Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2018/184
Karar No: 2021/340

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2018/184 Esas 2021/340 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2018/184 E.  ,  2021/340 K.

    "İçtihat Metni"

    Kararı Veren
    Yargıtay Dairesi : 18. Ceza Dairesi
    Mahkemesi :Asliye Ceza

    Sanık ...’ın kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret suçundan TCK’nın 125/1, 125/3-a, 43, 62, 53 ve 58. maddeleri uyarınca 1 yıl 15 gün hapis; görevi yaptırmamak için direnme suçundan ise aynı Kanun’un 265/1, 43, 62, 53, 58 ve 54. maddeleri gereğince 6 ay 7 gün hapis cezasıyla cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna, cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve müsadereye ilişkin Düzce 1. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 24.10.2013 tarihli ve 506-654 sayılı hükümlerin sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 18. Ceza Dairesince 16.01.2018 tarih ve 1408-157 sayı ile;
    "1- Hakaret suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
    Sanığın, gürültü yapıp çevreyi rahatsız etmesi nedeniyle kendisine müdahale etmeye çalışan polis memurlarına yönelik sarfettiği, "yaklaşmayın ben adamın a...na korum" biçimindeki sözlerin, bir bütün halde, mağdur polis memurlarının cinsel dokunulmazlıklarına yönelik tehdit niteliğinde olduğu ve görevi yaptırmamak için direnme suçunun unsurlarını oluşturduğu gözetilmeden, sanık hakkında ayrıca hakaret suçundan da mahkumiyet hükmü kurulması,
    2- Görevi yaptırmamak için direnme suçundan verilen mahkumiyet kararının temyiz incelemesine gelince;
    Suçun, silahla işlendiği anlaşılmasına rağmen, sanık hakkında TCK"nın 265/4. maddesinin uygulanmaması, " isabetsizliklerinden bozulmasına karar verilmiştir.
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 01.03.2018 tarih ve 54278 sayı ile;
    "...Maddi olayda, alkollü olan sanık ..."ın, çevrede küfür edip bağırması üzerine, tanık Cemalettin Yesirci"nin 155"i aradığı, olay yerine görevli olan mağdur polis memurlarının gelerek sanığı sakinleştirmeye çalışarak evini sormaları üzerine sanığın "ben ... yaklaşmayın, ben adamın a..na korum size de kendime de zarar veririm" şeklinde sözler söylediği ve müşteki polis memurları sanığın polis otosuna bindirmek istedikleri sırada, belinden çıkardığı bıçağı müşteki polis memurlarına doğru sallayarak polis otosuna binmemek için direndiği ve sonrasında kendisini sol ayağından yaraladığı ve sanığın kendisine ve görevlilere zarar verebileceği düşüncesiyle takviye ekip gönderilmesine karar verildiği ve sanığın olay yerinden alınarak hastaneye görülmesi şeklinde gerçekleşen eylemde,
    Sanığın aldığı alkolün etkisiyle çevreye rahatsızlık verdiği nedenle, mahalline gelen görevli polis memurları olan müştekilere yönelik sarf ettiği "ben ... yaklaşmayın, ben adamın a..na korum size de kendime de zarar veririm" şeklindeki sözlerin görevli polis memurlarının cinsel bütünlüğe yönelik tehdit niteliğinde olmadığı kabul edilmelidir. cinsel dokunulmazlığı, mağdurun kendisinin cinsel boyutu üzerinde, serbetçe tasasarruf edebilme hakkıdır. Sanığın sarf ettiği "ben adamın a..korum" şeklindeki sözlerin, cinsel dokunulmazlığına yönelik ciddi, korku ve endişe yaratacak nitelikte bir saldırı olmadığı gibi müştekiler üzerinde, ciddi korku anlamında uygunluk ve elverişlilikte bulunmadığı kabul edilmelidir. Tehdidin elverişliliğinin sarf edilen sözlerin somut etkisine göre değil, ortalama insan algısına yönelik ölçüt ile sanığın sarf ettiği sözleri gerçekleştirdiği anda bulunduğu şartlar ve amacı ve pozisyonu gözönüne alındığında, sanığın eyleminin müşteki polis memurlarının cinsel bütünlüğüne yönelik bir tehdit oluşturmadığı açıkça anlaşılmaktadır.
    Sanığın, "ben ... yaklaşmayın, ben adamın a..na korum size de kendime de zarar veririm" şeklinde sözlerinin müşteki polis memurlarının onur şeref ve saygınlığını rencide edici nitelikte TCK 125/1-3/a maddesinde yazılı görevli memura hakaret suçunu oluşturduğu kabul edilmelidir.
    Bu itibarla, Yargıtay 18. Ceza Dairesinin 16.01.2018 gün ve 2016/1408 Esas, 2018/157 Karar sayılı bir nolu bozma kararında, sanığın, polis memurlarına yönelik sarfettiği, "yaklaşmayın ben adamın a...na korum" biçimindeki sözlerin, bir bütün halde, mağdur polis memurlarının cinsel dokunulmazlıklarına yönelik tehdit niteliğinde olduğu ve görevi yaptırmamak için direnme suçunun unsurlarını oluşturduğuna yönelik kabulün hukuka aykırı nitelikte olduğu..." görüşüyle itiraz yoluna başvurmuştur.
    CMK"nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 18. Ceza Dairesince 27.03.2018 tarih ve 2411-4319 sayı ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın, hakkında yasal işlem yapan mağdur polis memurlarına bıçak göstererek sarf ettiği “Ben ..., yaklaşmayın! Ben adamın a… korum! Size de kendime de zarar veririm!” şeklindeki sözlerinin kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret ve görevi yaptırmamak için direnme suçlarını mı yoksa bir bütün olarak görevi yaptırmamak için direnme suçunu mu oluşturduğunun belirlenmesine ilişkin olup Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) bilişim sisteminden alınan güncel nüfus kaydında Yerel Mahkemece verilen mahkûmiyet hükümlerinin Özel Dairece bozulmasından sonra sanığın 18.04.2019 tarihinde öldüğü bilgisine yer verilmesi karşısında Yargıtay İç Yönetmeliği"nin 27. maddesi uyarınca öncelikle bu hususun değerlendirilmesi gerekmektedir.
    İncelenen dosya kapsamından;
    Düzce Cumhuriyet Başsavcılığının 27.06.2011 tarihli ve 6873-2486-983 sayılı iddianamesi ile; sanık ... hakkında polis memuru olan mağdurlar ..., ... ve ...’a hitaben hakaret ettiği ve görevlerini yaptırmamak için direndiği iddiasıyla TCK’nın 265/1, 125/1,3-a, 43, 53, 54 ve 58. maddelerinin uygulanması istemiyle kamu davası açıldığı,
    Düzce 1. Asliye Ceza Mahkemesince 24.10.2013 tarih ve 506-654 sayı ile; sanığın görevi yaptırmamak için direnme suçundan TCK’nın 265/1, 43 ve 62. maddeleri uyarınca 6 ay 7 gün hapis cezasıyla cezalandırılmasına; kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret suçundan ise aynı Kanun’un 125/3-a, 43 ve 62. maddeleri gereğince 1 yıl 15 gün hapis cezasıyla cezalandırılmasına, ayrıca TCK’nın 53, 58 ve 54. maddeleri uyarınca hak yoksunluğuna, cezanın mükerrirlere özgün infaz rejimine göre çektirilmesine ve suçta kullanılan bıçağın müsaderesine karar verildiği,
    Hükümlerin sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 18. Ceza Dairesince 16.01.2018 tarih ve 1408-157 sayı ile; sanığın eylemlerinin bir bütün hâlinde görevi yaptırmamak için direnme suçunu oluşturduğunun gözetilmemesi isabetsizliğinden Yerel Mahkemece verilen hükümlerin bozulmasına karar verildiği,
    UYAP’tan edinilen güncel nüfus kaydına göre; sanığın 18.04.2019 tarihinde öldüğü bilgisine ulaşıldığı,
    Anlaşılmıştır.
    TCK’nın 64. maddesinde; sanığın ölümü durumunda kamu davasının düşürüleceği, sadece niteliği itibarıyla müsadereye tâbi olan eşya ve yararlar hakkında yargılamaya devam olunacağı, hükümlünün ölümü hâlinde ise cezanın ortadan kaldırılmasına karar verilmekle birlikte müsadere ve yargılama giderine ilişkin hükmün infaz edileceği belirtilmek suretiyle hükümlü ile sanığın ölümüne farklı sonuçlar yüklenmiştir.
    Buna göre; kamu davası açılmadan önce şüphelinin ölmesi durumunda kovuşturma imkânının bulunmaması nedeniyle "kovuşturmaya yer olmadığına", kamu davası açıldıktan sonra sanığın ölmesi hâlinde ise yerel mahkemece "davanın düşmesine" karar verilecektir.
    Ölümün ceza ilişkisini sadece ölen kişi bakımından sona erdirmesi nedeniyle iştirak hâlinde işlenen suçlarda diğer sanıklar hakkında davaya devam edilecek, sanığın ölümü, niteliği itibarıyla müsadereye tabi olan eşya ve maddi menfaatler hakkında davaya devam olunarak müsadere kararı verilmesine engel olmayacaktır. Sanığın ölümü ceza ve infaz ilişkisini düşürürken, hakkındaki mahkûmiyet hükmü kesinleşmiş olan hükümlünün ölümü sadece hapis ve henüz infaz edilmemiş adli para cezalarının infaz ilişkisini ortadan kaldıracaktır. Buna bağlı olarak, ölümden önce tahsil edilmiş olan para cezaları mirasçılara iade edilmeyecek, buna karşın tahsil edilmemiş bulunan para cezaları mirasçılardan istenmeyecek, bunun yanında müsadereye ve yargılama giderine ilişkin hükümler ölümden önce kesinleşmiş olmak kaydıyla infaz olunacaktır.
    Görüldüğü gibi, suç teşkil eden bir fiilin işlenmesiyle fail ile devlet arasında doğan ceza ilişkisi, bu fiili işleyen sanığın ya da hükümlünün ölümüyle cezaların şahsiliği ilkesi nedeniyle başkası sorumlu tutulamayacağından düşmektedir. Ölüm, bir vakıa olan suçu ortadan kaldırmayacak, suçtan sorumlu tutulacak kişi olmadığından, devletin suçla birlikte ortaya çıkan cezalandırma sorumluluk ve yetkisini sona erdirecektir.
    Temyiz aşamasında sanığın öldüğüne ilişkin bir iddianın ortaya çıkması ya da UYAP (Ulusal Yargı Ağı Projesi) bilişim sistemi vasıtasıyla alınan güncel nüfus kaydında öldüğü bilgisinin yer alması gibi hâllerde, ölümün kamu davasının düşmesini gerektiren bir neden olduğu göz önüne alınarak, ölüm nedeniyle düşme kararının temyiz mercisince dosya üzerinde yapılan inceleme sırasında verilmesi yerine, ölüm bilgisi nedeniyle diğer yönleri incelenmeyen hükmün bozulması ve yerel mahkemece mahallinde yapılan araştırma sonucunda sanığın öldüğünün kesin olarak saptanmasından sonra düşme kararı verilmesi daha isabetli olacaktır.
    Bu açıklamalar ışığında ön sorun değerlendirildiğinde;
    Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) kullanılarak alınan güncel nüfus kayıt örneğinde, sanığın, mahkûmiyet hükümlerinin Özel Dairece bozulmasından sonra ve bozma ilamına yönelik Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının Ceza Genel Kurulunca incelenmesinden önce, 18.04.2019 tarihinde öldüğü bilgisi yer aldığından, ölümle ilgili mahallinde araştırma yapılarak karar verilmesinde zorunluluk bulunmaktadır.
    Bu itibarla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının değişik gerekçeyle kabulüne karar verilmelidir.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının DEĞİŞİK GEREKÇEYLE KABULÜNE,
    2- Yargıtay 18. Ceza Dairesinin 16.01.2018 tarihli ve 1408-157 sayılı bozma kararının KALDIRILMASINA,
    3- Düzce 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.10.2013 tarihli ve 506-654 sayılı hükümlerinin Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) kullanılarak alınan güncel nüfus kayıt örneğinde, sanığın, Özel Dairenin bozma kararından sonra ve bozma ilamına yönelik Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının Ceza Genel Kurulunca incelenmesinden önce, 18.04.2019 tarihinde öldüğü bilgisi yer aldığından, ölümle ilgili mahallinde araştırma yapılarak karar verilmesi zorunluluğu nedeniyle diğer yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA,
    4- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 06.07.2021 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi