Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/7573
Karar No: 2013/9818
Karar Tarihi: 12.06.2013

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/7573 Esas 2013/9818 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2013/7573 E.  ,  2013/9818 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ÇAL SULH HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 18/01/2013
    NUMARASI : 2011/556-2013/24

    Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi,yıkım,ecrimisil ve maddi tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı vekili ve davalılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
    Dava, elatmanın önlenmesi, yıkım, ecrimisil ve tazminta istemine ilişkin olup, yargılama sırasında ecrimisil talebinden feragat edilmiştir.
    Mahkemece, ecrimisil yönünden feragat nedeniyle reddine, elatmanın önlenmesi ve yıkım talebinin ise kabulüne karar verilmiştir.
    Bilindiği üzere; tarafların tüm delilleri toplanıp, tetkik edildikten, son sözleri dinlenip duruşmanın bittiği bildirildikten sonra hakimin, 6100 sayılı HMK" nın 298. (1086 sayılı HUMK" nun 388.) maddesi uyarınca kararı gerekçesi ile birlikte tam olarak yazması ve hüküm sonucunu 6100 sayılı HMK" Nın 297/2. (1086 sayılı HUMK"nun 389.) maddesinde öngörülen biçimde tefhim etmesi asıldır.
    Ne var ki, uygulamada 1086 sayılı HUMK""nun 381.maddesinin son fıkrasının 6100 sayılı HMK" Nın 294.maddesinin getirdiği imkândan faydalanarak bazı zorunlu nedenlerle sadece hükmün sonucu tutanağı geçirilip tefhim edilmekte, gerekçeli karar daha sonra yazılmaktadır.
    İşte bu gibi hallerde, tarafların hak ve yükümlülüklerini açıkca gösteren tefhim ile aleniyet ve hukuki varlık kazanan kısa karara daha sonra yazılan gerekçeli kararın uygun olması zorunludur. Esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak yoktur. Öte yandan, kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olması, yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim edilmesine ilişkin Anayasanın l4l. maddesi ile HMK.nun yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum oluşturur. Ayrıca anılan husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir ödevdir. Aksine düşünce ve uygulama yargının,hakimin ve kararlarının her türlü düşünceden uzak, saygın ve güvenilir olması ilkesi ile de bağdaşmaz.
    Somut olayda, mahkemece,kurulan kısa kararda taleple ve davacı ile ilgisi olmayan vesayet davası ile de ilgili hüküm kurularak "... davanın kabulü ile Denizli ili Baklan ilçesi H.köyü nüf.k.lı A.. ve H.. kızı B..24/06/1984 D.lu TC No:27769499654 olan S..D."un TMK 406 gereğince kısıtlanmasına, kısıtlıya aynı yer nüf.k.lı kısıtlının babası M..H..ve C..oğlu, Çal 24/09/1948 D.lu Adil D"un vasi olarak atanmasına, açılan davanın kısmen kabulüne, davacının iştirak halinde malik olduğu 1724 parsel üzerinde bulunan elatmanın önlenmesine, taşınmaz üzerindeki elektirik direği ve tellerinin kaldırılmasına,masrafın davacı tarafca karşılanmasına davacının ecrimisil talebinin feragat nedeniyle reddine" karar verilmiş, gerekçeli kararda ise "davanın kısmen kabulüne,davacının iştirak halinde malik olduğu 1724 parsel üzerinde bulunan elatmanın önlenmesine, taşınmaz üzerindeki elektirik direği ve tellerinin kaldırılmasına, masrafın davacı tarafca karşılanmasına, davacının ecrimisil talebinin feragat nedeniyle reddine" denilmek suretiyle kısa kararla gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmıştır.
    10.04.1992 tarihli 1991/7-1992/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararı ile kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili bulunmasının bozma nedeni oluşturacağı;bozmadan sonra yerel mahkemenin önceki kısa kararla bağlı olmaksızın çelişkiyi kaldırmak kaydı ile karar verebileceği öngörülmüştür.
    Değinilen ilke ve yasa hükümleri gözardı edilerek kısa karara çelişkili olarak gerekçeli karar yazılması doğru değildir.
    Davacı vekili ile davalıların, temyiz itirazı yerindedir.Kabulü ile yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK.nun geçici 3/2.maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 12.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi