Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/20067
Karar No: 2014/9937
Karar Tarihi: 27.05.2014

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2013/20067 Esas 2014/9937 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, tarım Bağ-Kur sigortalısı olmadığının tespiti ile aksi yöndeki Kurum işleminin iptalini istemiştir. Mahkeme, davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Ancak, davacının muafiyet kapsamında kalıp kalmadığının tespiti açısından ihtilaf konusu dönemi belirlemek için bilirkişi incelemesi yaptırılmaması hatalı bulunmuştur. Yapılacak iş, davacının hangi sürelerde Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun belirlenmesi ve uyuşmazlık konusu olan dönemde yıllık tarımsal faaliyet gelirlerinden, bu faaliyete ilişkin masraflar düşüldükten sonra kalan tutarın aylık ortalamasının, Kanunda belirtilen prime esas günlük kazanç alt sınırının otuz katından az olup olmadığının uzman bir ziraatçi bilirkişi marifetiyle tespit edilmesidir. Kanun maddeleri ise; 2926 sayılı Yasa, 506 sayılı Yasa, 1479 sayılı Yasa ve 5510 sayılı Yasa'dır.
21. Hukuk Dairesi         2013/20067 E.  ,  2014/9937 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Konya 1. İş Mahkemesi
    TARİHİ : 24/09/2013
    NUMARASI : 2012/169-2013/549

    Davacı, 03/04/2009-25/12/2010 tarihleri arasında tarım Bağ-Kur sigortalısı olmadığının tespiti ile aksi yöndeki Kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi .tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    K A R A R
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenlere göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine.
    2-Dava, davacının 03/04/2009-25/12/2010 tarihleri arasında 2926 sayılı Yasa kapsamında Tarım Bağ-Kur sigortalı olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak, davanın kısmen kabulü ile, davacının 03/04/2009 – 11/04/2009 ile 27/02/2010 – 25/12/2010 tarihleri arasında 2926 sayılı yasa kapsamında sigortalı olmadığının tespitine karar verilmiştir.
    Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacının 01/10/1997 tarihinde 2926 sayılı Yasa kapsamında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil edildiği, 31/03/2007 tarihinde 506 sayılı Yasa"ya tabi zorunlu sigortalı çalışma nedeniyle terkin edildiği, 03/04/2009 tarihinde yeniden resen tescil edildiği, 25/02/2010 tarihinde terkin edildiği, Tarım Bağ-Kur sigortalılığı nedeniyle 5 yılı aşan prim borcu bulunmadığı, 31/07/2001 tarihinden itibaren Akşehir Ziraat Odasına kayıtlı olduğu, 01/04/2007-18/12/2007 tarihleri arasında 258 gün, 22/02/2008- 11/05/2008 tarihleri arasında 80 gün, 12/05/2008-30/05/2008 tarihleri arasında 19 gün, 05/07/2008-02/04/2009 tarihleri arasında 242 gün, 12/04/2009-26/02/2010 tarihleri arasında 315 gün ve 01/03/2010 tarihinden itibaren devam eden 506 sayılı Yasa kapsamında zorunlu sigortalı olarak çalışmalarının bulunduğu, Alaşehir Ziraat Odası"nın 05/11/2012 tarihli yazısında davacının 2009 yılında muafiyet kapsamında kaldığı,2010 yılında tarımsal faaliyette bulunmadığının bildirildiği anlaşılmaktadır.
    1.10.2008 tarihinden önce yürürlükte bulunan 2926 sayılı Yasa uyarınca, Tarım Bağ-Kur sigortası kapsamında kesintisiz tarımsal faaliyetin bulunduğunun anlaşıldığı hallerde, gerek 506 ve gerekse 1479 sayılı Yasalar kapsamındaki kısa süreli çalışmaların 2926 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığı tümden sona erdirmeyeceği, 2926 sayılı Yasanın 36 ve 10.maddesindeki şartların da gerçekleşmesi halinde 506 ve 1479 sayılı Yasalar kapsamındaki kısa süreli çalışmalar dışında kalan süreler bakımından Tarım Bağ-Kur sigortalısı olunduğunun kabulünün gerekeceği, 2926 sayılı Yasa"nın 5 ve 6.maddelerine göre tarım Bağ-Kur sigortalılığının 506 ve 1479 sayılı Yasalar kapsamındaki kısa süreli çalışmaların başlamasından bir gün önce sona ereceğinin ve bu çalışmaların sona ermesinden bir gün sonra başlayacağının gözönünde bulundurulması gerekir.
    1.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasa"nın 17.04.2008 tarihli 5754 sayılı Yasa"nın 33. maddesi ile değiştirilen " Sigortalılık Hallerinin Birleşmesi" başlıklı 53/1 maddesi; " Sigortalının, 4. maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan sigortalılık hallerinden birden fazlasına aynı anda tabi olmasını gerektirecek şekilde çalışması halinde, öncelikle aynı maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında, çalışması yoksa ilk önce başlayan sigortalılık ilişkisi esas alınarak sigortalı sayılacağı ” hususunu düzenlemiş olmakla, önce başlayan sigortalılığa üstünlük tanımıştır.
    Ancak 5510 sayılı Yasanın 53/1. maddesi 01.03.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6111 sayılı Yasanın 33. maddesi ile değiştirilerek (b) bendi -2926 sayılı Yasa- kapsamındaki sigortalılık ile (a) bendi -506 sayılı Yasa- kapsamında sigortalılığın çakışması halinde (a) bendi kapsamındaki sigortalılığa geçerlilik tanınacağı şeklinde bir düzenleme getirilmiş olup, yasanın ilk halinde önce başlayan sigortalılığa üstünlük tanıyan 53/1. maddesi, 1.3.2011 tarihinde değiştirilerek, 506 sayılı Yasa kapsamındaki çalışmalara geçerlilik tanınacağı şeklinde değiştirilmiş ve 6111 sayılı Yasanın Geçici 33. maddesi ile de bu değişikliğin yürürlüğe girdiği tarihten öncesi için uygulanmayacağı ayrıca hüküm altına alınmıştır.
    5510 sayılı Yasanın 9/b-5 maddesi "Kısa ve uzun vadeli sigorta kolları bakımından tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar için, tarımsal faaliyetlerinin sona erdiği veya 6 ncı maddenin birinci fıkrasının (ı) bendi kapsamına girdiği tarihten itibaren sigortalılığının sona ereceği" bildirilmiş, 5510 sayılı Yasa"nın 6/1-ı maddesinde; "Kamu idarelerinde ve Kanunun ek 5 inci maddesi kapsamında sayılanlar hariç olmak üzere; tarım işlerinde veya orman işlerinde hizmet akdiyle süreksiz işlerde çalışanlar ile tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan; tarımsal faaliyette bulunan ve yıllık tarımsal faaliyet gelirlerinden, bu faaliyete ilişkin masraflar düşüldükten sonra kalan tutarın aylık ortalamasının, bu Kanunda tanımlanan prime esas günlük kazanç alt sınırının otuz katından az olduğunu belgeleyenler ile 65 yaşını dolduranlardan talepte bulunanların sigortalı sayılmayacağı ve aynı yasanın 6/2 maddesinde ise birinci fıkranın (ı) bendinin uygulanmasında Türkiye Ziraat Odalar Birliğinin görüşünün alınacağı bildirilmiş, 5510 sayılı Yasanın Geçici 16. maddesinde bu Kanunun 6. maddesinin birinci fıkrasının (ı)bendinde belirtilen “otuz” ibaresi, bu maddenin yürürlüğe girdiği yıl için “onbeş”olarak uygulanın ve prime esas günlük kazancın otuz katını geçmemek üzere takip eden her yıl için bir puan arttırılacağı bildirilmiştir.
    Somut olayda, dosya kapsamından davacının 01/10/1997 - 31/03/2007 ve 03/04/2009 - 25/02/2010 tarihleri arasında 2926 sayılı Yasa kapsamında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun anlaşılmasına rağmen mahkemece hukuki yarar bulunmayan 27/02/2010 – 25/12/2010 tarihleri arasında 2926 sayılı yasa kapsamında sigortalı olmadığının tespitine karar verilmesi ve davacının muafiyet kapsamında kalıp kalmadığının tespiti açısından ihtilaf konusu dönemin tamamı yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılmaması hatalı olmuştur.
    Yapılacak iş, öncelikle davalı Kurumdan davacının hangi sürelerde Tarım Bağ-Kur sigortalısı kabul edildiği sorularak, ihtilaflı dönemi belirlemek, uyuşmazlık konusu olan dönemde davacının tüm tarımsal varlığı tespit edilerek yıllık tarımsal faaliyet gelirlerinden, bu faaliyete ilişkin masraflar düşüldükten sonra kalan tutarın aylık ortalamasının, bu Kanunda tanımlanan prime esas günlük kazanç alt sınırının otuz katından az olup olmadığını (5510 S.Y. geçici 16. maddesinde belirtilen oranlar dikkate alınarak) konusunda uzman ziraatçi bilirkişi marifetiyle tespit ettirilip sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
    Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde ve eksik araştırma sonucu hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 27/05/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi