Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2014/18534 Esas 2014/17935 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/18534
Karar No: 2014/17935

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2014/18534 Esas 2014/17935 Karar Sayılı İlamı

2. Hukuk Dairesi         2014/18534 E.  ,  2014/17935 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Antalya 1. Aile Mahkemesi
    TARİHİ :16.04.2014
    NUMARASI :Esas no:2013/480 - Karar no:2014/381

    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
    1-Dosyadaki yazılara, bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olmasına, delillerin takdirinde bir yanlışlık bulunmamasına göre, davacı-davalı kocanın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
    2-Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.(TMK.m. 6) Kural olarak ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkarak tarafa aittir. (6100 s. HMK. m.190/1)
    Hemen bütün ilim adamlarının birleştiği ve Yargıtay uygulamasında kararlılık ifade eden ölçüye göre, isbat yükü hayatın olağan akışına aykırı iddia ve savunmada bulunana düşer.(Prof.Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, l968 sh.372; Prof. İlhan Postacıoğlu, Medeni Yargılama Usulü, l970 sh.464; Prof.Necip Bilge, Hukuk Yargılamaları Usulü, l967 sh.449; Prof.Sabri Şakir Ansay Hukuk Muhakemeleri Usulü, l957 sh.248-249; Prof.Saim Üstündağ, Hukuk Muhakemeleri Usulü, l973 sh.378; H.G.K.nun l9.7.l967 gün ve 239-340 sayılı, 7.6.l974 gün ve l972/84 sayılı kararları). İleri sürdürdüğü bir vakıadan lehine haklar çıkaran kimse iddia ettiği olayları ispat etmelidir.(Prof.Saim Üstündağ, age. l973 sh.397).
    Davalı-davacı (kadın) ziynet ve düğünde takıldığı iddia edilen 2000 TL."nin davacı-davalı (koca)"da kaldığını ileri sürmüş, davacı-davalı (koca) ise, onun tarafından götürüldüğünü savunmuştur. Hayat deneylerine göre olağan olan, bu çeşit eşyanın kadın üzerinde olması yada evde saklanmış, muhafaza edilmiş bulunmasıdır. Diğer bir deyimle bunların davacı-davalı (koca)"nın zilyetlik ve siyanetine terk edilmiş olması olağana ters düşer. Diğer taraftan söz konusu eşya rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen nev"idendir. Onun için evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi gizlemesi her zaman mümkündür.
    Davalı-davacı (kadın) dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını, ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, isbat yükü altındadır. Olayda kadın, dava konusu ziynet eşyasının, götürülmesine engel olunduğunu ve zorla elinden alındığını, daha önceden götürme fırsatı elde edemediğini ispat edememiştir. Buna rağmen yukarıda yazılı ilkelerde hataya düşülerek hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
    3-Davalı-davacı kadının, 06.10.2011 tarihinde yeniden evlendiği nüfus kaydı ile sabit olup, evli kadın yararına yoksulluk nafakası verilmeyeceği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.22.09.2014 (Pzt.)




    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.