Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/3808
Karar No: 2019/5020
Karar Tarihi: 14.05.2019

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2018/3808 Esas 2019/5020 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, malik olduğu taşınmazda bulunan bağımsız bölmelerin davalı şirket tarafından kullanıldığını ve tahliye davalarının kabul edilmesine rağmen davalının taşınmazları kullanmaya devam ettiğini ileri sürerek ecrimisil istemiştir. Mahkeme müdahalenin keşfedildiğini ve davanın kabulü ile 2.000 TL ecrimisilin tahsili yönünde karar vermiştir. Ancak davalı, temyiz yoluyla karara itiraz etmiştir.
Kararda, HUMK'un 5219 sayılı Yasa ile değişik 427/2 maddesi gereği 2.080 TL'den az olan yerel mahkeme kararlarına karşı temyiz yoluna gidilemeyeceği belirtilmiştir. Bu nedenle, ecrimisil miktarının temyiz kesinlik sınırı olan 2.080 TL'nin altında kaldığı gerekçesiyle davalı vekilinin temyiz isteği reddedilmiştir.
Davacının ise talep sonucunu ıslah etmek için fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmasına gerek bulunmadığı belirtilmiştir. Mahkeme tarafından yapılan yanılgılı değerlendirme sonrasında, dava dosyasının yeniden incelenmesi ve davacının ıslah talebi değerlendirilerek sonuca göre karar verilmesi gerektiği ifade edilmiştir.
Kararda, 6100 sayılı HMK’nin 109/3. maddesi de açıklanmıştır. Buna göre; dava açılırken talep konusu kalan kısım için feragat edilmiş olması haricinde kısmi dava açılmasının talep konusunun geri kalan kısmından feragat edildiği anlamına gelmediği belirtilmiştir.
Sonuç olarak,
8. Hukuk Dairesi         2018/3808 E.  ,  2019/5020 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Ecrimisil


    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.


    K A R A R

    Davacı, maliki olduğu 475 parsel sayılı taşınmazda bulunan 1, 2 ve 3 numaralı bağımsız bölümlerin davalı şirket tarafından kullanıldığını, açmış olduğu tahliye davalarının kabulüne karar verilerek kararların kesinleştiğini ancak davalı şirketin taşınmazları kullanmaya devam ettiğini ileri sürerek ecrimisile karar verilmesini istemiştir.
    Davalı şirket, taşınmazlara müdahalelerinin kalmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemenin, müdahalenin keşfen sabit olduğu ancak dava dilekçesi ile fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmadığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile 2.000 TL ecrimisilin davalıdan tahsiline dair verdiği karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir.
    1.Bilindiği üzere; 1086 sayılı HUMK"un 5219 sayılı Yasa ile değişik 427/2 maddesi uyarınca 01.01.2015 tarihinden itibaren 2.080.00 TL"den az olan davalara ait yerel mahkeme kararlarına karşı temyiz yoluna gidilemeyeceği öngörülmüştür. Eldeki davada davalı aleyhine 2.000 TL ecrimisile karar verilmiş, karar davalı vekilince temyiz edilmiştir. Kabul edilen ecrimisil miktarının temyiz kesinlik sınırı olan 2.080,00 TL nin altında kaldığı açıktır.
    Öte yandan, temyiz kesinlik sınırı içinde kalması nedeniyle temyiz kabiliyeti olmayan kararlara karşı temyiz isteği yönünden mahkemece bir karar verilebileceği gibi 01.06.1990 tarihli ve 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay"da da bir karar verilebilir.
    Yukarıda açıklanan nedenlerle, eldeki dava bakımından (6100 sayılı Yasa"nın 3. maddesi yollamasıyla) davalı vekilinin temyiz isteğinin reddine,
    2.Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişmeli, 475 parsel sayılı taşınmazda bulunan 1, 2 ve 3 numaralı bağımsız bölümlerin davacı adına kayıtlı olduğu, davacının, 25.07.2013 tarihli dava dilekçesi ile keşif sonucu elatma tarihinden dava tarihine kadar olan dönem için ecrimisil bedeli tespit edilerek dedikten sonra dilekçesinin sonuç kısmında 2.000 TL ecrimisilin faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istediği, 28.07.2015 tarihli dilekçesi ile de harcını ikmal etmek suretiyle davasını ıslah ettiği, Mahkemece, dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmadığı gerekçesiyle ıslah talebinin reddedilerek davanın dava dilekçesinde yazılı miktar üzerinden kabulüne karar verildiği sabittir.
    Bilindiği üzere; 6100 sayılı HMK’nin 109/3. maddesi "Dava açılırken talep konusunun kalan kısmından açıkça feragat edilmiş olması hali dışında kısmi dava açılması talep konusunun geri kalan kısmından feragat edildiği anlamına gelmez." şeklindedir.
    Davacının, 6100 sayılı HMK"nin 109/3 maddesi uyarınca talep sonucunu ıslah ile artırmak için fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmasına gerek bulunmadığı açıktır.
    Hal böyle olunca; davacının ıslah talebi değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz itirazı yerinde görüldüğünden kabulüyle, hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 34,15 TL peşin harcın da onama harcına mahsubu ile kalan 102,47 TL"nin temyiz eden davalıdan alınmasına, 14/05/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi