Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2018/130
Karar No: 2021/341

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2018/130 Esas 2021/341 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2018/130 E.  ,  2021/341 K.

    "İçtihat Metni"

    Kararı Veren
    Yargıtay Dairesi : 7. Ceza Dairesi
    Mahkemesi :Asliye Ceza

    Sanık ..."ın görevi yaptırmamak için direnme suçundan TCK’nın 265/1, 62, 50/1-a, 52/2-4 ve 63. maddeleri gereğince 3.000 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin Bitlis Asliye Ceza Mahkemesince verilen 19.04.2013 tarihli ve 328-380 sayılı hükmün sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 7. Ceza Dairesince 18.12.2017 tarih ve 3598-11137 sayı ile hüküm fıkrasının adli para cezasının taksitlendirmesine ilişkin bölümünden "ödenmeyen para cezasının hapse çevrileceğinin sanığa ihtarına (ihtar edilemedi)" ifadesinin çıkarılması ve sair kısımların aynen bırakılması suretiyle düzeltilerek onanmasına oy çokluğuyla karar verilmiş,
    Daire Üyeleri Dr. B. Karakaş ve F.E. Yılmaz ise;
    "Sanıklar ... ve ... hakkında görevli memurlara görevlerini yaptırmamak suçundan mahkemece mahkumiyete dair hüküm kurulmuştur.
    Kaçak sigaraların bulunduğu araçta sanık ... aracı kullanmakta olup, diğer sanık ... ise yanındadır. Aracın polis memurları tarafından durdurulmak istenmesi ve dur ihtarına rağmen sanık ..."in durmayarak kaçtığı ve süren takip sonucunda polis memuru müşteki Alpat"a çarptığı ve olayın görevli memura direnme suçunun bu şekilde gerçekleştiği ve sanık ..."e verilen mahkumiyet kararına muhalefetimiz yok ise de yanında bulunan ve aracın sevk ve idaresine katılmasının mümkün olmadığı sanık ..."ında mahkumiyetine dair kararını onayan Daire görüşüne katılmıyoruz." düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 29.01.2018 tarih ve 350765 sayı ile;
    "...Sanıklar ... ve ... hakkında görevli memurlara görevlerini yaptırmamak suçundan mahkemece mahkumiyete dair hüküm kurulmuştur.
    Kaçak sigaraların bulunduğu araçta sanık ... aracı kullanmakta olup, diğer sanık ... ise yanındadır. Aracın polis memurları tarafından durdurulmak istenmesi ve dur ihtarına rağmen sanık ..."in durmayarak kaçtığı ve süren takip sonucunda polis memuru müşteki Alpat"a çarptığı ve olayın görevli memura direnme suçunun bu şekilde gerçekleştiği ve sanık ..."in yanında bulunan ve aracın sevk ve idaresine katılmasının mümkün olmadığı sanık ..."ın, atılı suçun işlenmesine ne şekilde (azmettiren, yardım eden v.s) katıldığı açıklanmaksızın mahkumiyetine dair yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerekirken onanmasına dair kararın usul ve yasalara aykırı olduğu..." görüşüyle itiraz yoluna başvurmuştur.
    CMK"nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 7. Ceza Dairesince 19.02.2018 tarih, 1262-1725 sayı ve oy çokluğuyla itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    İtirazın kapsamına göre inceleme sanık hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçundan kurulan mahkûmiyet hükmüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
    Özel Daire çoğunluğu ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa atılı görevi yaptırmamak için direnme suçunun unsurları itibarıyla oluşup oluşmadığının belirlenmesine ilişkindir.
    İncelenen dosya kapsamından;
    22.06.2011 tarihli “Olay, Arama, Yakalama ve El Koyma Tutanağı”na göre; aynı tarihte saat 07.00 sıralarında Bitlis Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünde görevli ekiplerce Bitlis-Diyarbakır Yolu çıkışında bulunan “Arıcılık Mevkisi”nde gerekli güvenlik tedbirleri alınarak yapılan kontrollerde, Diyarbakır istikametine dönüş yapan 48 .. 546 plakalı “Ford Transit” marka kamyonete “dur ihtarı”nda bulunulduğu, araç sürücüsünün ihtara uymayarak Diyarbakır istikametine doğru kaçmaya başlaması nedeniyle aracın takibe alındığı, tepe lambası yakılarak megafon ve siren vasıtasıyla “dur ihtarı” yapılmasına rağmen araç sürücüsünün kaçmaya devam ettiği, aracın “Ova Dinlenme Tesisi”ne geldiği sırada yavaşlayarak Bitlis istikametine döndüğü, bunun üzerine Hizan Yolu sapağında bulunun görevli personele aracın geri döndüğü ve kendilerine doğru geldiği bilgisinin verildiği, bu sırada aracın takibine devam edildiği, aracın kendilerine doğru geldiği bilgisini alan polis memuru katılanlar ... ve ...’nün aracı durdurabilmek amacıyla yolda bekledikleri, aracın Kireç Taşı Köyü-Hizan Yoluna dönmeye çalıştığı sırada üzerlerinde polis tanıtma yelekleri bulunan katılanlar Alpat ve Melih tarafından durdurulmaya çalışıldığı, ancak 48 .. 546 plaka sayılı aracın ikaza rağmen durmayarak adı geçen katılanların üzerine doğru ilerlemeye devam ettiği, aracın durmayacağını anlayan katılan ...’ın kendini korumak amacıyla yolun sol tarafına geçtiği, ancak araç sürücüsünün yönünü aynı doğrultuda değiştirerek katılan ...’ın üzerine doğru gitmeye devam ettiği, adı geçen katılanın yolun diğer tarafına geçmesine rağmen araç sürücüsünün katılan ...’ın üzerine doğru gitmeyi sürdürdüğü, bu şekilde zikzak çizerek ilerleyen aracın katılan ...’a çarptığı ve adı geçen katılanın çarpma nedeniyle sol dizinden yaralandığı, katılan ...’ın çarpmanın ardından aracın altında kalmamak amacıyla kendisini yolun kenarına attığı, diğer katılan ...’in de yol kenarına atlayarak aracın kendisine çarpmasından son anda kurtulduğu, aracın sağ arka lastiğinin yoldaki kot farkından dolayı patlaması üzerine yavaşladığı, araçtan inerek yaya olarak kaçmaya başlayan şahısların görevlilerce takip edilerek yakalandıkları, yapılan kimlik kontrolü neticesinde araç sürücüsünün inceleme dışı sanık Abdülhekim Çubukcu, aracın ön yolcu koltuğunda bulunan kişinin ise sanık ... olduğunun belirlendiği, inceleme dışı sanık Abdülhekim’e polisin “dur ihtarı”na neden uymayarak aracı görevlilerin üzerine sürdüğünün sorulması üzerine inceleme dışı sanığın; araç içerisinde gümrük kaçağı sigara olduğunu, bütün parasını bu sigaralara verdiğini, ailesinin geçimini sağlamak amacıyla bu işi yaptığını, yakalanmaktan korktuğu için “dur ihtarı”na uymadıklarını ve aracı görevlilerin üzerine sürdüğünü beyan ettiği, alınan mahkeme kararı doğrultusunda araçta yapılan aramada gümrük kaçağı olduğu değerlendirilen kaçak sigaraların ele geçirildiği,
    Bitlis Devlet Hastanesince düzenlenen 22.06.2011 tarihli ve 62860 sayılı Genel Adli Muayene Raporuna göre; katılan ...’in sol dizinde iki üç cm’lik lezyon mevcut olduğu ve yaralanmanın basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek nitelik taşıdığı,
    Anlaşılmıştır.
    Katılan ... soruşturma evresinde; 22.06.2011 tarihinde Bitlis-Diyarbakır karayolu üzerinde bulunan “Arıcılık Mevkisi”nde Bitlis Sulh Ceza Mahkemesinden aldıkları önleme araması kararına istinaden üzerlerinde polis yelekleri bulunduğu hâlde yol kontrolü yaptıklarını, kendisi ve katılan ... yaya olarak kontrolde bulunurlarken tanıklar ... ve ...’nın ise herhangi bir takip ihtimaline binaen ekip aracı içerisinde yer aldıklarını, saat 07.00 sıralarında Hizan istikametinden kendilerine doğru 48 .. 546 plakalı “Ford Transit” marka bir aracın geldiğini gördüklerini, gerekli kontrolleri yapabilmek amacıyla araç sürücüsüne “dur ihtarı”nda bulunduklarını, ancak sürücünün ihtara uymayarak Diyarbakır istikametine doğru kaçmaya başladığını, bunun üzerine araçta bekleyen tanıklar Osman ve Faruk’un aracı kovaladıkları, bir süre sonra polis memuru olan arkadaşlarının kendilerini arayıp, aracın tekrar Bitlis istikametine döndüğünü belirterek aracı durdurmaya çalışmalarını istediklerini, bunun üzerine aracın “dur ihtarı”na uymadığı aynı yerde gerekli tedbirleri alarak katılan ... ile birlikte aracın gelmesini beklediklerini, bir süre sonra gelen araca “dur ihtarı”nda bulunmalarına rağmen sürücünün bu ihtara uymayarak araçla üzerlerine doğru geldiğini, yolun sol tarafına doğru kaçmasına rağmen sürücünün aracını kaçtığı yere doğru yönlendirdiğini, hangi yöne gitse araç sürücüsünün o yöne doğru geldiğini, en sonunda da aracın sol ön kısmıyla kendisine çarptığını, çarpma nedeniyle sol dizinden yaralandığını, gelen aracın katılan ...’e de çarpmaya çalıştığını, olay nedeniyle şikâyetçi olduğunu,
    Yargılama evresinde ise; Bitlis İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık Şubesinde polis memuru olarak görev yaptığını, olay tarihinde saat 07.00 sıralarında arama kararına istinaden “Arıcılık Mevkisi”nde rutin kontrollerini yaptıklarını, inceleme dışı sanığın kullandığı araç kontrol güzergâhından geçerken “dur ihtarı” yaptıklarını, ancak inceleme dışı sanığın durmayıp daha da hızlanarak kaçmaya başladığını, bu gibi ihtimallerden dolayı iki arkadaşlarının sivil ekip aracı ile yanlarında beklediğini, sivil araçtaki arkadaşlarının tepe lambasını yakıp megafonla “dur ihtar”ı yaparak kaçmaya çalışan inceleme dışı sanığın peşinden gitmeye başladıklarını, yaklaşık 15-20 dakika sonra arkadaşlarının telefonla kaçan şahısların dönerek Bitlis istikametine, yani kendilerine doğru geldiğini söylediklerini, bunun üzerine kendilerinin de aracı karşılamak üzere Hizan sapağına geldiklerini, diğer polis arkadaşı katılan ... ile birlikte yolun ortasına geçerek kendilerine doğru geldiği söylenen aracı beklemeye başladıklarını, inceleme dışı sanığın kullandığı aracın kendilerine doğru geldiğini, katılan ...’i geçen aracın kendi üzerine doğru geldiğini, gelen araçtan kaçmak için kendisini yolun kenarına doğru attığını, ancak inceleme dışı sanığın kullandığı araçla sol dizine çarptığını, inceleme dışı sanığın ısrarla direksiyonu kendisinin bulunduğu yöne çevirdiğini, suça konu aracın inceleme dışı sanığın kendi rızası ile değil, sağ arka lastiğinin patlaması üzerine zorunlu olarak durduğunu, araç durur durmaz şahısların yaya olarak kaçmaya başladıklarını, diğer polis arkadaşlarının şahısları yakalayıp ekip aracına bindirmeye çalıştıkları sırada şahısların direnerek araca binmek istemediklerini, araçta yaptıkları kontroller sonrasında yaklaşık 5500 karton sigara ele geçirdiklerini,
    Katılan ... soruşturma evresinde; 22.06.2011 tarihinde Bitlis-Diyarbakır karayolu üzerinde kurulan “Arıcılık Mevkisi”nde Bitlis Sulh Ceza Mahkemesinden aldıkları önleme araması kararına istinaden üzerlerinde polis yelekleri bulunduğu hâlde yol kontrolü yaptıklarını, kendisi ve katılan ... yaya olarak kontrolde bulunurken tanıklar ... ve ...’nın ise herhangi bir takip ihtimaline binaen ekip aracı içerisinde kaldıklarını, saat 07.00 sıralarında Hizan istikametinden kendilerine doğru ... plakalı “Ford Transit” marka bir aracın geldiğini gördüklerini, gerekli kontrolleri yapabilmek amacıyla araç sürücüsüne “dur ihtarı”nda bulunduklarını, ancak sürücünün ihtara uymayarak Diyarbakır istikametine doğru kaçmaya başladığını, bunun üzerine araçta bekleyen tanıklar Osman ve Faruk’un aracı kovaladıkları, bir süre sonra polis memuru olan arkadaşlarının kendilerini arayıp, aracın tekrar Bitlis istikametine döndüğünü belirterek aracı durdurmaya çalışmalarını istediklerini, bunun üzerine aracın “dur ihtarı”na uymadığı aynı yerde gerekli tedbirleri alarak katılan ... ile birlikte aracın gelmesini beklediklerini, bir süre sonra gelen araca “dur ihtarı”nda bulunmalarına rağmen sürücünün bu ihtara uymayarak araçla üzerlerine doğru geldiğini, can havliyle kendisini yolun kenarına attığını, bir süre sonra kalktığında katılan ...’ın yol kenarında yerde yattığını gördüğünü, yanına gittiklerinde de sol dizinden yaralandığını belirlediklerini, olay nedeniyle şikâyetçi olduğunu,
    Yargılama evresinde ise; Bitlis İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık Şubesinde polis memuru olarak görev yaptığını, olay tarihinde saat 07.00 sıralarında arama kararına istinaden “Arıcılık Mevkisi”nde rutin kontrollerini yaptıklarını, inceleme dışı sanığın kullandığı araç kontrol güzergâhından geçerken “dur ihtarı” yaptıklarını, ancak inceleme dışı sanığın durmayıp daha da hızlanarak kaçmaya başladığını, bu gibi ihtimallerden dolayı iki arkadaşlarının sivil ekip aracı ile yanlarında beklediğini, sivil araçtaki arkadaşlarının tepe lambasını yakıp megafonla “dur ihtar”ı yaparak kaçmaya çalışan inceleme dışı sanığın peşinden gitmeye başladıklarını, yaklaşık 15-20 dakika sonra arkadaşlarının telefonla kaçan şahısların dönerek Bitlis istikametine, yani kendilerine doğru geldiğini söylediklerini, bunun üzerine kendilerinin de aracı karşılamak üzere Hizan sapağına geldiklerini, diğer polis arkadaşı katılan ... ile birlikte yolun ortasına geçerek kendilerine doğru geldiği söylenen aracı beklemeye başladıklarını, inceleme dışı sanığın kullandığı aracın kendilerine doğru geldiğini, aracın kendisine çarpamadan geçtiğini ve katılan ...’ın üzerine doğru gittiğini, katılan ...’ın kendisini yolun kenarına doğru attığını, ancak inceleme dışı sanığın kullandığı aracın çarpması nedeniyle sol dizinden yaralandığını, inceleme dışı sanığın kullandığı araç bankete düşünce şiddetli bir ses çıktığını, devrildiğini zannettiği aracın sağ arka lastiğinin patladığını gördüğünü, bu nedenle aracın zorunlu olarak durduğunu, araç durur durmaz şahısların yaya olarak kaçmaya başladıklarını, diğer polis arkadaşlarının şahısları yakalayıp ekip aracına bindirmeye çalıştıkları sırada şahısların direnerek araca binmek istemediklerini, araçta yaptıkları kontroller sonrasında yaklaşık 5500 karton sigara ele geçirdiklerini,
    Tanık Osman Şebeş soruşturma evresinde; 22.06.2011 tarihinde Bitlis-Diyarbakır karayolu üzerinde bulunan “Arıcılık Mevkisi”nde Bitlis Sulh Ceza Mahkemesinden aldıkları önleme araması kararına istinaden üzerlerinde polis yelekleri bulunduğu hâlde yol kontrolü yaptıklarını, Diyarbakır istikametine dönüş yapan 48 .. 546 plakalı “Ford Transit” marka araca “dur ihtarı”nda bulunduklarını, ihtara uyulmaması üzerine ekip aracıyla takibe başladıklarını, ekip aracının sürücülüğünü kendisinin yaptığını, aracın üzerindeki tepe lambasını yakmalarına, megafon ve siren ile “dur ihtarı”nda bulunmalarına rağmen aracın durmadığı, “Ova Dinlenme Tesisi”ne geldiği sırada yavaşlayan aracın duracağını düşündüklerini, ancak aracın aniden hızlanarak Bitlis istikametine geri döndüğünü, bunun üzerine Hizan Yolu sapağında bulunan ekibin diğer personelini uyardıklarını ve aracın kendilerine doğru geldiğini bildirerek takibe devam ettiklerini, katılanlar Melih ve Alpat’ın aracı durdurmaya çalıştıklarını gördüğünü, ancak aracın adı geçenlerin üzerine doğru gitmeye devam ettiğini, katılan ...’ın aracın kendisine çarpmasını önlemek amacıyla yolun sol tarafına geçtiği, buna rağmen araç sürücüsünün direksiyonu katılan ...’ın üzerine kırdığını, kendini korumak isteyen katılan ...’ın yolun diğer tarafına geçtiğini, ancak araç sürücüsünün bu kez aracını diğer tarafa yönlendirdiğini, araçtan kaçamayan katılan ...’ın çarpma nedeniyle sol dizinden yaralandığını, katılan ...’in ise son anda kendisini yolun kenarına atarak aracın kendisine çarpmasını önlediğini, Hizan yol ayrımına hızlı ve çok içeriden girdiği için aracın sağ arka lastiğinin patladığını, bu nedenle hareket edemeyen araçtan inen sanık ... inceleme dışı sanığın yaya olarak kaçmaya başladıklarını, ancak bir süre sonra adı geçenleri yakaladıklarını,
    Yargılama evresinde ise; olay günü rutin kontrolleri yapan ekipte kendisinin de olduğunu, mahkeme kararına istinaden arama yapmak üzere inceleme dışı sanığın kullandığı araca “dur ihtarı” yaptıklarını, ancak inceleme dışı sanığın ihtara uymayıp hızlanarak Batman istikametine doğru yoluna devam ettiğini, bunun üzerine sürücülüğünü yaptığı sivil ekip otosu ile yanında tanık Faruk olduğu hâlde inceleme dışı sanığın aracını takibe aldıklarını, aracın tepe lambasının yanar vaziyette olduğunu, megafonla da sürekli “dur ihtarı” yaptıklarını, buna rağmen aracın durmayarak yoluna devam ettiğini, inceleme dışı sanığın sürekli önlerine kırması nedeniyle solama yapamadıklarını, inceleme dışı sanığın kullandığı araç ile belli bir mesafe kat ettikten sonra “U dönüşü” yapabileceği bir yer bulur bulmaz Bitlis istikametine tekrar döndüğünü, bunun üzerine cep telefonu ile Hizan sapağına yakın bir yerde kalan katılanlar Alpat ve Melih"i arayarak kaçan şahısların tekrar kendilerine doğru geldiğini bildirdiklerini, bu sırada aracı takibi sürdürdüklerini, inceleme dışı sanığın araçla katılan ..."i teğet geçtiğini, çarptığı katılan ..."ı ise sol dizinden yaraladığını, aracın bankete düşmesi nedeniyle lastiğinin patladığını ve zorunlu olarak durduğunu, araç durur durmaz sanık ... inceleme dışı sanığın kaçmaya başladıklarını, yakaladıkları sanık ... inceleme dışı sanığın araca binmemekte ısrar ettiklerini,
    Tanık Faruk Atçı “Bilgi sahibi” sıfatıyla soruşturma evresinde; 22.06.2011 tarihinde Bitlis-Diyarbakır karayolu üzerinde bulunan “Arıcılık Mevkisi”nde Bitlis Sulh Ceza Mahkemesinden aldıkları önleme araması kararına istinaden üzerlerinde polis yelekleri bulunduğu hâlde yol kontrolü yaptıklarını, Diyarbakır istikametine dönüş yapan 48 .. 546 plakalı “Ford Transit” marka araca “dur ihtarı”nda bulunduklarını, ihtara uyulmaması üzerine ekip aracıyla takibe başladıklarını, ekip aracının sürücülüğünü tanık Osman Şebeş’in yaptığını, aracın üzerindeki tepe lambasını yakmalarına, megafon ve siren ile “dur ihtarı”nda bulunmalarına rağmen aracın durmadığı, “Ova Dinlenme Tesisi”ne geldiği sırada yavaşlayan aracın duracağını düşündüklerini, buna karşın aracın aniden hızlanarak Bitlis istikametine geri döndüğü, bunun üzerine Hizan Yolu sapağında bulunan ekibin diğer personelini uyardıklarını ve aracın kendilerine doğru geldiğini bildirerek takibe devam ettiklerini, katılanlar Melih ve Alpat’ın aracı durdurmaya çalıştıklarını gördüğünü, ancak aracın adı geçenlerin üzerine doğru gitmeye devam ettiğini, katılan ...’ın aracın kendisine çarpmasını önlemek amacıyla yolun sol tarafına geçtiği, buna rağmen araç sürücüsünün direksiyonu katılan ...’ın üzerine kırdığını, bunun üzerine katılan ...’ın yolun diğer tarafına geçtiğini, ancak araç sürücüsünün bu kez aracını diğer tarafa yönlendirdiğini, araçtan kaçamayan katılan ...’ın çarpma nedeniyle sol dizinden yaralandığını, katılan ...’in ise son anda kendisini yolun kenarına atarak aracın kendisine çarpmasını önlediğini, Hizan yol ayrımına hızlı ve çok içeriden girdiği için aracın sağ arka lastiğinin patladığını, bu nedenle hareket edemeyen araçtan inen sanık ... inceleme dışı sanığın yaya olarak kaçmaya başladıklarını, ancak bir süre sonra kendilerini yakaladıklarını,
    İnceleme dışı sanık ... Çubukcu soruşturma evresinde Kollukta; şoförlük yaparak geçimini sağladığını, kendisine dur ihtarı yapan polis memurlarını görmediği gibi kullandığı aracı takip eden ekip otosundaki siren veya megafon sesini de duymadığını, kullandığı aracı kesinlikle polis memurlarının üzerine sürmediğini, yol üzerinde polis de görmediğini, gördüğü şahısların sivil giyimli olduklarını, aracında yolcu olarak bulunan sanığın sigaraları yükleyip boşaltmak için 20 TL’ye tuttuğu bir işçi olduğunu, bunun haricinde aralarında herhangi bir ticari ilişkinin bulunmadığını, suça konu aracın kendisine ait olduğunu, ancak devir işlemlerini henüz gerçekleştirmediğini,
    Cumhuriyet Başsavcılığında; Van’dan aldığı 5450 karton gümrük kaçağı sigarayı kullanmış olduğu 48 .. 546 plakalı araca yerleştirdiğini, yanında işçi olarak aldığı sanığın da bulunduğunu, sanığın, kendisine ait olan sigaralardan haberdar olmadığını, Batman’a gitmek üzere Hizan yolundan Diyarbakır yoluna çıktığını, ancak yolu bilmediği için tekrar Bitlis istikametine döndüğünü, herhangi bir aracın kendisini takip ettiğini fark etmediğini, kimsenin kendisine “dur ihtarı”nda bulunmadığını, bilerek kimsenin üzerine araç sürmediğini, atılı suçlamayı kabul etmediğini,
    Bitlis Sulh Ceza Mahkemesince yapılan sorgusunda; Suça konu sigaraları Van’da “Veysel” isimli bir şahıstan temin ettiğini, daha sonra yanına yolda araca herhangi bir şey olması hâlinde yardımcı olması için işçisi olan sanığı aldığını, sanığın sigaralardan hiçbir şekilde haberinin olmadığını, sigaraları Batman’da seyyar sAtçılara satmak için yola çıktıklarını, yolda polislerin arabalarını durdurmaya çalıştığını fark etmediğini, silahla ateş edilince de kendi isteğiyle durduğunu, polisleri görmüş olması hâlinde aracını zaten durduracağını,
    Yargılama evresinde ise; devrini henüz almadığı 48 .. 546 plakalı aracın kendisine ait olduğunu, olay tarihinde Van’dan gümrük kaçağı olduğunu bildiği 5500 karton sigarayı tanımadığı şahıslara yaklaşık 28000 TL ödeyerek aldığını, sanığı, yolda araçta arıza çıkması ihtimaline binaen kendisine yardımcı olabileceği düşüncesiyle yanına aldığını, sanığın araçta kaçak sigara olduğunu bilmediğini, sigaraları satmak amacıyla Batman’a gitmek üzere Bitlis’ten yola çıktıklarını, yolda tanımadığı ve üzerlerinde polis üniforması olmayan sivil şahısların kendisini durdurmaya çalışmaları üzerine hızını kesmeyerek yoluna devam ettiğini, ancak bu şahısların bir araçla kendisini takip etmeye başladıklarını, aracın kendisini geçtiği sırada içerideki şahısların üniformalı olduğunu gördüğünü, bunun üzerine aracı sağa çekip durdurduğunu, kendilerini araçtan indiren sonradan polis olduğunu öğrendiği şahısların kendisini darp ettiklerini, sanığa karışmadıklarını,
    Beyan etmişlerdir.
    Sanık ... soruşturma evresinde; geçimini çiftçilik yaparak sağladığını, inceleme dışı sanığın aracında bulunduğu sırada polislerin “dur ihtarı” yaptığını gördüğünü, araç sürücüsü olan inceleme dışı sanığın neden bu şekilde davrandığını bilmediğini, inceleme dışı sanığın, aracında bulunan kolileri 30 TL karşılığında taşıması için kendisini işçi olarak tuttuğunu, bunun haricinde aralarında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını, içerisinde kaçak sigara ele geçirilen aracın kime ait olduğunu bilmediğini, sigaralar hakkında bilgisinin bulunmadığını, suçlamayı kabul etmediğini,
    Yargılama evresinde ise; olay tarihinde sürücülüğünü inceleme dışı sanığın yaptığı minibüste yolcu olarak bulunduğunu, işçi olarak Bitlis’e çalışmaya gitmekte olduğunu, sivil bir araçta bulunanların “dur ihtarı” yapmaksızın kendi minibüslerine ateş ettiklerini, minibüsün iki tekerleğinin patladığını, ancak araç sivil olduğu için durmadıklarını, sonra araçlarının şarampole yuvarlandığını ve sivil araçta bulunanların yanlarına gelerek polis olduklarını söylediklerini, araçtan inen dört kişinin araçta yaptıkları aramada kaçak sigara bulduklarını, sigaralardan haberinin olmadığını, beraatini talep ettiğini,
    Savunmuştur.
    TCK’nın "Millete ve Devlete Karşı Suçlar ve Son Hükümler" başlıklı dördüncü kısmının, "Kamu İdaresinin Güvenilirliğine ve İşleyişine Karşı Suçlar" başlıklı birinci bölümünde, "Görevini Yaptırmamak İçin Direnme" başlığı ile düzenlenen 265. maddesi;
    "(1) Kamu görevlisine karşı görevini yapmasını engellemek amacıyla, cebir veya tehdit kullanan kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
    (2) Suçun yargı görevi yapan kişilere karşı işlenmesi hâlinde, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
    (3) Suçun, kişinin kendisini tanınmayacak bir hâle koyması suretiyle veya birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi hâlinde, verilecek ceza üçte biri oranında artırılır.
    (4) Suçun, silâhla ya da var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak işlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
    (5) Bu suçun işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hâllerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır." şeklindedir. Seçimlik hareketli olarak düzenlenen bu suçun oluşabilmesi için kamu görevlisine, yerine getirdiği görevini yaptırmamak amacıyla cebir veya tehdit veyahut her ikisinin birden kullanılması gerekir.
    Bu suçla korunan hukuki yarar, kamu idaresinin güvenilirliği ve işleyişi olup bu suçta, kamu faaliyetlerine kişilerin saygı göstermelerinin sağlanması ve kamu görevlerinin yerine getirilmesi dolayısıyla da kamu görevini yerine getirenleri engellemeye yönelik fiillerin önüne geçilmesi amaçlanmıştır. 765 sayılı TCK’nın yürürlüğü sırasında Ceza Genel Kurulunun 26.11.2002 tarihli ve 279-406 sayılı kararında; "Bu suç ile korunan hukuki yarar, kamu idaresi organlarının görevlerini herhangi bir engelleme ile karşılaşmadan yapmasını sağlamak suretiyle kamu idaresinde sürekliliği güvence altına almaktır." denilmek suretiyle bu husus vurgulanmıştır. Öte yandan, kendisine verilen görevi yerine getirmekte olan kamu görevlisine karşı cebir ve/veya tehdit fiili gerçekleştirilmiş bulunduğundan bu suçla aynı zamanda kişi özgürlüğü ve beden bütünlüğü de korunmaktadır (Osman Yaşar - Hasan Tahsin Gökcan - Mustafa Artuç, Türk Ceza Kanunu, 2. Bası, 6. Cilt, Ankara, 2014, s. 7956-7957).
    Uyuşmazlık konusunun açıklığa kavuşturulabilmesi için esasen TCK"da bağımsız suç tipleri olarak düzenlenen ancak görevi yaptırmamak için direnme suçunda hareket unsuru olarak öngörülen “Tehdit” ve “Cebir” kavramları üzerinde de durulmalıdır.
    "Gözdağı verme" anlamına gelen tehdit, bir kimsenin bir zarara veya kötülüğe uğratılacağının bildirilmesidir. Bu bildirimin sözlü olması mümkün olduğu gibi başka yollarla ve bu bağlamda davranışlar yoluyla da yapılması mümkündür. Bu nedenle tehdit suçu, söz, yazı, resim, şekil veya işaret ile de işlenebilecek bir suç olup önemli olan gerçekleştirileceği belirtilen haksızlığın mağdurun bilgisine ulaştırılmasıdır (M.Emin Artuk-A.Gökcen, Ceza Hukuku Özel Hükümler, Adalet Yayınevi, Ankara, 17. Baskı, s. 340).
    Tehdidin, mağdurun iç huzurunu bozmaya, onda korku ve endişe yaratmaya objektif olarak elverişli olması yeterli olup, saldırının kişinin veya başkasının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına, belirli bir ağırlıkta olmak kaydıyla malvarlığına veya bunlar dışındaki sair bir kötülüğe yönelik olması gereklidir. Suçun oluşabilmesi için de mağdurun iç huzurunun bozulup bozulmadığının veya mağdurun bundan korkup korkmadığının ayrıca araştırılmasına gerek yoktur. Önemli olan failin tehdidi oluşturan fiili "korkutmak amacıyla" yapmış olmasıdır (Majno, C. II, s. 127; A.Pulat Gözübüyük, Mukayeseli Türk Ceza Kanunu, 5. Bası, C.II, s. 517 ve 873).
    Türk Dil Kurumu Büyük Türkçe Sözlüğü"ne göre, "Zor, zorlayış" anlamlarına gelen cebir; suç olarak düzenlendiği TCK"nın 108. maddesinde "Bir şeyi yapması veya yapmaması ya da kendisinin yapmasına müsaade etmesi için bir kişiye karşı cebir kullanılması halinde, kasten yaralama suçundan verilecek ceza üçte birinden yarısına kadar artırılarak hükmolunur." şeklinde düzenlenmiş olup, madde gerekçesinde "Kişiye karşı fiziki güç kullanmak suretiyle, onun veya bir üçüncü kişinin iradesi ve davranışları üzerinde zecrî bir etki meydana getirilmesidir." biçiminde tanımlanmıştır.
    Cebre maruz kalan kişi, bu fiziki gücün meydana getirdiği acının etkisiyle belli bir davranışta bulunmaya zorlanmaktadır. Cebrin oluşması için mağdurun irade oluşturma ve iradi hareket serbestîsini ihlale elverişli bir fiziki kuvvet kullanımı yeterlidir (Mahmut Koca-İlhan Üzülmez, Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler, 2. Baskı, Adalet Yayınevi, Ankara, 2015, s. 387).
    Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
    Olay tarihinde Bitlis Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünde görevli ekiplerce Bitlis-Diyarbakır Çıkışındaki "Arıcılık Mevkisi"nde yapılan kontroller sırasında sürücülüğünü inceleme dışı sanık ... Çubukcu"nun yaptığı, ön yolcu koltuğunda ise sanık ...’ın bulunduğu 48 .. 546 plaka sayılı minibüse “dur ihtarı” yapıldığı, ancak inceleme dışı sanığın bu ihtara uymayarak yola devam ettiği, bunun üzerine inceleme dışı sanığın kullandığı aracın polis memurları tarafından takibe alındığı, aracın Bitlis ili Merkez ilçesi Kireçtaşı Köyü-Hizan yoluna döndüğü bilgisini alan polis memuru mağdurlar ... ve ..."nün aracı durdurmak amacıyla yolda bekledikleri, bulundukları yere gelen araca dur ihtarı yapmalarına rağmen inceleme dışı sanığın aracı durdurmayarak mağdurların üzerine doğru sürdüğü, aracın çarpması nedeniyle mağdurlardan Alpat"ın sol dizinden basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralandığı ve durdurulan araçta yapılan aramada kaçak sigara ele geçirildiği iddiasıyla açılan kamu davası üzerine yapılan yargılama neticesinde sanığın da inceleme dışı sanıkla birlikte görevi yaptırmamak için direnme suçunu işlediği gerekçesiyle mahkûmiyetine karar verilmiş ise de;
    Gerek sanığın gerekse inceleme dışı sanığın aşamalarda istikrar gösteren ifadelerinde sanığın suça konu araçta kaçak sigara taşındığını bilmediğini savunmaları, bu bakımdan sanığın polis memurlarından kaçmasını gerektiren bir durumun bulunmaması ve aracın hızlı seyretmesi, kaza ihtimali gibi somut olayın özellikleri de dikkate alındığında sanığın inceleme dışı sanık tarafından kullanılan araca müdahale etme imkânının olmaması birlikte değerlendirildiğinde; sanığın salt inceleme dışı sanığın aracında bulunmaktan ibaret eyleminin suça iştirak ettiği şeklinde yorumlanamayacağı ve atılı görevi yaptırmamak için direnme suçunun unsurları itibarıyla oluşmadığı kabul edilmelidir.
    Bu itibarla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne karar verilmelidir.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
    2- Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 18.12.2017 tarihli ve 3598-11137 sayılı sanık ... hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçu yönünden düzeltilerek onama kararının KALDIRILMASINA,
    3- Bitlis 1. Asliye Ceza Mahkemesince sanık ... hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçundan verilen 19.04.2013 tarihli ve 328-380 sayılı mahkûmiyet hükmünün, sanığa atılı suçun unsurları itibarıyla oluşmaması nedeniyle beraati yerine mahkûmiyetine karar verilmesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,
    4- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 06.07.2021 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi