Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2015/15521 Esas 2016/2699 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/15521
Karar No: 2016/2699
Karar Tarihi: 25.02.2016

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2015/15521 Esas 2016/2699 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı tarımsal sulama abonesi olarak yaz aylarında elektriği abone sözleşmesine uygun şekilde sayaçtan geçirerek kullandığını, ancak Dedaş görevlilerinin sulama dönemi olmamasına rağmen sayacı okumadan giderek yüksek faturalar çıkardıklarını iddia etmiştir. Davalı ise davanın reddedilmesi yönünde savunma yapmıştır. Mahkeme, yapılan yargılama sonucunda davacının davalıya borçlu olmadığına karar vermiş, ancak davacı tarafından yapılan temyiz sonucu Daire kararı ile yeniden yargılama yapılmıştır. Yapılandırma sonrası menfi tespit davası açılamayacağına dair karar sonucu dava reddedilmiş, ancak davacının imza itirazı nedeniyle Adli Tıp Kurumuna gönderilmesi kararlaştırılmıştır. Mahkeme, imza incelenmesi yapılmadan davanın reddedilmesinin yanlış olduğuna karar vermiş ve kararı bozmuştur. Kanun maddeleri: HUMK.nun 428. maddesi.
3. Hukuk Dairesi         2015/15521 E.  ,  2016/2699 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı vekili dilekçesinde, müvekkilinin tarımsal sulama abonesi olduğunu, abone sözleşmesine uyarak yaz aylarında elektriği sayaçtan geçirerek kullandığını, sulama yapılan aylarda ortalama tüketim bedelinin 1.000 TL olduğunu, Dedaş görevlilerinin sulama dönemi olmamasına rağmen sayacı okumadan sayaç başına giderek 2006 yılı Mart ayı için toplamda 33.083,76 TL, 2008 yılı Haziran ayı için toplamda 29.115,06 TL neticeten 62.199,36 TL elektrik borcu tahakkuk ettirdiğini, borcun asılları ile geriye dönük işlemiş faiz veya işleyecek faizi ile birlikte iptalini ve borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece; yargılama sırasında alınan bilirkişi heyeti raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile davacının 8.500,59 TL davalı kuruma borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş; sözkonusu hükmün davacı tarafından temyizi üzerine Dairemizin 23.10.2012 Tarih 2014/6292 Esas 2014/14060 Karar Sayılı İlamıyla; davalının yapılandırma yaptığı, borcun yapılandırılmasından sonra menfi tespit davası açılıp açılamayacağının karar yerinde tartışılması gerekirken bu yönde bir inceleme yapılmadığı gerekçesiyle bozma konusu yapılmıştır.
    Mahkemece Dairemizin 23.10.2012 Tarih 2014/6292 Esas 2014/14060 Karar Sayılı Bozma İlamına uyularak yapılan yargılama neticesinde; "borcu kabul ederek yapılandırmaya giderek borcun yapılandırılmasından sonra menfi tespit davası açılamayacağından" bahisle davanın reddi kararı verilmiş ; sözkonusu karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir .
    Davacı vekili aşamalarda alınan beyanında; yapılandırma evrakındaki imzanın kendisine ait olmadığını iddia etmiştir. Mahkemece yapılması gereken davacının yapılandırma evrakından önceki ve sonraki tarihli mukayeseye esas imza örneklerinin bulunduğu yerler davacıdan sorulmak suretiyle bu imza örnekleri toplanıp, davacının medarı tatbike elverişli imza örneklerinin de mahkeme huzurunda alınarak düzenlenecek istiktap tutanakları ile birlikte dosyanın Adli Tıp Kurumuna gönderilmek suretiyle yapılandırma evrakındaki imzanın davacı eli ürünü olup olmadığına ilişkin rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesinden ibarettir.
    Mahkemece; ilk olarak davacının itirazı doğrultusunda yapılandırma evrakındaki imzanın davacıya ait olup olmadığının açıklığa kavuşturulması adına imza incelemesi yapılması; imzanın davacıya ait olduğunu anlaşılması halinde; borcun yapılandırılmasından sonra menfi tespit davası açılıp açılamayacağının karar yerinde tartışılması gerekirken, bu yönde bir inceleme yapılmaksızın, borcun yapılandırılmak suretiyle kabulünden sonra, menfi tespit davası açılamayacağından bahisle davanın reddi isabetsiz olup , bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.