, makul bir ödeme yapılmasını talep etme konusunda kanun tarafından nispi bir hak tanındığı kuşkusuzdur. Ancak, makul bir bedel isteme hakkı -nispi (şahsi) hak olarak- sadece fonogramı kullanan kişiye karşı ileri sürülebilen bir hak olup fonogramın kamuya iletim ve temsil hakkını yasal olarak kullanan kişiyi engelleme yetkisi vermez. Anılan Kanun"un 80/1-C-3. madde ve fıkrasında, radyo ve televizyon kuruluşlarının yayınlarına ilişkin olarak, umuma açık mahallerde iletimin sağlanmasına izin verme veya yasaklama haklarına sahip olduklarının belirtilmesi karşısında da, umuma açık işletmelerde (lokanta, bar, market, otel lobisi vb) müzik eserinin radyodan veya televizyondan yayınlanması halinde, bu yayın nedeniyle sadece radyo – TV yayıncısının yayın üzerindeki mali haklarının ihlal edilmesinden söz etmek mümkün olacaktır. Bağlantılı hak sahibi olan yayın kuruluşlarına “yayınlarının umumi mahalde iletiminin sağlanmasına izin verme ve yasaklama” hakkı veren kanun koyucu, yayına yatırım yapan kuruluşu korumak istemiş ve bu yayının örneğin lokanta, market, bar, otel lobisi gibi umuma açık bir işletmede kullanılması halinde radyo veya TV yayın kuruluşunun iznini aramıştır. Radyo ve TV yayınının içeriğini belirleme, kontrol ve müdahale hakkı bulunmayan işletme sahibini, yayın içerisinde kullanılan fonogramın yapımcısı ile bu fonograma kayıtlı eser ve icra üzerinde hak sahibi olanların önceden iznini almak zorunda bırakacak bir yorum tarzının, kanun koyucunun gerçek amacına uygun olduğu söylenemez.
Dolayısıyla, fonograma kayıtlı müzik eserini yayın yoluyla kullanan radyo veya TV kuruluşunun bu yayınlarının lokanta, market, bar, otel lobisi gibi umuma açık bir işletmede bir radyodan ya da TV den yayınlanması halinde, fonogram yapımcısı, icracı sanatçı ve eser sahibinin bu yayını engelleme yönünde inhisari hakları bulunmamaktadır. Yine meslek birlikleri de, eser sahiplerinin, icracı sanatçıların ya da fonogram yapımcılarının verdiği yetki belgelerine dayanarak eserin radyo ve televizyonda yayını suretiyle umuma açık mahallerde gösteriminde hakkın ihlal edildiği gerekçesiyle takip yetkisine de sahip olamayacaklardır.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu bir müzik eserinin televizyondan yapılan yayın aracılığıyla işletmesinde umumi mahalde müşterilerine dinletmekten ibaret olan eylemde, fonogram yapımcısı, icracı sanatçı ve eser sahibi yönünden mali hakların ihlalinden bahsedilemeyeceği cihetle, sanığın atılı suçtan beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi,
Kanuna aykırı ve sanığın temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 22/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.