9. Hukuk Dairesi 2014/29316 E. , 2015/30647 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 2. İŞ MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/06/2014
NUMARASI : 2012/675-2014/208
Davacı, kıdem tazminatı ile fazla mesai ücreti, haksız kesinti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; müvekkilinin davalı şirkette 28/04/2008-28/12/2011 tarihleri arasında çalıştığını, fazla mesai ücretlerinin ödenmediğini, her ay 16,30.TL.lik ücret kesintisi yapıldığını, davacının bu nedenlerle iş sözleşmesini haklı nedenle feshetmek zorunda kaldığını iddia ederek, kıdem tazminatı, fazla mesai ücreti ve ücretinden her ay yapılan kesintilerin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili; Bakırköy 14. İş Mahkemesinde 2012/47 Esas sayılı dosyada aynı alacak kalemleri ile dava açıldığını, bu nedenle derdestlik itirazında bulunduklarını, davacıya fazla mesai yaptığı ve genel tatil günlerinde çalıştığı zaman karşılığının bordrolara yansıtılarak ödendiğini, davacının ücret bordrolarında gösterilen ödemeleri herhangi bir ihtirazi kayıt ileri sürmeden kabul ettiğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece davanın kısmen kabulü kıdem tazminatı, fazla mesai ücreti ve ücretinden yapılan kesintilerin davalıdan tahsiline hükmedilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Fazla çalışma ücretlerinin hesabı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Dosya kapsamından fazla çalışma süresinin davacı tanık beyanlarına itibarla bordroda imza bulunmayan son 3 ay için haftada 14,5 saat olarak belirlendiği görülmektedir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda fazla çalışma hesabı yapılırken hesabın hem davacı tanık beyanları ile uyumlu bulunmadığı, hem de kendi içinde matematiksel hata içerdiği anlaşılmaktadır. Ayrıca davacı imzası bulunmayan ancak fazla mesai tahakkuku bulunan son 3 aya ilişkin bordroların karşılığının bankaya yatıp yatmadığı da araştırılmamıştır.
Dairemizin kararlılık kazanmış uygulamasına göre fazla mesai alacağı ihtirazi kayıtsız fazla mesai ücreti ödenen aylar için hesaplanamayacağından şayet hesap yapılan döneme ilişkin bordro karşılıkları davacının banka hesabına yatırılmış ise istemin reddine, yatırılmamış ise davacı tanıklarının 3 gün 10.00 - 22.00 saatleri arası ve 3 gün de günde 8 saat çalıştıkları şeklindeki beyanları gözetilerek ve ara dinlenme süreleri de düşülerek fazla mesai hesabı yapılarak istemin kabulüne karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve hatalı rapor ile sonuca gidilmesi hatalıdır.
Kabule göre de davacı pazarlama elmanı olup, bordrolarında prim tahakkukları görülmektedir. Primin mesai artıkça artığı ve değişikliklik gösterdiği, bu nedenle davacının bir anlamda yüzde usulü ile çalıştığı fazla çalışma ücretlerinin zamsız tutarının ücretin içinde ödendiği kabul edilmelidir. Fazla çalışma ücretinin sadece %50 zamlı kısmı hesaplanıp hüküm altına alınmalıdır.
3-Mahkemece tüm çalışma dönemi yönünden davacının iddiası gibi aylık 16.30 TL ücret kesintisi yapıldığı kabul edilerek hüküm kurulmuş ise de, 2011 yılı Ekim, Kasım ve Aralık ayları dışındaki tüm ücret bordrolarında davacının imzasının bulunduğu ve bordro içeriklerine göre ücretten herhangi bir kesinti bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda bordro karşılıklarının bankaya yattığının tespiti halinde bankaya yatan miktarlar yönünden herhangi bir kesinti bulunup bulunmadığı ve davacı imzası taşımayan son 3 aylık dönem için de bordroların karşılıklarının kesintisiz yatıp yatmadığı araştırılarak sonucuna göre ücret kesintisi hesabı yapılması gerekirken eksik inceleme ile tüm çalışma dönemine yönelik yapılan hesaba itibarla hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
4-Hüküm altına alınan miktarların net mi yoksa brüt mü olduğunun hükümde belirtilmemesinin infazda tereddüde yol açacağının düşünülmemesi de isabetsizdir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, 02/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.