14. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/18352 Karar No: 2020/7177 Karar Tarihi: 11.11.2020
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/18352 Esas 2020/7177 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı Hazine, tapu kaydındaki şerhin terkini istemiş ancak mahkeme, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinin 3. fıkrasındaki on yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak, 5841 sayılı Kanun'un yürürlüğe girmesiyle 3402 sayılı Kanun'un 12. maddesinin 3.fıkrasına eklenen \"...iddia ve taşınmazın niteliğine\" ibaresi ve 3. madde ile 3402 sayılı Kanuna eklenen Geçici 10. madde Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararıyla yürürlükten kalkmıştır. Bu sebeple, çekişmenin esasının incelenmesi gerekirken, davanın hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerektiği kararına varılmıştır. Kararda geçen kanun maddeleri 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi ve 5841 sayılı Kanun'un 2. ve 3. maddeleridir.
14. Hukuk Dairesi 2016/18352 E. , 2020/7177 K.
"İçtihat Metni"
14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 25/08/2011 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydındaki şerhin terkini talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; hak düşürücü süreden sonra açılan davanın reddine dair verilen 18/04/2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, "kolay işlenir yumuşak tüf kaya" cinsi ile davacı Hazine"nin mülkiyetinde bulunan 14112 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında tahmini 30 m2 yüzölçümünde bütün lehtarlar lehine ayrı ayrı belirtilmiş daimi ve müstakil hak bulunduğuna ilişkin şerhin terkini istemine ilişkindir. Bir kısım davalılar, davanın kabulünü savunmuştur. Bir kısım davalılar, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. maddesinin 3. fıkrasındaki on yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olup, hükmü davacı Hazine vekili temyiz etmiştir. 25.02.2009 tarihinde kabul edilerek 14.03.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 Sayılı Kanunun 2. maddesi ile, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12. maddesinin 3.fıkrasına “Bu hüküm, iddia ve taşınmazın niteliğine yahut Devlet veya diğer kamu tüzel kişileri dahil tarafların sıfatına bakılmaksızın uygulanır” şeklinde ekleme yapılmıştır. Aynı Kanunun 3. maddesi ile 3402 Sayılı Kadastro Kanununa eklenen Geçici 10. madde ise “Bu Kanunun 12. maddesinin 3.fıkrası hükmü, Devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu iddiası ile yürürlük tarihinden önce açılmış ve henüz kesin hükme bağlanmamış olan davalarda dahi uygulanır” kuralını getirmiştir.
Ancak, 5841 Sayılı Kanunun 2. maddesi ile; 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12. maddesinin 3.fıkrasına eklenen “Bu hüküm, iddia ve taşınmazın niteliğine yahut Devlet veya diğer kamu tüzel kişileri dahil tarafların sıfatına bakılmaksızın uygulanır” cümlesinde yer alan "...iddia ve taşınmazın niteliğine" ibaresi ve 3. madde ile 3402 sayılı Kanuna eklenen “Geçici 10. madde” Anayasa Mahkemesinin 12.05.2011 günlü ve E.2009/31, K. 2011/77 sayılı kararı ile iptal edildiğinden Hazine’nin açtığı tapu kaydındaki şerhin terkini davası on yıllık hak düşürücü sürenin dışında bırakılmıştır. Hal böyle olunca, Anayasa Mahkemesinin yukarıda belirtilen iptal kararı göz önüne alınarak çekişmenin esasının incelenmesi gerekirken, davanın hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.11.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.