17. Hukuk Dairesi 2013/14175 E. , 2015/252 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün, süresi içinde davalı sigorta şirketi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili; davalıya zorunlu mali sorumluluk sigortalı aracın çarpması sonucu müvekkillerinin desteği ..."ın hayatını kaybettiğini belirterek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla eş ... için 45.000 TL, 2 çocuk için ayrı ayrı 2.000"er TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 13.08.2012 tarihli dilekçesi ile talebini eş için 45.824,18; çocuk ... için 12.472,86; ... için 1.840,14 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili; davacı ve çocuklarına 19.9.2011 tarihinde ibra ve feragatname karşılığında toplam 88.043 TL destekten yoksun kalma tazminatı ödendiğini, desteğin kazada %25 oranında kusurlu olduğu hususunda uyuşmazlık bulunmadığını, müvekkilinin sigortalının kusuru ve teminat limiti dahilinde ödeme yaptığından sorumluluğunu yerine getirdiğini öne sürerek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; bilirkişi raporu benimsenerek, davanın kısmen kabulü ile, eş için 45.824,18 TL, çocuk ... için 12.472,86 TL, ... için 1.840,14 TL tazminatın 30.9.2011 temerrüt tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı sigorta şirketi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı sigorta şirketi vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2-Dava davacılar desteğinin ölümü nedeni ile Borçlar Kanunu"nun 45. maddesi (6098 sayılı BK m. 53) gereğince destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkemece hükme esas alınan 17.7.2012 tarihli aktüerya raporunda, davalı sigorta şirketi tarafından davacılara yapılan ödeme güncelleme yapılmadan mahsup edilmiştir. Oysa, davalı şirket tarafından yapılan ödemeyi destekten yoksun kalma tazminatı hesabı yapılmadan önce alan davacılar, hesap tarihine kadar geçen süre nedeni ile aldığı paranın yasal faizi kadar kazanım elde etmiştir. Zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince, davacılara yapılan ödemenin, ödeme günü ile destekten yoksun kalma tazminatının hesaplandığı güne kadar geçen süredeki işlemiş yasal faizinin de ödeme tutarı ile birlikte hesaplanan destekten yoksun kalma tazminatından indirilmesi gerekir.
O halde, davacı tarafça itiraza uğramayan ilk raporda hesaplanan tazminat tutarından sigorta ödemesinin güncellenerek mahsubu için bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, mahkemece bu husus gözetilmeden yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun görülmediğinden kararın davalı sigorta şirketi yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı sigorta şirketi vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı sigorta şirketi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ... AŞ."ye geri verilmesine, 13.1.2015 günü Üye E.S.Baydar"ın karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verildi.
(KARŞI OY)
Beden tamlığına karşı işlenen haksız fiillerde zararın gerçek miktar ve şumulü zamanla daha iyi anlaşılabileceğinden mümkün olduğu kadar geç bir tarihin esas alınması, bilirkişinin hüküm tarihine en yakın verileri nazara alarak raporunu düzenlemesi gerektiği 6098 sayılı TBK"nun 75.maddesi gereği olduğu gibi Yargıtay"ın oturmuş ve yerleşmiş görüşlerindendir.
Bu husus kamu düzeni ile ilgili olduğundan bu hususta usuli kazanılmış haktan söz edilemeyeceği gibi hakim bu durumu duruşmanın her aşamasında kendiliğinden gözetmelidir. Bu konuda bir talep olmasa dahi hakim bu hususu doğrudan doğruya gözönünde bulundurmakla yükümlüdür.
Kamu düzeni ile ilgili konularda usuli kazanılmış haktan söz edilemeyeceğinden bozmadan sonra asgari ücretlerin artmış olması durumunda dahi bu yeni artışlarında hesaplamada gözönünde tutulması gerekir. (Hukuk Genel Kurulu"nun 17.12.1997 gün Esas 97/10, Karar 97/1074 sayı, 28.01.2004 gün Esas 2004/10-24 Esas 2004/47 Karar sayı, 21 HD. 25.5.2000 gün 4100-4206 sayı, 4 HD. 18.12.2003 gün 8596-14191 sayı, 10 HD. 10.09.1996 gün 7580-6635 sayı vs.)
Somut uyuşmazlıkta,
17.7.2012 günlü aktüer bilirkişi raporu ile davalı sigortanın dava öncesi ödemesi güncelleme yapılmaksızın mahsup edilmek suretiyle davacı ..."ün zararının 45.824,18 TL, davacı ..."nin zararının 14.472,86 TL, davacı ..."in zararının da 1.840,00 TL olduğu belirlenmiş,
Davalı sigorta şirketince rapora itiraz edilmesi üzerine 13.11.2012 ek rapor tarihindeki veriler esas alınmak ve sigortanın ödemesi güncellenmek suretiyle davacı ..."ün zararının 59.665,74 TL, davacı ..."nin zararının 11.919,24 TL, davacı ..."in zararının da 1.903,14 TL olduğu tespit edilmiş,
Mahkemece 17.7.2012 günlü ilk rapor esas alınmak suretiyle hüküm kurulmuştur.
Aktüer bilirkişinin 13.11.2012 günlü ek raporu yukarıda açıklanan ilkelere ve 6098 sayılı TBK"nun 75.maddesi hükmüne uygundur.
Yerel mahkemece davacılar ... ve ..."in destek zararları yönünden 13.11.2012 günlü raporun esas alınması gerekirken, 17.7.2012 günlü raporun hükme esas alınması, adı geçen davacıların temyizlerinin bulunmaması nedeniyle bozma sebebi teşkil etmemektedir.
Bu nedenle davalı sigorta şirketinin davacılar ... ve ..."e yönelik temyiz itirazlarının reddi gerekmektedir.
13.11.2012 günlü ek rapora göre, davacı ... için 11.919,24 TL destek zararına hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde 12.472,86 TL"e hükmedilmesi nedeniyle, davalı sigorta şirketinin davacı ... yönünden temyiz itirazının kabulü ile sadece adı geçen davacı yönünden yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerekirken sayın çoğunluğun TBK"nun 75.maddesi hükümlerine aykırı düşen bozma gerekçesine katılamıyorum.