
Esas No: 2014/173
Karar No: 2014/1352
Karar Tarihi: 14.02.2014
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2014/173 Esas 2014/1352 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucunda ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 675 ada 10 parsel sayılı 43.612.73 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., adına tespit ve tescil edilen 675 ada 11 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünün davalı taşınmaz içerisinde bırakıldığını öne sürerek bu bölümün adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulü 27.06.2013 havale tarihli fen bilirkişi raporunda (C) harfi ile gösterilen 465.99 metrekare yüzölçümündeki bölümünün tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece fen bilirkişi raporunda (C) ile gösterilen bölümün davacıya ait olduğu gerekçesiyle davanın bu bölüm yönüyle kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma inceleme ve uygulama hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır. Davalı ... delil olarak keşif ve tanık beyanlarına dayanmış olup, 24.01.2013 tarihli dilekçesi ile tanık olarak... ve ..."i bildirmiştir. Her ne kadar davalı 09.07.2013 havale tarihli dilekçesi ile 2. kez tanık listesi bildirmiş ve davacı vekilinin itirazı sonucu ikinci tanık listesi verilemeyeceği gerekçesi ile tanıkların dinlenilmesinden vazgeçilmiş ise de davalının 1. tanık listesinde bildirmiş olduğu ve yukarıda isimleri belirtilen tanıklarının dinlenmesinden vazgeçtiğine dair dosyada bir bilgi bulunmamaktadır. O halde doğru sonuca ulaşılabilmesi için taşınmaz başında yeniden keşif yapılarak fen bilirkişisi, mahalli bilirkişiler, önceki keşifte dinlenen davacı tanıkları ile davalının 24.01.2013 tarihli dilekçesiyle tanık olarak bildirdiği... ve ... usulüne uygun şekilde dinlenilmeli, beyanlar arasında çelişki oluştuğu takdirde yöntemince ve gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle bir hüküm tesis edilmelidir. Belirtilen yön göz ardı edilerek yazılı olduğu şekilde hüküm tesis edilmesi isabetsiz olup davacının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalıya iadesine, 14.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.