3. Hukuk Dairesi 2015/5228 E. , 2016/2712 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, dava dilekçesi ile; davacının, davalıdan harici satım sözleşmesi ile tapuya kayıtlı taşınmaz satın aldığını; 25.500.00 TL ödeme yaptığını, devrin yapılmadığını, paranın iade edilmediğini; başlatılan icra takibine de haksız itiraz edildiğini ileri sürerek; itirazın iptaline ve icra inkar tazminatı ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, cevap dilekçesi ile; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın kabulüne, itirazın iptaline, takibin 25.500,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, davacı tarafın takip tarihine kadar işlemiş faiz ve icra inkar tazminatına yönelik talebinin şartlar oluşmadığından reddine karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince süresinde temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak, İİK. 67/2.maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının dava ederek haklı çıkması zorunludur. Borçlunun kötüniyetle itiraz etmiş olması yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı, alacağın likit ve belli olması gerekir. Borçlu, yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise; alacağın likit ve belli olduğunun kabulü gerekir. Öte yandan, alacağın mutlaka bir belgeye bağlı olması da şart değildir.
Alacaklı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi için, mahkemenin borçlunun ödeme emrine karşı yapmış olduğu itirazın haksız olduğuna karar vermesi gerekir. Borçlunun itirazının haksızlığına karar verilmesi ile takip tarihine göre itiraz olunan alacağın likit (muayyen)-belirli olup olmadığına bakmak gerekir. Likit alacaklarda alacak miktarı belirlidir.
Borçlu tarafından alacağın gerçek miktarını belirlemek için bütün unsurlar bilinmekte veya bilinebilecek durumdadır. İİK 67/2.madde hükmünün amacı, borçlu olduğu miktarı bilecek veya bilebilecek durumda olan borçlunun icra takibine konu alacağın varlığına haksız olarak itiraz etmesini önlemektir. (Prof.Dr.B.Kuru İ.İ.Huk.2008.İst.sh.230-231).
Somut olayda; alacağın likit ve belirli olduğu, bilirkişi incelemesi yapılarak alacak miktarının belirlenmediği anlaşılmakla, icra inkar tazminatı talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme sonucu, talebin reddi doğru görülmemiştir.
Ne var ki; bu yanılgının düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün ikinci maddesindeki "Davacı tarafın takip tarihine kadar işlemiş faiz ve icra inkar tazminatına yönelik talebin şartlar oluşmadığından reddine," ifadesinin çıkarılarak yerine "Davacı tarafın takip tarihine kadar işlemiş faiz talebinin reddine, asıl alacak olan 25.500.00 TL nin % 20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine" ifadesinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 29.02.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.