10. Hukuk Dairesi 2020/9947 E. , 2021/8328 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Sakarya 2. İş Mahkemesi
Dava, 5510 Sayılı Yasanın 81. maddesinin (ı) bendinde yer alan teşvik indiriminden faydalandırılma hakkının tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince davalı Kurumun istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar verilmiştir.
Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı vekili, Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı Kurumun, Sakarya Emniyet Müdürlüğü"nün 14.03.2016 tarihli tutanağına istinaden ... adli kişinin davacı iş yerindeki işe giriş bildirgesinin işe başlamadan önce verilmediği gerekçesiyle 29.08.2016 tarihinde idari para cezası kestiğini, söz konusu kişinin davacı iş yerinde çalışmadığını belirterek davalı kurum işlemi ile davaya konu kurum işlemi nedeni ile davacı şirketin teşvik kapsamı dışına çıkarılma işleminin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II-CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ..."nin işe giriş bildirgesinin kanuni süre içerisinde verilmemesi nedeniyle davacı şirkete idari para cezası uygulandığını, 2016/3. Ay izin ek APHB ve yersiz yararlanılan 5510 Kanun türü için İptal-Ek APHB istendiğini ve yersiz yararlanılan tevşvik için oluşturulan prim borcunun davacı işverene tahakkuk ettirildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesi, açılan bu dava Sakarya Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü"nün 81970884-1091874.54-E.4738483 sayılı 29/08/2016 tarihli işlemi ve davacı şirketin 2016/01-02-03-04-05-06-07 dönemlerinde 5 puanlık teşvik primlerinden yararlandırmama ve aynı dönem için asgari ücret desteğinden yararlandırmama cezalarının iptali istemine ilişkindir.
Sakarya 1. İdare Mahkemesi"nin 2016/1248 Esas 2017/592 Karar sayılı dosyasının gerekçeli kararı celp edilmiş, davacı ... Metal Makina Hırd. İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti."nin, davalı ... aleyhine davaya konu kurum işlemi nedeni ile davacı şirkete kesilen 3.294,00 TL idari para cezasının iptali istemiyle dava açtığı, yapılan yargılama sonucunda idari para cezasının iptaline dair kesin olarak karar verildiği görülmüştür.
Dosya kapsamı, dinlenen tanık beyanları ve yapılan yargılama karşısında; davalı Kurum tarafından, Sakarya İl Emniyet Müdürlüğü"nün 14.03.2016 tarihli yazısına istinaden ... isimli şansın işe giriş bildirgesinin süresi içerisinde verilmediği gerekçesiyle davacı şirkete idari para cezası kesildiği ve 2016/01-02-03-04-05-06-07 dönemlerinde 5 puanlık teşvik primlerinden yararlandırmama ve aynı dönem için asgari ücret desteğinden yararlandırmama cezaları verildiği, dinlenen tanıkların ... isimli şahsın davacı şirkette herhangi bir çalışmasının olmadığını bildirdikleri, ilgili şahsın davaya konu dönemde ... isimli firmadan işe giriş ve çıkış bildirgesinin verildiği, davacı şirketin, ... isimli firma ile aynı avlu altında faaliyet gösteren, farklı firmalar olduğu anlaşılmakla, ... isimli şahsın davacı şirkette çalışmadığı kanaatine varılmış ve davanın kabulüne dair hüküm kurulmuştur.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi, Sakarya 1. İdare Mahkemesi"nin 2016/1248 Esas 2017/592 Karar sayılı kararı ile Sosyal Güvenlik Kurumunun davacı ... Metal Makina Hırd. İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti. hakkında verdiği idari para cezasının iptaline karar verilmiştir.
Dosya kapsamı, dinlenen tanık beyanları, dava dışı ...’a ait iş yerine ilişkin evraklar, dava dışı ... ait işe giriş ve işten ayrılış bildirgeleri birlikte değerlendirildiğinde bu kişinin davacı işyerinde herhangi bir çalışmasının bulunmadığı bu nedenle bu kişinin işe giriş bildirgesinin verilmemesi nedeniyle 2016/01-02-03-04-05-06-07 dönemlerinde 5 puanlık teşvik primlerinden yararlandırmama ve aynı dönem için asgari ücret desteğinden yararlandırmama yönündeki kurum işlemlerinin yerinde olmadığı; ilk derece mahkemesi kararının dosya kapsamına uygun olduğu anlaşıldığından davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı"nın istinaf başvurusunun HMK 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı Kurum vekili, Dava dışı ... isimli şahıs, Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/4030 S. sayılı dosyasında alınan ifadesinde; "Ben Sakarya"da ... Metal Makina Hırd. İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti. fabrikasında çalışmaya başladım. Yaklaşık 7,5-8 aydır belirttiğim iş yerinde çalışıyorum." şeklinde beyanda bulunmuştur. Davalı şirketin sigortasız çalıştırdığı şahsın yazılı ve imzalı ifadesine ve kanunun 59/7. maddesinde belirtilen kamu idaresi niteliğini taşıyan Sakarya Valiliği Emniyet Müdürlüğünün soruşturması sonucunda ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesi için, aksi yöndeki mahkeme kararının bozulmasına, dair talepte bulunmuştur.
V- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Eldeki davanın, sosyal güvenlik mevzuatında prim teşviki, destek ve indirim uygulamalarından kaynaklanan uyuşmazlığa ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
Öncelikle; davaya konu uyuşmazlığın dava dışı sigortalının çalışmalarının varlığı noktasında toplandığı dikkate alındığında, günlerinin eksik bildirildiği iddia edilen sigortalının da davada taraf olmasında hukuki yararının olduğu anlaşıldığından, davanın sadece Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı hakkında yürütülüp sonuçlandırılması isabetsizdir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 14.12.2011 günlü 2011/21-632 E;, 2011/784 K. sayılı ilamında da belirtildiği üzere dava sonucunda verilecek karar, günlerinin eksik bildirildiği iddia edilen sigortalının da hak alanını ilgilendirdiğinden, davacı tarafa harcı da yatırılmak suretiyle yöntemince söz konusu sigortalıların davaya HMK 124. Madde uyarınca katılımının sağlanması (davanın teşmil edilmesi) için süre verilmesi, anılan sigortalının gösterdiği deliller de toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, mahkemece, belirtilen eksiklik giderilmeden ve pasif ehliyet yönü halledilmeden yargılamanın sürdürülmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ayrıca, 4447 Sayılı Yasanın geçici 10. Maddesinde yer alan teşvik indiriminden faydalanma hakkının tespiti istemine ilişkin olarak açılmış olan davada, davanın kabulüne dair karar verilmiş ise de, yargılama ve temyiz aşamasında 01.04.2018 tarihi itibari ile 5510 sayılı Yasanın ek 17. maddesi yürürlüğe girmiş, olup, bu maddenin ilk fıkrasında aynen:
“Bu Kanun veya diğer kanunlarla sağlanan prim teşviki, destek ve indirimlerinden yararlanılabileceği halde yararlanılmadığı ay/dönemlerde gerekli tüm koşulların sağlanmış olması ve yararlanılmayan ayı/dönemi takip eden altı ay içerisinde Kuruma müracaat edilmesi şartlarıyla, başvuru tarihinden geriye yönelik en fazla altı aya ilişkin olmak üzere, yararlanılmamış olan prim teşviki, destek ve indirimlerinden yararlanılabilir veya yararlanılmış olan prim teşviki, destek ve indirimleri başka bir prim teşviki, destek ve indirimi ile değiştirilebilir.” Hükmü ve ikinci fıkrasında ise;
“Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önceki dönemlere ilişkin olmak üzere tüm şartları sağladığı halde bu Kanun veya diğer kanunlarla sağlanan prim teşviki, destek ve indirimlerinden yararlanmamış işverenler ile bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce yararlanılan prim teşviki, destek ve indirimlerin değiştirilmesine yönelik talepte bulunan işverenler tarafından en son bu maddenin yürürlük tarihini takip eden aybaşından itibaren bir ay içinde Kuruma başvurulması halinde, yararlanılmamış olan prim teşviki, destek ve indirimlerinden yararlanılabilir veya yararlanılmış olan prim teşviki, destek ve indirimleri başka bir prim teşvik, destek ve indirimi ile değiştirilebilir.” şeklinde belirtilmiş hükümleri mevcut olup, bu yeni madde hükümleri ile tüm teşvik unsurlarından faydalandırılma veya fazla ödemelerin iadesi veya değiştirme istemleri hakkındaki uyuşmazlıklarda ek 17.maddede yer alan hükümlerin irdelenmesi gerektiği açıktır.
Değinilen Ek 17. maddenin üçüncü fıkrasında ise; “Bu maddenin ikinci fıkrası kapsamında talepte bulunan işverenlere iade edilecek tutar, maddenin yürürlük tarihinden önce talepte bulunanlar için maddenin yürürlük tarihini takip eden aybaşından, yürürlük tarihinden sonra talepte bulunanlar için ise, talep tarihini takip eden aybaşından itibaren kanuni faiz esas alınmak suretiyle hesaplanarak bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden takvim yılı başından başlayarak üç yıl içinde ödenir. Ödeme, öncelikle bu Kanunun 88 inci maddesinin on dört ve on altıncı fıkralarına göre muaccel hale gelmiş prim ve her türlü borçlardan, sonrasında ise ilgili kanunlar uyarınca yapılandırma veya taksitlendirme de dâhil olmak üzere müeccel haldeki prim ve her türlü borçlarından mahsup yoluyla gerçekleştirilir. Ancak, üç yılsonunda ilgili kanunları gereği yapılandırılma veya taksitlendirilme sebebiyle vadesi gelmemiş taksit ödemelerinden peşinen mahsup edilir. Kuruma borcu bulunmayan işverenlere altı ayda bir eşit taksitlerle iade yapılır.” Hükümleri mevcuttur.
Eldeki davada ise, Ek 17. Maddenin yürürlüğe girmesi ile birlikte “5510 Sayılı Yasa veya diğer kanunlarla sağlanan prim teşviki, destek ve indirimlerinden yararlanılabileceği halde yararlanılmadığı ay/dönemlere ilişkin olarak 5510 sayılı Yasa ile birlikte anılan ilgili kanunların teşvik veya destek hükümlerinde yer alan yararlanma şartlarının mahkemelerce irdelenmesi gerekmekle birlikte, değiştirme veya oluşabilecek fark prim tutarlarının iadesi istemleri hakkında yapılacak değerlendirmede; aynı maddenin ikinci veya üçüncü fıkrasındaki hükümlerin de uygulanıp uygulanmayacağı hususunda bir değerlendirme yapılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
Diğer taraftan Ek 17.Maddenin 4. Fıkrası hükmündeki “Görülmekte olan davalarda, ayrıca bir başvuru şartı aranmaksızın, dava öncesi yapılan idari başvuru tarihinden itibaren işleyecek kanuni faiziyle birlikte hesaplanacak tutar üçüncü fıkra hükümlerine göre mahsup veya iade edilir. Mahkemelerce, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış davalarda davanın konusuz kalması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilir. Yargılama giderleri idare üzerinde bırakılır ve vekâlet ücretinin dörtte birine hükmedilir. Ayrıca, ilk derece mahkemelerince verilen kararlar hakkında Sosyal Güvenlik Kurumu"nca kanun yollarına başvurulmaz ve bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce yapılan kanun yolu başvurularından vazgeçilmiş sayılır.” İbaresinin iptali için Anayasa Mahkemesi"ne başvuruda bulunulmuş ve Anayasa Mahkemesince 19.02.2020 gün ve 2018/139 E. 2020/12 K. Sayılı karar ile bu hükmün iptaline karar verilmiş olup, karar 05.05.2020 tarih ve 31118 sayılı Resmi gazetede yayımlanmıştır.
Anayasa"nın 153. maddesi uyarınca, Anayasa Mahkemesi"nin iptal kararları gerekçesi yazılmadan açıklanamamakta ve ancak Resmi Gazete"de yayımlandıktan sonra yürürlüğe girmektedir. Anayasa Mahkemesi"nin iptal kararlarının yasama, yürütme ve yargı organları, idari makamlar, gerçek ve tüzel kişileri bağlayacağı açıktır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 33. maddesi hükümlerine göre, Türk hukukunu resen uygulamakla yükümlü olan mahkemelerin ve giderek Yargıtay’ın iptal kararı ile yok hükmünde olan ve böylece yürürlükten kalkan bir yasa maddesine dayanarak inceleme yapma ve karar verme yetkilerinin bulunmadığının kabulü doğal olup, bu yönde bir uygulama yapılmasına imkânı yoktur. Belirtilmelidir ki, Anayasa Mahkemesi"nin iptal kararları, bozma kararları ile oluşan usulü kazanılmış hakların istisnasını teşkil ederler. Buna göre; usuli kazanılmış hak gereğince uygulanması gereken bir kanun maddesi Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiği takdirde artık usuli kazanılmış hakka göre değil, Anayasa Mahkemesi"nin iptal kararıyla ortaya çıkan yeni hukuki duruma göre karar verilir. Şu halde, Anayasa Mahkemesi"nin iptal kararı karşısında, yeni oluşan durumun kesin hüküm halini almamış derdest tüm davalar yönünden uygulanmasının zorunluluğu ortadadır.
Eldeki davada ise, mahkemece, yazılı şekilde karar verilmiş ise de, Ek 17. maddenin gelmesi ile oluşan bu yeni durumun dikkate alınması ile davaya konu uyuşmazlığa ilişkin yasal tüm dayanaklar ve teşvik hükümlerinden faydalandırılma, fazla ödenen tutarların iadesi/mahsubu istemleri bakımından ek 17. Maddenin ilk üç fıkrası da dâhil olmak üzere yasal tüm dayanaklar irdelenmeli, teşvik veya destekten faydalandırılma şartlarının varlığı ile birlikte incelenmeli ve sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, mahkemece yazılı şekilde hüküm tesisi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi kararının HMK"nın 373/1. maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 15.06.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.