22. Ceza Dairesi 2016/7936 E. , 2016/11172 K.
"İçtihat Metni"Suç eşyasını satın almak suçundan sanık ...’in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 165/1, 62 ve 52/2. maddeleri gereğince 80,00 ve 3.000,00 Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair ... Asliye Ceza Mahkemesinin 08/05/2015 tarihli ve 2014/130 esas, 2015/43 sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 20.04.2016 gün ve 94660652-105-08-1403-2016-Kyb sayılı yazılı istemi ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 18/05/2016 tarih ve 2016/191521 sayılı tebliğnamesiyle bozma düşüncesiyle daireye gönderilmiş olduğu görülmekle,
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede,
Dosya kapsamına göre, somut olayda, katılana ait cep telefonunun otobüs terminalinde kaybolduğu hususunun Mahkemece kabul edildiğinin anlaşılması karşısında, sanığın eyleminin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 160. maddesinde "Kaybedilmiş olması nedeniyle malikinin zilyetliğinden çıkmış olan ya da hata sonucu ele geçirilen eşya üzerinde, iade etmeksizin veya yetkili mercileri durumdan haberdar etmeksizin, malik gibi tasarrufta bulunan kişi, şikâyet üzerine, bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır." şeklinde düzenlenen suçu oluşturduğu gözetilmeksizin, anılan Kanun"un 165/1. maddesinde düzenlenen "Bir suçun işlenmesiyle elde edilen eşyayı veya diğer malvarlığı değerini, bu suçun işlenmesine iştirak etmeksizin, satan, devreden, satın alan veya kabul eden kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır." şeklindeki hüküm gereğince ceza tayin edilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu görülmekle,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesinin 1. fıkrasında “Hakim veya mahkeme tarafından verilen ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümde hukuka aykırılık bulunması halinde bu maddede düzenlenen olağanüstü yasa yoluna konu olabileceği,
Dosyanın incelenmesinde, sanık hakkında suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan TCK"nin 165/1, 62, 52/2. maddeleri gereğince 3.000 TL ve 80, TL adli para cezasıyla mahkumiyet hükmüne yönelik olarak sanığın ve Cumhuriyet savcısının süresi içinde yapılan temyiz istemleri üzerine mahkemece 03/06/2015 ve 21/08/2015 tarihli ek-kararlarda esasen kararın itiraza tabi olup gerekçeli karar sonunda sehven temyizi mümkün yazılmış olduğundan temyiz istemlerinin reddine karar verildiği,
gerekçeli kararın incelenmesinde ise, temyiz talepleri üzerine dosyanın Yargıtay ilgili dairesine gönderilmesi yerine mahkemece sanığa TCK"nin 165/1 ve 62. maddeleriyle belirlenen 5 ay hapis cezasının 52/2. madde ile adli para cezasına çevrildiğinin anlaşılmasına göre kararın temyize tabi olduğu halde itiraza tabi olduğu kabul edilerek ve kanun yolunda yanıltma yapılmak suretiyle verilen temyiz istemlerinin reddine dair kararların hukuken yok hükmünde bulunduğu ve bu durumda 08/05/2015 tarihli kararın henüz kesinleşmediğinden olağan üstü yasa yolu olan kanun yararına bozulması istemine konu olamayacağının anlaşılması karşısında, dosyanın temyiz istemlerine göre Yargıtay ilgili dairesince olağan yasa yolu olan temyiz incelemesine tabi olduğu anlaşılmakla, temyiz incelemesine esas olacak şekilde mahallinde temyiz formu düzenlenerek ve buna göre de tebliğname tanzim edilerek dosyanın gönderilmesinin sağlanması için, mahalline gönderilmek üzere, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, kanun yararına bozma istemi hakkında bu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına, 27.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.